Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Keşfet Resmi İlanlar

Geçen ay gittiğim Diyarbakır’da, Diyarbakırlı ile yaptığım sohbetlerde zaten farkına varmıştım; O nedenle hiç şaşırtıcı bulmadım Metropoll Araştırma'nın yaptığı anketin sonucunu.

Gerçekten de öyle.

HDP’ye oy veren seçmen üzerinde etkili olan isim artık Selahattin Demirtaş.

Eskiyi bilmeyenler için bu durum normal gibi görülebilir ama bilenler için öyle değil.

Çözüm süreci yıllarında da ve ondan önce de defalarca gittiğim o coğrafyada Öcalan adeta bir ikondu HDP destekçisi Kürtler için.

Hiç unutmuyorum mesela; "Demokratik Açılım" da denilen sürecin doludizgin devam ettiği 2010 yılındaki havayı ve hele de Ulu Camii'nin etrafında taburede oturan yaşlı Diyarbakırlılarla yaptığımız sohbeti.

Öcalan'a inanılmaz hayranlık duyuyorlardı ve ondan da başka bir isim katiyen zikretmiyorlardı.

İşte 12 sene sonra yine gittim Ulu Camii’ye…

Yine buldum taburede tespih çeken yaşlı amcalar.

Tabii 2010’daki o mutlu, heyecanlı amcalar yoktu.

Keyifsizlerdi bu defa karşılaştıklarım.

Başta ekonomik sıkıntılar olmak üzere çok neden vardı böyle olmalarına ama asıl sebep o umut bağladıkları “Demokratik Açılım”ın başarıyla sonuçlanmamış olmasıydı.

Erdoğan’a geçmişte yaptıkları için hakkını teslim ediyorlardı ama sonunu getirmediği için de kırgınlıklarını her cümlede yansıtıyorlardı ama bu arada bir dönem ikon olarak gördükleri Öcalan’a mesafe koyduklarını da belli ediyorlardı.

Kin, nefret yoktu ama o eski abartılı övgüler kalmamıştı artık.

Kimine göre bunun en büyük nedeni son cumhurbaşkanlığı seçiminde yazdığı mektuptu.

“Selo içerideyken işbirliği yapmayacaktı bunlarla” dedi aralarından biri.

Bunun üzerine sormuştum; “Peki siz bu saatten sonra kimin dediğini dinlersiniz? Öcalan’ın mı, Demirtaş’ın mı? HDP’nin mi? Kandil’in mi?”

(Çünkü bana göre Kürt siyasal hareketi bakımından hepsi artık ayrı birer aktör.)

Çok ilginç ama…

Tamamı “Demirtaş” dedi.

Ve neden öyle düşündüklerini de uzun uzun anlattılar.

Konunun özetini, sebep-sonuç ilişkisini ise demir yolundan emekli olduğunu söyleyen 80'i devirmiş amca şöyle aktardı; "Gasteci abla... Bak biz huzur istiyoruz, huzur. PKK geçen ay Mersin'de polisevine saldırdı. Gariban bir polisi öldürdüler. Yazık değil mi? Ne suçu vardı o garibanın. Bir de bize ne faydası oldu? Aksine zarar gördük. Millet sanıyor ki sanki biz Kürtler kan dökülsün istiyoruz, insanlar ölsün istiyoruz! Biz öyle bir şey istemiyoruz. Tamam Kürt kimliğimiz tanınsın, bilinsin, kabul edilsin, ana dilimizi istediğimiz gibi konuşalım, çocuklarımıza okullarda ana diliyle eğitim verilsin ama bunlar olurken aynı zamanda barış da istiyoruz. PKK'nın her saldırısı, her eylemi biz Kürtlere nefret olarak dönüyor! Özellikle başka şehirlerde yaşamak zorunda olan insanlarımız mağdur oluyor Kürt kimliği yüzünden! Onların yaptığı yüzünden bizi bilmeyenler, tanımayanlar, 'İşte Kürtler şöyledir, böyledir' deyip suizanda bulunuyor. Biz böyle bilinmek istemiyoruz artık!"

Ve ben şunu anladım ki taburede oturan amcalarla son sohbetimizde…

HDP’ye oy veren, vermeye meyilli Kürt seçmenin büyük kısmı artık ne olacaksa demokratik yollarla olması gerektiğine inanıyor.

Çünkü silahın, şiddetin devamının, "çözüm süreci" sayesinde elde edilmiş olan kazanımlara "halel" getireceğini düşünüyorlar.

Ve çok net; Kürtlerin büyük kısmı artık Kandil’le irtibatta olan siyaseti istemiyor!

PKK ile araya artık kalın ve asla yıkılamaz bir set çekilmesini ve ne yapılacaksa da bundan böyle Kandil'den bağımsız, Kandil'i dinlemeden ve hatta Kandil'e gerektiğinde posta koyan yol ve yöntemin izlenmesi gerektiğine inanıyorlar ve bu yüzden de hatta HDP yönetimine Kandil'e yeterince tavır koyamadıkları için çok kızıyorlar.

Ve en önemlisi kendilerini temsil edecek liderin sadece kendilerinde değil, tüm Türkiye’de karşılık bulabilecek bir mizaca, dile, anlayışa ve politikaya sahip biri olmasını arzu ediyor.

Bunun için de Demirtaş ismi ağırlık basıyor.

Tabii böyle düşünenler olduğu gibi hala eski kafaya devam eden bir kesim de var.

Öcalan’ın, Kandil’in etkisi küçük de olsa karşılık buluyor.

Ki, 15-18 Ekim arasında 28 ilden 2 bin 145 kişinin katıldığı araştırma sonucu bu dediğimi doğruluyor.

Ankette, HDP seçmeninin yüzde 75'inin Demirtaş, yüzde 22'sinin ise Öcalan dediği görülmüş.

İster kabul edilsin ister edilmesin…

HDP’ye oy veren seçmenin yeni ikonu artık Selahattin Demirtaş.

Bence Türkiye’de siyaset, bu tespit göz ardı edilmeden yapılmalı.

Buna HDP’yi de dahil ediyorum.

Demirtaş’ı dışlayarak, yok sayarak güdülecek bir politika partilerine asla artı getirmez!

Aksine eksi yazar.

Benden söylemesi…

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar