Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Lafı evelemeden gevelemeden dümdüz cevap vereyim başlıktaki soruya!

        “Elbette başarabilir ama evvelden olduğu gibi attığı adımı korkmadan, ürkmeden devam ettirebilirse…”

        Niye böyle diyorum?

        Çünkü biliyorsunuz ki CHP daha önce de birkaç kez Kürtlerin sorunlarını çözme gayesiyle hamleler yapmıştı ancak hiçbirinin sonunu getirememişti.

        Tabii böyle olmasının çok farklı sebepleri vardı.

        Birincisi, ki en önemli etkendir bana göre… Saha boş değildi.

        O sahada yani Kürtlerin sorunlarıyla ilgilenen, o sorunları çözme konusunda inisiyatif alıp çabalayan bir AK Parti vardı.

        Ve o dönemler Kürtlerle o kadar güçlü bağ kurmuştu ki AK Parti… O coğrafya insanının HDP’den sonra, hatta bazı zamanlar eşit olarak gördüğü güçlü bir adresi konumundaydı.

        Dolayısıyla ağzıyla kuş tutuyor olsaydı dahi o güçlü bağ devam ettiği sürece o alanda varlık gösterebilmesi çok mümkün değildi CHP’nin.

        CHP’nin Kürtler ile yakınlaşmak adına başlattığı adımları devam ettirememesinin ikinci sebebi ise partide o dönem egemen olan ve kendilerini ulusalcı-sol ya da Kemalist kanat olarak niteleyenlerin mesafeli duruşlarıydı.

        Adım atıldığı anda bu anlayış çok sekter biçimde karşısına dikiliyordu CHP’nin ve yol almasına katiyen izin vermiyordu.

        Şimdi sondan gidersek eğer…

        Bir kere bu kanat yok artık. Varsalar bile güçlü ve etkin değiller.

        İkincisi saha boş.

        Çok boş hem de.

        Sıfırlandı ilişkileri demek belki fazla iddialı bir söylem olur ama milliyetçi ve muhafazakar siyaset yapma kararı alan AK Parti’nin gerek 31 Mart’ta, gerekse tekrarlanan 23 Haziran İstanbul seçimlerinde Kürt seçmeniyle ilişkisinin ne boyuta geldiğini hep beraber gördük.

        Uzun lafın kısası değerli okurlarım…

        CHP’nin eğer isterse ve kararlı bir biçimde attığı adımları cesaretle devam ettirebilirse Kürt seçmenle yakınlaşma ihtimali var.

        Hatta bu ihtimal bayağı yüksek.

        Dediğim gibi yeter ki istesinler.

        Ve sanıyorum bu defa olacak gibi de...

        Önceki gün Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunlarıyla buluşan Kemal Bey’in yaptığı açıklamaların çok dikkatlice okunması gerektiğini düşünüyorum.

        Ben CHP’nin Genel Başkanlığına geldiği günden beri adım adım takip ettiğim Kılıçdaroğlu’nu hiç bu kadar kararlı görmemiştim.

        Bugüne kadar bir realite olmasına rağmen Kürt sorununu görmezden gelen… Görse bile çeşitli sebepler dolayısıyla kılını bile kıpırdatmayan CHP’nin bugünkü Genel Başkanı’nın yapmış olduğu açıklamaların CHP açısından tarihi bir dönüm noktasının başlayacağının işareti olduğunu düşünüyorum.

        “Kürt edebiyatı vardır. Kürtçe kadim bir dildir. Kürtler dün ortaya çıkmış değil. Tarihsel derinliği olan bir kültürü vardır. Kürt edebiyatının, sinemasının, sanatının ve resminin olması lazım. Olacaktır zaten. Bunu ne engellemeye ne de ötelemeye kimsenin gücü yetmez. CHP olarak yerel yönetimlerde bu hizmeti vermek istiyoruz. Örneğin Kürtçe dil kurslarının yanı sıra Türkçe bilmeyen yaşlılara Kürtçe bilen sağlık personeli ile hizmet verebilecek bir çalışma yapacağız!”

        Çok ciddiyim bu ifadeleri duymak beni hem çok şaşırttı hem de içimi bir kez daha umutla doldurdu.

        Umarım Türkiye’nin en eski ve köklü partisi olan CHP... Atmış olduğu bu radikal adımı devam ettirebilir ve bu ülkenin gerçek sahiplerinden olan Kürtlerin sorunlarının çözümü için yapacağı açılımı başarıya ulaştırabilir...

        Rastgele...

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar