Hasan Mezarcı deliyse akıllı kim?
Ara sıra hakkında çıkan haberler denk geliyordu ama açıkçası çok ilgilenmiyordum.
Çünkü zaten bir ön yargım vardı Refah Partisi’nden milletvekili olduğu yıllardan kendisine.
Şeriatı savunan köktendinciliği, toplumda gerginlik yaratan Atatürk ve laiklikle ilgili nutukları, aşırı agresif tutumları çok insan gibi benim de hoşuma gitmemişti.
Bir de Atatürk’e hakaretten dolayı girdiği cezaevinden çıktıktan sonra Allah tarafından kendisine Mesih olduğunun bildirildiğini filan ilan edince.
Herkes gibi akıl sağlığını yitirdiğine inandığım için ne yaptığını, ne söylediğini hiç takmaz olmuştum.
Ta ki düne kadar…
Çok sevdiğim bir ağabeyim 100 bine yakın insanın takip ettiği Hasan Mezarcı’nın aktif kullandığı Twitter’da yazdığı bazı paylaşımları tarafıma; “Bu deliyse akıllı kim?” ibaresi ile yollayınca bakayım bir dedim.
Şoka girdim tabii.
Çünkü öyle makul, mantıklı ve modern dünyaya uygun, demokrasiyle bire bir örtüşen mesajlar veriyordu ki sosyal medya hesabından…
Bambaşka bir insana dönüşmüştü sanki o bildiğimiz Hasan Mezarcı.
Zaten kendisi de diyor bir söyleşisinde; “O yok artık! O öldü! Üzerine toprak örtüldü!”
Öyle olmuş hakikaten çünkü o bizim bildiğimiz, şeriat düzenini savunan, köktendinci, laiklik karşıtı Mezarcı’dan beklenmesi mümkün olmayan acayip yorumlar fışkırıyor.
Mesela Alevilik, Aleviler ile ilgili yazdıkları…
Diyor ki; “Bu ülkenin en yakıcı yapısal sorunlarından biri de Alevi meselesidir. Alevi meselesi; 'Hepimiz kardeşiz, Alevilik İslam'ın bir mezhebidir' hamaseti ve dayatması ile çözülemez! Aleviliğin ne olduğunu Devlet-Diyanet-Siyaset belirleyemez! Aleviler belirler, Devlet bunu kabul eder! NOKTA”
İlk kez yazılan, ortaya atılan bir tez değildi tabii ki Mezarcı’nın bu yazdığı.
Demokrasiyi içselleştirmiş çok insan “Alevilik” ile alakalı bu görüşü yıllardır dile getirir ama işte…
Geçmişte yapmış olduğu siyasete bizzat şahitlik etmiş biri olarak, o gibi birinden bunu duymak çok şaşırttı beni ve yalan yok sevindirdi de.
Twitter’da yazdıklarını hem de verdiği röportajları filan incelemeye devam ettikçe…
Şaşkınlığım arttıkça arttı.
Hele de Youtube’da yayınlanmış 140 Journos ekibinin hazırladığı belgesel ve yine youtube da yayımlanan diğer röportajlarında söyledikleri...
İnanamadım.
Çünkü; ”Delirdi, kafayı yedi, sıyırdı” diye bildiğimiz Mezarcı öyle kritik konuları, o kadar akılcı ve farklı bir üslupla yorumluyor ki…
Hakikaten de; “E bu deliyse akıllı kim?” diye sormamak imkansızlaşıyor.
Tabii bu arada çok hassas konularda da çok keskin yorumlar yapıyor.
Ve birçok kişi de bu yorumlara karşı çok ağır ifadelerle yanıt veriyor.
Hani emin olun normal bir insan olsa…
Kaldıramaz bu yorumları kapatır hesabını ya da aynı ağırlıkta cevaplarla karşılar yapılan o yorumları.
Ama Hasan Mezarcı, kendisinin tanımıyla; “Mesih” söylediğinden geri de adım atmadan tarzını bozmadan, naif, kibar bir üslupla öyle cevaplar yazıyor ki atarlananlara…
Hem güldürüyor hem de düşündürüyor.
Ben en çok son günlerin netameli konularından biri olan NATO mevzusu ile ilgili yorumuna bayıldım.
Diyor ki;
”Türkiye NATO üyesi olmasaydı, Rusya Türkiye’yi Türki Cumhuriyetlerden beter ederdi! Rusya’ya kıyak yapacağız diye, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğini pazarlık konusu yapmanın, geciktirmenin bedeli ağır olur! Son tahlilde ABD ve Rusya anlaşır, faturayı Türkiye öder! AKILLI OLUN!”
Yemin ediyorum okuyunca…
“Yahu adam deli, meli ama tecrübeli diye bildiğimiz onca stratejistin, politikacının dakikalarca konuşup da millete anlatamadığını bir tweet'le küt küt kafalara vurmuş işte!” dedim kendi kendime…
Hülasa…
Mesih midir, değil midir bilmem.
O tarafı beni çok alakadar etmiyor ama samimiyetle söylüyorum bundan sonra ben de bu yeni model Mezarcı’nın fikirlerinin ciddi bir takipçisi olacağım.
Çünkü bu deli diye bildiğimiz adamın, nice akıllı bildiklerimizden, çok daha makul, medeni, demokratik düşünceleri...
Dahası hangi görüşte olursa olsun fark etmez...
Herkesi kucaklayıcı, saygılı ve uzlaştırıcı bir dili, tarzı ve duruşu var.
