Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Keşfet

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Katar’da karşılaştığı Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ile el sıkışması daha doğrusu barışması tartışılıyor.

Çok sert eleştiriler yapıldı ve hala da devam ediyor.

Hem iktidar cephesinden hem muhalefet.

Şahsen ben anlamıyorum bu eleştirilerin neden yapıldığını.

Özellikle de muhaliflerin…

Ne yapması lazımdı Erdoğan’ın?

Gereksiz husumeti devam ettirip Sisi'yi terslemesi mi bekleniyordu?

Ya da görmemiş gibi davranıp arkasını dönüp gitmesi mi?

İyi ki yapmadı öyle bir şey...

Çünkü zaten mevcut durum doğru değildi.

Doğru olmayanın da inatla sürdürülmesinin bir manası yoktu!

Ayrıca en kötü diyalog, diyalogsuzluktan iyidir.

Tamam… Kabul… Sisi çok büyük fenalıklar yaptı Mısır’da.

Çok kan döktü, çok insanın hayatını söndürdü ve biz de Türkiye olarak demokratlığımıza yakışır tepkiyi gösterdik.

Ama uzatmamız, derecesini artırmamız gerekmiyordu!

Sonuçta darbeyle de gelmiş olsa, Mısır halkı tarafından kabul görmüş bir yönetime Türkiye Cumhuriyeti’nin kurumsal kin tutması, diş bilemesi uluslararası ilişkilere uygun bir tutum değildi.

Resmen, "Sisi varsa biz yokuz!" deyip Mısır'ı yok saydık yıllarca...

Peki ne oldu?

Dünya ülkeleri bize madalya mı taktı; “Bravo Türkiye’ye! Helal olsun!" deyip alkış mı tuttu?

İşin trajikomik tarafı, o gün bizimle beraber Sisi'ye tepki gösteren bütün ülkeler anında manevra yapıp dost oldular ama biz ezeli düşman ilan edip, sildik Sisili Mısır'ı!

Niye?

Ve pardon, öyle yaptık da ne faydası oldu ülkemize?

Sıfır!

Hatta bırakın faydayı, büyük zarar gördük.

En büyük ticaret yaptığımız ülkelerden biriydi…

Berbat bir hale döndü.

Bizzat tanıdığım iş insanları vardı...

Vaktinde “Aramız nasıl olsa iyi” deyip de gidip Mısır’a yatırımlar yapmışlar, fabrikalar açmışlardı.

Sisi’ye koyduğumuz posta yüzünden aralarında iflasa sürüklenenler oldu.

Özetle diyeceğim şu ki; Yanlış olan bugün Erdoğan’ın Sisi’nin elini sıkması değil, o günkü şartlarda alınan tavırda aşırıya kaçılmasıydı.

Sorulacaksa onun hesabı sorulmalı...

Ama geç de olsa hatadan dönmüş ve tam da Mısırla ilişkileri normalleştirmeye çalışırken; “Ne oldu Rabia’ya? Hani Sisi tukaka idi! Hani asla bir araya gelmez, yüzüne bakmazdın eyy Cumhurbaşkanı!” demeyin artık!

Onu diyeceğinize...

“Allah aşkına Sayın Cumhurbaşkanımız... Hazır “Arap Baharı” yerini “Ne olursan ol baharına” bırakmışken... Şu Esad’la da bir el sıkışıver de ülkenin sırtında büyük yük, problem olan sığınmacılar meselesi çözüme kavuşsun” deyin de…

Bari Suriye'yi de geri kazanalım...

Olmaz mı?

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar