Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Keşfet

Kocaeli Derince Belediyesi’nin iptal ettiği Aynur Doğan konserine dair hem konuyla ilgili bazı bilinmeyenleri aktardığım hem de şahsi fikrimi paylaştığım yazı epeyce destek gördü.

Sadece muhalif cenahtan değildi bu destek.

Kuruluş yıllarından beri AK Parti’de siyaset yapanlar da vardı aralarında.

Şaşkın ve bir o kadar mutsuzdular tabii.

Özellikle Derince Belediyesi Basın Danışmanı tarafından yapılan; “Aynur Doğan için emniyetten izin dahi alınsa başkan bu konserin yapılmasını istemiyor. Çünkü bu iş sosyal medyada çok büyüdü. Bambaşka bir noktaya evrildi. Biz bu işin altından artık kalkamayız” açıklamasına takılmışlardı ve; “Nasıl olabilir? Biz nasıl bu noktaya geldik?” diyerek üzüntülerini, hayal kırıklıklarını dile getirmeye çalışıyorlardı.

Aslında o soruya verecek cevabım var ama gerek yok.

Çünkü konserinin yasaklanmasının arkasında yatan gerçekleri bir önceki yazımda açık açık yazmıştım.

Dileyen okuyabilir.

Ben başka bir şeye dikkat çekeceğim bugün.

Yasak sonrası kamuoyunda oluşan tepki sanırım o yasaklamanın perde arkasındaki köhnemiş zihniyetin asabını fena bozdu…

Ki, bazı sosyal medya hesapları üzerinden Aynur’u itibarsızlaştırmak için adeta seferberlik başlattılar.

Bulmuşlar çözüm süreci yıllarından bir foto…

Aynur’un 2011’de Almanya’da verdiği bir konser salonundan…

Arkasında; “Öcalan’a özgürlük” pankartları, PKK bayrakları filan.

Soktular o fotoğrafı dolaşıma ve “PKK destekçisi, terör destekçisi” ifadeleri eşliğinde Aynur hakkında olumsuz bir algı oluşturmaya çalışıp yasağı savunmaya kalktılar.

Ben şimdi izninizle bu hesapların kullanıcılarına seslenmek istiyorum;

Arkadaşlar… Boşuna kendinizi yormayın.

Çünkü bunu bu defa başarayamacaksınız!

Çünkü Türkiye o eski Türkiye değil!

Ahmet Kaya’nın; ”Kürtçe bir türkü söyleyeceğim. Klip çekecek bir babayiğit arıyorum” dediği o gece yaşadıklarının benzerini hiçbir sanatçı bir daha yaşamayacak bu ülkede.

O dönemler geride kaldı artık.

O gün zamanın ruhu bambaşkaydı ve medyası dahil tüm memlekette yasakçı, faşist bir zihniyet hükümdardı ve bambaşka bir korku sarmıştı insanları.

O yüzden de Ahmet Kaya sahipsiz bırakıldı ama bilinsin isterim…

Artık öyle bir ruh yok!

Aynur gibi dünya çapında karşılığı olan bir sanat güneşini yedirtmeyiz bu defa.

Ha zırt pırt tarafıma yolladığınız; ”Bu kadını mı destekliyorsun? PKK’lı, hain, terör destekçisine mi sahip çıkıyorsun” dediğiniz o fotoğrafa gelince…

Bakın ben oturup arşivi tarasam şimdi…

Bırakın 2011’i falan.

2012’de, 2013’te, 2014’te ve hatta hatta bizzat şahit olduğum 2015 yılından öyle fotoğraflar çıkarıp önünüze koyarım ki…

Utançtan yerin dibine girersiniz!

Hatırladınız değil mi hani şu Öcalan’ın mektubunun okunduğu Diyarbakır’daki meşhur Nevroz mitingini?

Neredeyse Sabah gazetesinin tüm yazar kadrosu oradaydık!

Bugün gibi hatırlıyorum…

“Renkli olsun… Değişik insanlar olsun” diye yönetim aramıza magazin yazarı olan Ayşe Özyılmazel’in bile katılmasını istemişti.

Yazdığı köşe de duruyor Ayşe’nin hala arşivlerde.

Aranılsa onun da vardır, Öcalan posterleri önünde bir fotosu filan.

Çünkü o gün Diyarbakır’ın her bir yanı öyle pankartlarla çevriliydi.

Şimdi farz-ı muhal öyle bir foto çıksa…

Ayşe’yi de mi PKK’lı, terör destekçisi diye yaftalayacaksınız?

Hülasa… O gün rahmetli Savaş Ay’dan tutun da, bugün hala aynı gazetenin yazarı olan Mahmut Övür’e kadar hepimiz oradaydık.

Mektup okunurken bangır bangır yayın yapmıştık A Haber’den…

Tabii sadece Sabah Grubu da değil.

İktidara yakın tüm gazeteler, TV kanalları tüm kadrolarıyla adeta çıkartma yapmıştı Diyarbakır’a.

Niye peki?

Çünkü memleketi idare eden irade o gün öyle olmasını istemişti.

Arkamızda dev Abdullah Öcalan resimleri, PKK bayrakları olduğu halde TRT başta olmak üzere, ATV, A Haber, 24 TV, TV Net’te filan saatlerce canlı yayın yaptık.

Yani diyeceğim şu ki; Beyhude uğraşınız!

O günlerden bin tane fotoğraf da bulup çıkarsanız da Aynur’un itibarını zedeleyemezsiniz!

Ayrıca şunu da ekleyeyim…

Geriye gidip geçmişi kurcalamaya… O günlerden fotoğraflar bulup; “PKK’lı, terör destekçisi” bilmem ne diyerek uyarınıza gelmiyor diye insanlar hakkında dezenformasyon yapmaya, yaygara kopartmaya devam ederseniz eğer…

İnanın siz zararlı çıkarsınız.

Çünkü bugün hala birçoğu iktidara yakın medyada bulunan gazeteci, yazar, TV yorumcusu arkadaş sizin yüzünüzden sıkıntıya düşer.

Bu arada…

Aynur bir sanatçı.

Bir sanatçının nevrozlarda yüzbinlere şarkı söylerken meydandaki posterlerden sorumlu tutulması zaten düşünülemez!

Aynur’un asla PKK ile ilgisi olmadığını ve aksine PKK’lıların da örgüte, şiddete ve kendilerine uzak olduğu için Aynur’u pek sevmediklerini biraz o çevrelerin yayınlarını takip edenler gayet iyi görürler ve bilirler.

Ha muhalif mi Aynur?

Muhalif!

Kürt kimliğini özenle savunuyor mu?

Savunuyor!

Ee kardeşim size göre sanatçının özgürlüğü sizin fikirleriniz çerçevesiyle mi sınırlı olacak?

Pardon da siz fikirlerin efendisi falan mısınız?

Bir kendinize gelin yahu!

Bir kişinin söyledikleri suç oluşturuyorsa… Teröre, şiddete, ırkçılığa, nefret suçuna, ahlaksızlığa yol açıyorsa hangi dilde söylerse söylesin uygun görülemez.

Bu yönler yoksa da hangi dilden söylerse söylesin özgürdür, özgür olmalıdır!

Bu kadar!

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar