Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Halihazırda yeterince sorunu bulunan Türkiye-AB ilişkilerinde, odağı Almanya olan yeni bir krizin daha patlaması muhtemel. Yarın, Alman Meclisi’nin (Bundestag) önüne gelen “Ermeni soykırımı” tasarısını, bu kez kabul etmesi bekleniyor. Alman Parlamentosu’nun, dönemin Alman Genelkurmayı’nın Osmanlı idaresindeki etkisi, tehcir politikalarındaki teşvikçiliği göz önünde bulundurulduğunda bu topa girmemesi, herhalde daha doğru olurdu.

        Gerçi bazı milletvekilleri Osmanlı Ermenilerinin Anadolu’daki varlığını sona erdiren olaylarda, Almanya’nın katkılarının ve sorumluluğunun da kabul edilmesini istemişler. Henüz kesinleşmemiş olmakla birlikte, Yeşillerin hazırladığı taslakta Alman İmparatorluğu’nun, haberdar olduğu olayları engellemek için hiçbir çaba göstermediğinden dolayı özür dilenmesi talebi de varmış.

        Cumhurbaşkanı Erdoğan, Uganda ziyaretine başlamadan önce böyle bir kararın çıkması halinde ilişkilerin zedeleneceğine dair kesin sayılabilecek mesajlar verdi. Gerçi, hükümetin değerlendirme yaparak tepki vereceğini hissettirdiyse de, kararın hukuki bağlayıcılığı olmadığını da sözlerine ekledi. Her halükârda Bundestag, 3 ayrı çalışma grubu tarafından hazırlanan tasarıyı yoklama yapılmayan, yani üyelerin katılma zorunluluğu olmayan, bir oturumda kabul ederse ikili ilişkilerde şiddeti önceden kestirilemeyecek bir krize hazır olmak gerekir. Böylesi bir krizin hassas siyasi dengeler üzerinde uygulanmaya çalışılan mülteci anlaşmasını da olumsuz etkilemesi yüksek bir ihtimal.

        Alman Parlamentosu içinde, böyle bir tasarının tartışılması ve kabul edilmesi için uzun zamandır çalışmalar vardı. Şubatta konu gündeme geldiğinde, mülteci anlaşması müzakereleri sürdüğünden iş, 2016’nın ikinci yarısına ertelenmişti. Hükümetin aksine Meclis’in, özellikle de muhalefetteki Sol Parti ile Yeşillerin, mülteci anlaşmasına zarar vermemek gibi bir dertleri yok. Tersine gelecek yılki seçimlere giderken bu kararı ellerinde koz olarak tutmak isteyeceklerdir.

        Mülteci anlaşmasının bugüne dek atlattığı badirelere bakıldığında, Türkiye’nin vereceği tepkinin şiddeti daha yüksek olacaksa bile, Bundestag’dan geçecek kararın zamana yayarak yumuşatılması güçlü bir ihtimaldir. Zira mülteci anlaşmasının ve bunun ayrılmaz parçası olan vizesiz seyahat hakkının güme gitmesini, iki tarafın da istemediği anlaşılıyor. Karşılıklı sert sözlerin ardından sürecin devam etmesini engelleyecek kesin hamleler yapılmıyor, taraflar ipi koparmamaya gayret ediyor. Üstelik Almanya’daki Türkiye kökenlilerin varlığı da çok keskin davranışlara yönelmeyi en azından zorlaştırıyor.

        Aslında Türkiye ile Almanya ve Türkiye ile AB arasındaki diyaloğun çok farklı bir düzlemde geçmesi gerekirdi. AB’nin krizi çok derin. Hem bu krizin derinliği hem de Türkiye’deki siyasetin, siyasete hâkim olan söylemin AB normlarından ne denli uzaklaştığı göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye’nin üyeliği ham hayal bile sayılamayacak durumda. Mülteci anlaşması AB-Türkiye ilişkilerini üyelik müzakereleri cenderesinden çıkarıp farklı alanlarda işbirliğinin önünü açma potansiyeline sahipti. Her şeye rağmen bu gerekliliğin tamamen ortadan kalktığı kanısında değilim.

        AB’nin krizi, bugün varoluşsal sayılacak bir noktaya geldi. Buradan çıkış yolunu bulmak için ciddi bir zihinsel çaba var. Bu çabanın pratik siyasete kısa vadede etki etmesi kolay değil. Popülist dalga geçici değil, yerleşik seçkinleri dinlemeye de başkaldıran kitlelerin hiç niyeti yok. Buna karşılık AB kendisine bir yön çizmek zorunda. Türkiye de, dış politikasının hasarını tamir etmek için, içerideki söylemin tüm Batı karşıtı vurgularına rağmen, üyesi olduğu Batı ittifakına tekrar yanaşıyor. NATO yeniden revaçta. ABD ile temel farklılıklara rağmen verilen tepkiler gayet ölçülü. AB ile karşılıklı itişip kakışma devam ederken bile, en azından güvenlik ve mülteci konuları üzerinden bir hat açık kalıyor.

        Şimdi değilse bile ileride bu hat farklı bir ilişki kurgulamayı mümkün kılabilir.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar