Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Keşfet

Şu an sahada değilim ama hala sahada olanlarla kontak halindeyim ve türlü olumsuzluklar olsa da şu an yaralar hızlıca sarılmaya çalışılıyor.

En azından barınma, yiyecek, içecek konusunda bir toparlanma söz konusu.

Umarım bölge en kısa zamanda düzenine kavuşur.

Bu arada depremin ilk günlerinde bizzat şahit olduğum yanlışları, eksikleri ve de çarpıklıkları elimden geldiğince objektif bir biçimde yazmaya çalıştım.

Ama şunu da söylemem lazım ki her şey kötü değildi.

İyi olan şeyler de vardı.

Arama/kurtarma ve ihtiyaçların giderilmesi konusunda yapılan yardımlar, dayanışma adına milletin gösterdiği feraset, duruş gerçekten takdire şayandı.

Kızıyorlar bunu ısrarla belirttiğim için ama depremzedelerin ve enkazlarda çalışanların beslenmesi için lojistik destek sağlaması gereken 154 yıllık Kızılay’ın yapamadığını başka kurum ve kuruluşlar yaptı.

Dün de yazmıştım… Jandarma Genel Komutanlığı başta olmak üzere depremin en çok tahribat yarattığı Kahramanmaraş’a getirdikleri mobil fırın ve mutfakları gerçekten çok işe yaradı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin de hakkını teslim etmemiz gerekiyor.

Özellikle çok geç varılan Hatay’da hem arama/kurtarma ekipleri hem de hem mobil mutfak ve fırınları, mobil tuvaletleri ile o akut dönemin aşılması adına olağanüstü gayret gösterdiler.

Hala da binlerce personeli ve iş makineleri ile bölgede hizmet vermeye devam ettikleri biliniyor.

Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin çabaları da aynı şekilde takdire şayandı.

Bizzat şahit oldum ABB itfaiyesinin, arama/kurtarma ekiplerinin Kahramanmaraş’ta diğer ekipler ile omuz omuza çalışmalarına ve birçok insanı enkazdan sağ çıkarttıklarına…

Kocaeli Belediyesi ekipleri de çok çabuk organize olmuş ve bölgeye intikal etmişlerdi.

Yanı sıra sahada adını daha evvel hiç duymadığım çok sayıda arama/kurtarma dernekleri, oluşumları, şirketlerin çalışanları vardı ve onlar da diğer çalışanlar gibi kelle koltukta mücadele verdiler.

Şunu söylemem gerekiyor bu noktada:

Klavye kahramanları, oturduğu yerden ahkam kesenler, sahada görev yapanlara dair de yerli yersiz laflar ettiler.

Çok büyük haksızlıktı çünkü mesela AFAD’ın ekipleri sayıca yetersizdi evet ama sahada olanlar çok büyük mücadele verdiler.

Sadece AFAD ekipleri değil, herkes şahaneydi.

Hele de havanın soğuk oluşuna aldırış etmeden aç, susuz ve hiç dinlenmeden insanüstü gayret göstererek enkaz çalışmalarına katılan o insanlar…

İnsanüstüydü çabaları.

Ve canlı biri çıktığındaki o sevinçleri, cansız bir beden çıktığında kahroluşları…

Çok ama çok güzeldi.

Özetle…

Kim ki bir taş alıp kaldırdı enkazdan, kim ki bir battaniyeyi depremzedenin sırtına attı, kim ki bir küçük kap çorbayı kavuşturdu…

Allah hepsinden razı olsun…

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar