Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Kabus dolu günlerden geçiyoruz…

        Şu an şu satırları yazarken bile tek düşünebildiğim ülke olarak bizi nasıl bir sonun beklediği…

        “Endişeliyim ve karamsarım…”

        Başta bu kadar değildim onu da ekleyeyim sözlerime.

        Çünkü başlarda alınan tedbirlerin yeterli olduğunu sanmış ve en azından iş yerine gitme zorunluluğu olmayan insanların kendilerini evinde izole edebilmesi halinde ülke olarak bu beladan en az hasarla kurtulabileceğimize inanmıştım…

        Ancak maalesef geldiğimiz nokta, durum bir kısmın evde kalabilmiş olmasının yeterli olmadığını gösteriyor bize.

        Keşke virüsün yayılımını engellemek için başka türlü önlemler alınsaydı.

        Mesela Çin’den sonra virüs alarmının ilk verildiği Diamond Prenses Gemisi’nde alınan tedbirler…

        Esasında sadece Türkiye’nin değil, tüm dünya ülkelerinin örnek alması gereken bir hikayesi vardır Diamond Prenses’in.

        Biraz Güney Kore’nin gemide alınan tedbirlere benzer tedbir aldığını ve bu yüzden de şu anda koronavirüs konusunda en başarılı ülke olarak görüldüğünü söyleyebilirim.

        Peki ne oldu Diamond Prenses’te ve neden örnek olmalıydı virüsle mücadelede?

        Anlatayım…

        Koronavirüsün tespit edildiği o gemi 5 Şubat’ta Japonya açıklarında karantinaya alındı.

        Gemide mürettebat ile birlikte toplam 3700 kişi bulunuyordu.

        Ve bu 3700 kişinin tamamına test yapıldı.

        Ve test sonucu 712 kişinin enfekte olduğu tespit edildi.

        Virüsün görüldüğü 712 kişinin tamamı derhal karantinaya alındı ama tedaviye yarısı dahil edildi.

        Çünkü virüse enfekte olanların 355’inde ateş, öksürük, boğaz acıması, öksürük gibi hiçbir semptoma rastlanmadı.

        Sadece taşıyıcı olduğu anlaşılan bu insanların virüse enfekte olmayan diğer insanlarla bir araya gelmemesi için tüm önlemler alındı ve gemideki diğer insanlar -ki toplam 2988 kişi- virüse enfekte olmaktan kurtuldular.

        Bu arada Diamond Prenses’te bugüne kadar ölen hasta sayısı 10!

        Ancak 100 kişinin de hâlâ tedavisinin sürdüğünü sözlerime ekleyeyim…

        Hülasa… Diamond Prenses Gemisi’ni bir büyük kasaba olarak düşünürsek eğer…

        Hiçbir semptomu göstermediği halde Asymptomatic’lerin yani virüsü taşıyanların da karantinaya alınması sayesinde o kasabanın nasıl en az hasarla salgını atlattığını anlamışız oluruz…

        Türkiye 83 milyonluk dev bir ülke…

        Diamond Prenses Gemisi’ndeki rakamları göze alıp Türkiye üzerine kurguladığınızda ne demek istediğimi anlayacaksınız…

        Yani şu anda milyonlarca turp gibi, sapasağlam insan hiç farkında olmadan virüsü taşıyarak yaşıyor bu ülkede.

        Bir kısmı iş durumu, yaşam tarzı müsait olduğu için evinde kendini izole ediyor belki ama bir kısmı da çalışma zorunluluğu varsa zorunlu olarak hayatın birebir içinde kaldığı için farkında olmadan dağıtıcı gibi gittiği, dokunduğu her yere virüsü bulaştırıyor.

        65 yaş üstünün sokağa çıkma yasağı ve işe gitme zorunluluğu olmayanlara evden çıkmama çağrısı çok önemli tedbirler kabul.

        Ancak bütün bunlar virüsün yayılımını engellemesi için maalesef yeterli olmadı.

        Görünen o ki olamayacak da…

        Çünkü işine gitmek zorunda olan biri evine girdiğinde istediği kadar dikkat ediyor bile olsa maalesef “Evde kal” büyüsü bozuluyor…

        Bakın… Hekimliğine çok güven duyduğum ancak polemiğe girmekten çekince duyduğundan isminin yazılmasını arzu etmeyen bir bilim insanı diyor ki; “Bu virüsün sinsi olduğu asla unutulmamalı… Etrafımız hiçbir semptom yani burun akması, ateş, öksürük, halsizlik gibi semptomlar görmeden yaşayan insanlarla kaynıyor. Sayı vermek mümkün değil ama virüsü taşıyarak içimizde dolaşanlar var ve zaten yayılmanın bu kadar hızlı olmasının nedeni de onlar!”

        Bu arada bu bilim insanının söylediğinin ne kadar doğru ve isabetli olduğunu özel bir hastanenin genel müdürü olan dostumun söylediklerinden anlıyorum.

        O da diyor ki; “İlk başlarda gelen hastaların çoğunun virüsle teması yurt dışı kaynaklıydı. Ancak son dönemlerde gelenlerin büyük kısmı günlerdir evinde kendisini izole edenlerden olmaya başladı. 10 gündür evinden kafasını dışarı çıkarmadığı halde enfekte olan hastaların bu virüsü eve girip çıkmak zorunda olanlar nedeniyle kaptığını düşünüyoruz…”

        Özetle diyeceğim şu;

        Hiç kimse, "Ben iyiyim, gayet sağlıklıyım ve virüsün olduğuna dair hiçbir belirti taşımıyorum!” rehavetine kapılmamalı!

        Diamond Prenses Gemisi örneğinde olduğu gibi hiçbir semptom olmaması demek koronavirüsü taşımadığı anlamına gelmiyor!

        O nedenle her birey virüsü taşıyan biri olarak düşünmeli kendisini ve eğer öyleyse de canlı bir bomba gibi hayatın içinde olduğunun ve hiç farkında olmadan tanıdığı, tanımadığı…

        Sevdiği ya da sevmediği binlerce insanın hayatına kast ettiğinin bilincinde olmalı!

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar