Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        YAPILAN resmi açıklama; "istihbarat hatası"! Maalesef eldeki en güçlü seçenek bu! Dün öğlen saatlerinde aynı bilgiye ulaşmış ve Habertürk ekranlarında paylaşmıştım. Uçaklar "o bombardımanı yaparken"; pilotlar, örgütün "en üst düzey isimlerinden" birinin orada yanındakilerle birlikte bulunduğunu düşünüyorlardı. Onlara verilen emir böyleydi ve bu emir de "o harekâtı planlama yetkisi" olanlara iletilmiş ve bu girdi üstüne "ne yapılacak" stratejisi geliştirilmişti!

        Sevgili dostlar, bu noktada, konuyu çok uzatmadan, birkaç tespit yapmak ve bazı sorular sormak istiyorum:

        1- O bölgede istihbarat dolayısıyla son yanlış olan da; MİT-Askeri İstihbarat veya Amerika'nın aktarımından sağlanıyor.

        2- MİT ve Askeri İstihbarat birimlerinin sağladıkları bilgi, genel olarak örgüt içine sızdırılmış elemanlardan alınıyor. Burada önemli detaylar var; ya eleman gerçekten örgüt içinden yanıltıldı yani yanlış bilgi verdi, ya da eleman çift taraflı ve Türk Devleti'ni kötü duruma düşürmek isteyen örgüt böyle bir plan yaptı. Amacı açık; örgüt çok sıkı bir şekilde devam eden terörle mücadele operasyonlarını bu şekilde "devleti suçluluk duygusu içinde boğarak" durdurma yoluna gitti!

        3- Başka bir ihtimal, MİT içinde bir hesaplaşma sonucu yanlış istihbarat üretildi ve başta ikinci açılım diyen hükümet olmak üzere birçok kurum ve kişi zor duruma düşürüldü! Bu olay sonrası yaşananları siyasi malzeme yapanlar, ülkeye hizmet etmedikleri gibi araya karışarak aslında gerçek suçluları gölgeliyorlar.

        4- Amerika, Irak ve Afganistan'da olduğu gibi ya gerçekten yanıldı veya bizi bilerek yanılttı! Bir detay daha var; Amerika içinde bir hesaplaşma sonucu da yanlış istihbarat üretilmiş olabilir.

        Sonuç: Yaşananların asla terörle mücadeleyi ve "ikinci açılımı" aksatmaması, şiddetle mücadelenin ve açılımın net olarak devam etmesi gerekli. Bu süreç devam ederken bu vahim olayın nasıl gerçekleştiğinin de net olarak ortaya konulması ve çok şeffaf bir şekilde bütün detayların sorgulama-yargılama sürecine paralel olarak Türk kamuoyuyla paylaşılması gerekli!

        Son söz: Birileri şiddete başvurup, insanlarımızı sokağa döker ve Türk devletinin-Türk kamuoyunun suçluyu bulma sürecini çıkardıkları kaos altında gölgelerse; o bölgenin insanlarına en büyük kötülüğü yaparlar! Basın mensupları sorgulamada başta olmak üzere, Türkiye kurumları ve sistemiyle bu dosyanın detaylarına ulaşacak, lütfen biraz sabır!

        ***

        'Tahsilat şirketleri' ve vergi sorunu

        BANKALAR tahsil edemedikleri kredi kartı alacaklarını zarar yazıyorlar ve "tahsil edilemeyen para" olarak muhasebeleştiriyorlar. Yani ne yapıyorlar, vergiden düşüyorlar belli bir miktarı! Peki sonra bunları % 10-20 ile tahsilat şirketlerine sattıkları zaman "haksız bir kazanç" ve "vergiden düşürülmüş-aynı anda satılmış" yani iç içe girmiş olmuyor mu bazı detaylar? Kimseyi suçlamıyorum, sadece soruyorum! Çifte kayıt, aynı paranın birkaç yerde işlem görmesi gibi bir detay var mı-yok mu? Bir soru daha sorayım; yüzde kaç ile parayı geri alacağı belli olmayan tahsilat şirketleri vergisini nasıl ödüyor?

        Sonuç: Bankalar, kredi kartında "Artık alamayız" noktasına gelen alacaklarını yeni kurulan bazı tahsilat şirketlerine devrediyor ve onlar da "Daha çok para alacağız" diye Türk halkına neredeyse işkence ediyor. Bu şirketten arayan birinin sesini kaydedip bana gönderdiler, dinleseniz sanki "mafya adına" arıyor! Bu şirketleri uyarıyorum; burası muz cumhuriyeti değil! Bu ülkenin ne değerleri bu resmi görünen insafsız "alacak-verecek ilişkisi içinde yok edildi, gitti". Bu sistem böyle gitmez! Bir ülkenin borçlar kanunu "vatandaşın aleyhine" olamaz, olmamalı!

        Not: "İyi tapu var mı, iyi tapu!" Bu cümleyi şimdilik burada bırakıyorum, devamı gelecek.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar