Başbakanlık sistemi neden tartışılıyor?
Başkanlık sistemine geçilirse ne değişecektir? Türkiye daha iyi mi yönetilecektir, demokrasisi daha güçlü bir ülke mi olacaktır, yoksa daha hızlı mı kalkınacaktır? Başkanlık sistemi tartışmalarını gündeme taşıyanların ve savunanların gerekçeleri arasında bu ve benzeri hususlara rastlamak mümkündür.
Meseleyi dikkatle takip edenler hatırlayacaktır. Türkiye belirli aralıklarla siyasal rejim meselesini tartışmak bir gelenek haline gelmiştir. Rahmetli Cumhurbaşkanı Özal yakın zamanda bu tartışmayı gündeme taşıyan ilk isimdir. Özal başkanlık sistemini savunurken ona karşı çıkanlar, mesela Demirel daha sonra başkanlık sisteminden söz etmiştir. Son olarak Başbakan Erdoğan’ın başkanlık sistemini Türkiye için en iyi yönetim şekli olarak düşündüğünü ifade etmesi, eğer sadece bir gündem değiştirme manevrası olarak anlaşılmayacak olursa, gelecekte de bu konunun tartışılacağını tahmin edebiliriz.
Başkanlık Sistemi İyi Bir Yönetim Midir?
Günümüzde ABD’deki başkanlık sistemine bakıldığı zaman bu sisteme dayanarak iyi bir yönetim gerçekleştirmenin mümkün olduğunu söylemeye bile gerek yoktur. Belki de başkanlık sisteminin cazibesi ABD’deki modelin niteliği ile ilgilidir. ABD örneğinden hareket ettiğimizde başkanlık sisteminin neden iyi işlediğine dair örnekleri kuşkusuz bu ülkenin toplumsal yapısında ve ilişkilerinde temellendiririz.
Ancak Başkanlık sisteminin uygulandığı Latin Amerika ülkelerinde ise şu veya bu düzeyde otoriter, demokrasiden uzaklaşmış veya bu eğilimi taşıyan ve iyi yönetilemeyen başkanlık sistemleri bulunmaktadır. Bu ülkelerde sık askeri müdahalelerin yaşandığı da düşünüldüğünde sadece ABD örneğine bakarak Başkanlık sistemi hakkında bir yargıya varmanın yanlış olacağı hatırlanmalıdır.
Hiç bir siyasal sistem “iyi yönetim” şartlarını bütünüyle kendi içerisinde taşımaz. Bunun içindir ki başkanlık sisteminin iyi bir yönetim şekli olacağına dair kanaatlerimizin bir tarafa bırakarak öncelikle başkanlık sisteminin hangi tip toplumlarda ,hangi toplumsal özelliklere sahip ülkelerde başarılı olacağını düşünmek durumundayız.
Başkanlık sisteminin en büyük özelliği yürütme ile yasamanın ayrışmasıdır. Bu durum yürütmenin başı olan başkanın güçlü bir yürütme mekanizması kurmasını sağlayarak yönetimde etkinliği mümkün kılarken, yasamanın da milletin iradesine ve tercihlerine uygun yönetimden nispi olarak bağımsız hareket etmesine imkân verir. Buradaki sorun şudur: Başkan elindeki olağanüstü yürütme gücünü kullanarak otoriteryan bir yönetime kayabilir mi? Eğer yargı ve yasama bunu önleyecek bir şekilde teşekkül ederse böyle bir sorun yaşanmayabilir. Fakat onlardan birisi dahi bu eğilimi destekleyecek bir tutum takınırsa sorun diktatörlüğe kadar gidebilir.
Türkiye’de Sistem Sorunu
Başkanlık sisteminin esas fonksiyonu kuvvetler arasındaki ayrımı gerçek bir dengeye kavuşturmuş olmasıdır. Yasama ancak başkanlık sisteminde esaslı bir biçimde yürütmeden farklılaşmaktadır. Yürütme ve yasama arasındaki farklılaşma başkanlık sistemi dışındaki uygulamalarda gerçek bir farklılaşma niteliği taşımaktan çok uzaktır.
Türkiye uygulamasından mecliste yaşanan olaylardan çok iyi biliyoruz; bir anlamda yasama faaliyeti tek parti iktidarı dönemlerinde iktidar partisinin meclisteki yönetimine dönüşmektedir. Milletvekilleri yasama fonksiyonlarını tek parti iktidarı başbakanının iradesine sunmayı ve bunu başbakana karşı bir “bağımlılık” ilişkisine dönüştürmeyi neredeyse görev sanmaktadırlar.
Bu durumun alternatifi başkanlık sistemine geçmek midir? Tam tersine başkanlık sistemi Türkiye’de otoriter eğilimleri güçlendirecek bir etki yaratır. Bu sistemin iyi işleyebilmesi için her şeyden önce başkanın dayanacağı toplumsal temelin çeşitli düzeylerde farklılaşmış olması gerekir. Bireyin güçlü bir şekilde ortaya çıkmadığı, toplumsal sınıfların farklılaşıp örgütlenme düzeylerinin gelişmediği, siyasal kültürde komüniter zihniyetin aşılmadığı, demokratikleşme sorunu yaşayan toplumsal yapılarda başkanlık sistemi olsa olsa siyaseti daha da otoriter hale getirerek iyi yönetim yerine daha da kötü bir yönetim tehlikesine yol açar.
vbilgin@haberturk.com