X

Günün gelişmelerini anlık takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

Takipte Kalın

SEDA ZEYNEP KÖSE LUXEMBURG'TA

instagram/ tatildeyimdonucem

Habertürk & Tatilstil işbirliğinde çıktığım Benelüx turu hızla devam ederken, Luxemburg öncesindeki ilk durağımız olan Köln'e gitmek üzere yola çıkıyoruz. Amsterdam'a veda ederken, yepyeni destinasyonları keşfedecek olmanın heyecanı sarıyor hepimizi. Grubumuz çok keyifli olduğundan, Köln'e nasıl vardığımızı anlamıyoruz. Köln'e vardığımızda, klasik olarak panoromik turumuzu gerçekleştiriyor, ardından, tabii ki hemen Kölner Dom yani Köln Katedrali'ne doğru ilerliyoruz.

Köln şehrinin simgesi

Tatilstil Benelüx turları için tıklayınız

Katedralin yapımına 1248 başlanmış ve tam 632 yıl sürmüş, 1880 yılında da hizmete açılmış. Bu kadar uzun sürme sebebi ise, ilk temeli atıldıktan sonra, yüzyıllar boyunca maddi sıkıntılardan dolayı tamamlanamamış bu gotik yapı, günümüzde, Kuzey Avrupa´daki en büyük ibadethanesi. Ayrıca, Almanya´nın ikinci, dünyanın ise üçüncü büyük kilisesi.Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü Dünya Mirası Alanları dizelgesinde yer alan katedral, her yıl binlerce turisti ağırlıyor. Katedral ziyaretinin ardından, Köln lezzetlerini tadacağımız Früh'e geçiyoruz.

Rhein nehri gezintisi ve elbette alışveriş sonrasında Köln'den ayrılıyoruz. Köln'de alışveriş yapabileceğiniz güzel ve uygun fiyatlı mağazalar var. Hatta biraz vakit ayırırsanız, çok cazip ürünler satın alabilirsiniz. Köln'den ayrılmadan önce, lütfen Berliner yemeyi unutmayın. Berliner, çok lezzetli içi dolgulu bir Alman pastası.

Remich & Schengen kasabaları, Benelüks turumuzun içerisinde yer alan diğer keşfedilesi duraklar. Remich alışveriş açısından çok cazip bir nokta. Bazı ürünleri, çok, çok uygun fiyatla alabiliyorsunuz. Alışveriş sonrası, Luxemburg, Fransa ve Almanya sınırlarının bir araya geldiği, Schengen anlaşmasının imzalandığı yer olmasından dolayı özenm taşıyan Schengen'e geçiyoruz.

Anlaşmanın imzalandığı binayı gezip, anıt önündeki fotoğraf seremonisinin akabinde, Luxemburg'a doğru devam ediyoruz. Luxemburg, küçücük bir ülke, sessiz, huzurlu ülke, Avrupa için büyük önem taşıyor. Ekonomisi son derece gelişmiş olan ülke, kişi başına düşen millî gelir ortalamasında IMF ve Dünya Bankası verilerine göre birinci sırada yer alıyor. Lüksemburg; aynı zamanda, Avrupa Birliği'nin, NATO'nun, OECD'nin, Birleşmiş Milletler'in, Benelüks Topluluğu'nun ve Batı Avrupa Birliği'nin kurucu üyelerinden biri. Avrupa Birliği ile ilgili pek çok sayıda kurum, kuruluş ve dairenin genel merkezliğine ev sahipliği yapan Lüksemburg, Avrupa'nın da en küçük ülkelerden biri olma özelliğine sahip. Ulusal Tarih ve Sanat Müzesi, Lüksemburg Şehri Tarih Müzesi, Grandük Jean Modern Sanat Müzesi ve Diekirch'deki Ulusal Askerî Tarih Müzesi gibi pek çok müzenin bulunduğu ülke, günümüze kadar korunmuş kaleleriyle de, UNESCO'nun dünya kültür mirası listesinde yer alıyor. 1995 ve 2007 yıllarında olmak üzere iki kez Avrupa Kültür Başkenti olma özelliğini taşıyan Luxemburg'ta, önce Notre Damme Katedrali'ni geziyor, ardından eski şehre iniyoruz. Luxemburg, gece daha da sessiz ve tıpkı bir tablo gibi görünüyor. Tek kelime ile büyüleyici.

Konaklamamız Trier'de olacağından, yavaş yavaş otelimize doğru yol alıyoruz. Trier, aslında Almanya sınırları içinde yer alıyor ve Almanya'nın en eski şehri. Şehir, Roma İmparatoru Agustus tarafından MÖ 15 yılında kurulmuş ve o dönemin en ilgi çekici şehirlerinden biri. Trier'e vardıktan sonra, otele eşyalarımızı bırakıp, akşam yemeği ve küçükte olsa bir keşif için çıkıyoruz. Zum Domstein'de harika bir yemek yiyoruz. Burası bir Alman restaurantı ve bence, Trier'de gitmeniz gereken en başarılı noktalardan biri. Yemeğin ardından Porta Nigra mnanzaralı otelimize geçiyor ve dinlenmeye çekiliyoruz. Otelimiz de, manzarası da çok memnuniyet vericiydi. Odamdan izlediğim manzarayı da paylaşacağım ki; ne demek istediğimi daha iyi anlayın.

 

Tatilstil.com'u ziyaret etmek için tıklayınız

Benelüks turumuza aşıklar şehri Paris'le devam edeceğiz. Bizden ayrılmayın.