Yanınızdayız
"Basketbolda başarısızlığın nedeni fiziksel midir, yoksa psikolojik-beyinsel midir?" konusu hep gündemde. Çoğunluğun görüşü başarısızlığın nedeninin yüzde 80 psikolojik olduğu yönünde. Milli
Takımımız'ın özellikle Almanya'daki durgunluğunun sebeplerinden biri ağır kondisyon çalışmalarının getirdiği yorgunluk ve stres gibi görünüyor. Bu problemin çözümünü Tanjevic'den beklememek lazım. O yaşam savaşı veriyor. Bu yüzden sorumluluk oyuncu ve yardımcı teknik adamlarımızın sırtında... Takımda Türkoğlu, Onan ve Tunçeri gibi güçlü ve tecrübeli bir üçlü var. Bu üçlü durgunluğun çözümünü bulmalıdır. Ömer Onan ve Kerem Tunçeri savunmanın kıvılcımları. Ama top tuttukları adamın elinde olmadığı zaman bağırarak, seslenerek herkesi savunmada canlandırarak bu kıvılcımı ateşe çevirmeliler.
Gelelim Hidayete... Takımda maç kazandırma sorumluluğu Türkoğlu'na ait. Ama bu görev kritik anlarda sayı atmakla sınırlı değil. Bundan daha önemlisi takımı takım yapmak görevidir. Bunun da çaresi Hidayet'in, oyunun içinde zaman zaman point guard oynamasıdır. Onun point guard yeteneği de müthiş. Maç kazandırmak için önce oyuncu kazanmak gerek. Hidayet, ara sıra oynayacağı oyun kurucu görevinde takıma Ersan İlyasova'yı kazandırsa yeter. Ersan takımın en anlaşılmayan oyuncusu. NBA'de başarılı iken Milli Takım'da sessiz. Hidayet, Ersan'ı canlandırsın yeter. Teknik ve taktik olarak topu rakip pota altına sokmak önemli. Adamını bire birde geçerek rakip boyalı sahaya girebilen, asist yapan, faul kazandıran oyuncu sayımız az. Ender iyileşip oynarsa bu sayı artacaktır.
Gelelim en önemli konuya... Fast-breakten kolay sayılar bulan takımların maç kazandıkları konusu tartışılmaz. Bizim takım hücumda iken oyuncuların kafasında fast-break kolay sayı diye bir kavram yok. Böyle olunca Milli Takımımız Almanya maçında hem 2. hem de 3. çeyrekte sadece 9 sayı attığında şaşırıp kalıyoruz. Kısalarımız atlet. Üstelik Ömer Aşık, Semih, Kerem Gönlüm gibi hiçbir takımda olmayan süratli uzunlar da Ay-Yıldızlı formayı taşıyor. Almanya maçında tek bir fast-break sayımız yok. Sayıdan vazgeçtik, teşebbüsümüz yok. Bugün NCAA'de bir karşılaşmada oyuncuların kaç kere depar yaptıkları hesaplanıyor. Bu yöntem bizde de uygulansaydı şu ana kadar oynanan maçlarda toplam depar sayımızın karşısında kocaman bir 0 yazılı olacaktı. Türk basketbolunu bu durumdan kurtarmak yine Türk teknik adamlara düşen bir görev...