14 Mayıs veya demokrasinin ilkbaharı
Bizi demokrasiye götüren rüzgâr nasıl ve nereden esmiştir? İddia edildiği gibi demokrasi rüzgârı ülkemizdeki “gerici güçler”in toprak reformu kanununa karşı harekete geçmesinin sonucu olarak mı esmişti? Yoksa İsmet Paşa ‘demokrasi’yi çok istediği için mi, çok partili hayata geçilmişti?
Türkiye’de ne zaman demokrasi tartışması yapılsa, 1950’nın 14 Mayıs’ını hatırlarız. Gerçekten de 14 Mayıs sadece Cumhuriyet tarihinde değil, Anadolu’daki bütün tarihimiz için önemli bir dönüm noktasıdır. Çünkü 14 Mayıs 1950 halkın iradesinin ilk defa iktidarı belirlediği tarihtir.
Çok Partili Hayat
İkinci Dünya Savaşı bütün dünyada yeni bir dönemin başlamasına neden olacak şekilde sonuçlanmıştır. Bu sonuçlardan birisi dünyanın iki kutuplu olmasıdır. Bir diğeri ise faşizmin çöküşüyle birlikte özellikle batıda demokrasinin değerinin yeniden anlaşılması ve keşfedilmesidir.
Otoriteryan rejimlerin çökmesi Türkiye’nin Milli Şef döneminin sonunu getirmiştir. Bizde daha çok, Milli Şef İsmet İnönü’nün Türkiye’yi nasıl demokrasiye götürdüğünden bahsetme eğilimi vardır. Oysa bilinmektedir ki, İkinci Dünya Savaşı’na yol açan otoriteryan rejimlerin çöküşünden sonra, Stalin Rusya’sının Doğu Avrupa’yı işgal etmesi ve yeni yayılma stratejisi olan “sosyalist rejim ihracı” ciddi bir tehlike haline gelmiştir. İşte bu aşamada Stalin’in Türkiye’ye yönelik talepleri yani Kars, Ardahan ve Boğazlar’ı istemesiyle başlayan süreç, kaçınılmaz olarak tek parti yönetimini sürdürülmez hale getirmiştir.
Sovyet tehdidi karşısında Batı’yla yakınlaşmak, Batı güvenlik sistemleri içerisinde yer almak arzusu ve NATO üyeliğine giden yol Türkiye’nin çok partili hayata geçişinin konjonktürel belirleyicileri olmuştur. Batılı ülkelerin Türkiye’nin batı sistemi içerisine girmesine izin vermeleri ,ülkedeki tek parti rejiminin sona ermesiyle mümkün olacaktı. Bunda kendi halklarında oluşan, faşizm veya otoriteryan baskı rejimlerine karşı oluşan hassasiyetin önemli bir payı olduğu söylenmelidir.
Demokrasi Baharı
Türkiye’yi Adnan Menderes’in Demokrat Parti’siyle demokrasi rüzgârına açan gelişmelerin sadece uluslararası konjonktürle izah edilmesi yeterlidir ama ,burada mutlaka bahsedilmesi gereken bir diğer husus ,tek parti rejimine karşı halkta oluşan karşıt tutumlar ve tepkilerdir. Sanırım ilk önce Siyasal Bilgiler’de doktora tezi olarak kabul edilmiş bir çalışmada Demokrat Parti’nin Toprak Reformu’nu engellemek isteyen toprak sahibi siyasetçiler tarafından kurulduğu tezi savunulmuştu. Bu görüş daha sonra birçokları tarafından tekrar edilmiştir. “Devrimci tek parti yönetiminin 1950’ye kadar neden toprak reformu yapmadığı” sorusuna cevap verme yeteneğinden yoksun bu tür iddiaları bilimsel olarak tartışmak bile gereksizdir. Dahası tek parti yönetiminin önce toprak reformu yapacak kadroları yetiştirmek üzere harekete geçtiği ve onun için geciktiğini söyleyenlerde vardır. Bunlar arasında Köy Enstitüleri’nin bu kadroları yetiştirmek üzere kurulduğunu iddia edenlere dahi rastlanmaktadır. Sanki bu okullar toprak reformu uzmanı yetiştirecekmiş gibi!.. Türkiye’nin demokrasiye doğru ilk adımından bile bu kadar rahatsız olmak, bunca yıl sonra bu kadar öfke duymak neden?
14 Mayıs 1950’nin kahramanları artık tarihe mal olmuşlardır. Onlara hangi gerekçeyle, kim saldırırsa saldırsın, şu gerçeği değiştirmez: Onlar Türkiye’de demokrasinin yolunu açanlardır. Devlet karşısında insanımızın “adam” yerine konulmasını sağlayanlardır.
Ağızlarını her açtıklarında “bütün kötülüklerin 1950’yle başladığı”nı söyleyenler aslında bu ülkenin, halkın iradesini sonsuza kadar dışarıda bırakan bir biçimde idare edilmesini istediklerinin ne kadar farkındadırlar? Bu düşünceyi savunanlar kendilerine ‘sol’,’ gerçek demokrat’ ve benzeri hangi sıfatları yapıştırırlarsa yapıştırsınlar, Menderes, Bayar ve arkadaşları Türkiye’de bu geri anlayış karşısında demokrasi yolunda yeni bir dönem başlatmışlardır.
vbilgin@haberturk.com
- Milliyetçi bir aydın: Durmuş Hocaoğlu13 yıl önce
- Günün kahramanı: Türk Püriteizmi13 yıl önce
- Değişen Din mi, Toplum mu?13 yıl önce
- Değişen Dindarlık13 yıl önce
- Çin Açılımı13 yıl önce
- Türkiye 'İşin' İçinden Nasıl Çıktı?13 yıl önce
- CHP Nereye Gidebilir?13 yıl önce
- Birey Olarak Kadın13 yıl önce
- Akbaba'nın Son Günü13 yıl önce
- MAHALLEYE BASKI MI, MAHALLE BASKISI MI?13 yıl önce