Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Keşfet

Bildiğiniz gibi geçtiğimiz hafta Fransa’da, Samuel Paty adlı bir öğretmen sınıfta Peygamberimizin karikatürlerini göstermesi sonrası başı kesilerek öldürülmüştü.

Biz çok fark etmedik belki ama cinayet sonrası Fransa ayağa kalktı.

Ülkesinde milyonlarca Müslüman yaşayan Cumhurbaşkanı Macron olayları yatıştıracak bir politik dil kullanmak yerine yangına körükle gitmeyi tercih etti ve Hz. Muhammed’in karikatürlerini ifade özgürlüğü kapsamında ele alıp; "Samuel Paty, Cumhuriyeti özümsediği için, İslamcıların geleceğimizi istemesi nedeniyle öldürüldü. Çünkü biliyorlar ki onun gibi sessiz kahramanlar olduğu sürece asla geleceğimize sahip olamayacaklar. Fransa karikatürlerden asla vazgeçmeyecek!" açıklaması yaptı.

Şimdi tam bu noktada şunun altını çizmek istiyorum.

Cinayet korkunç!

Kimden gelirse gelsin ve her ne sebeple olursa olsun böyle bir cinayete onay vermem asla mümkün değildir.

Ancak batı entelektüellerinin ya da aydınlarının da artık bir şeyi idrak etmesi lazım.

Macron ya da onun dünya görüşüne sahip olanlara Hz. Muhammed’in karikatürize edilmesi demokratik bir görüş, ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirildiği için çok normal gelebilir ama onların bu normali, milyarlarca inananı olan bir dine de saygısızlıktır. Bu saygısızlığa da hakları yoktur!

Değil Hz. Muhammed, herhangi bir semavi dinin temsilcisi olan bir peygamberi aşağılama amaçlı resmetmek onlara inananların duygu ve hislerine açıkça ateş etmek, saldırmaktır.

Hani sonucun sorunlu olduğunu bile bile inatla bir şeyin üzerine gidenlere dair kullanılan güzel bir deyim vardır…

Deriz ki; ”Ölür müsün yani bunu yapmasan!”

Peygamberlerin karikatürize edilmesi konusunda ısrarcı ve inatçı olan Macron ve onun gibi düşünenlere de denilecek tek şey budur bence!

“Ölür müsünüz yani o karikatürleri yapmasanız!”

Nedir bu inat, niye bu ısrarcılık?

İfade özgürlüğüne sonuna kadar saygılıyım tamam ama bu ifade özgürlüğü başkalarının duygu ve düşüncelerine aleni tahrik silahına dönüşüyorsa da... İşte o noktada “Bir saniye ama” derim…

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar