Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Geçtiğimiz hafta sonuna doğru grip olmasam da olmaya meyilli haller doğunca bendenizde… Halsizlik pek bir sarınca bedenimi… Yazamadım. O yüzdenden de biraz geç kalmış oldum geçtiğimiz haftaya damgasını vuran Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Fazıl Say buluşmasına dair yorumumu sizlerle paylaşmaya.

        Yazamadım ama takip ettim.

        Yatağın içinden çıkmamış da olsam söz konusu buluşmayla ilgili hem öncesinde hem de sonrasında neler yazılıp çizildiğini dikkatlice izledim.

        Bir kere sonunda söyleyeceğimi baştan söyleyeyim.

        Bu buluşma tıpkı Fatih Altaylı’nın dediği gibi; “Sanat için küçük ama Türkiye için çok büyük bir adımdı!”

        Ben şahsen çok mutlu oldum bu buluşmanın gerçekleşmiş olmasından.

        Tabii bu ben!

        Benim gibi olmayanların sayısı ise benim gibi olanlardan çok da az değildi maalesef.

        Hatta ben ve benim gibi olanların sayısından fazlaydı bile diyebilirim.

        Nasıl bir psikolojiye sahip bu insanlar bilemiyorum ama o gün şunu gördüm.

        Bilinçlice yapmadılar bunu. Ve belki hala da farkında değiller ama Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Fazıl Say o buluşmayı gerçekleştirerek aslında her iki tarafın da sinsi ve kötücül insanlarının maskesini indirdiler.

        Dedim ya dikkatle takip ettim yazılıp çizilenleri…

        Özellikle Twiter’da izledim her iki tarafın da verdiği reaksiyonları…

        Hamdolsun bir kısım benim gibi mutlu olmuştu bu buluşmanın gerçekleşmiş olmasından.

        Ama bir kısım vardı ki! Bu insanların öyle moralleri bozuldu ki Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ı da yanına alarak Fazıl Say’ın konserine icabet etmesine.

        Adeta çıldırmış gibiydiler.

        Deliler gibi saydırıyorlardı Fazıl Say’a!

        Diğer taraftakiler ise saydırmaya çekindiklerinden çoğunlukla duygu sömürüsü yaparak, ince ince serzenişte bulunuyorlardı Cumhurbaşkanı Erdoğan’a!

        Okuduğum bazı yorumlara inanamadım gerçekten o yorumların bu topraklarda yaşayan insanlar tarafından yazılmış olmasına.

        Diyeceğim ki; bunları yazanların çoğu ülkede kardeşliği, huzuru, barışı istemeyen hain troller ya da FETÖ’cü alçaklar ama değil.

        Mutlaka onlar da vardı o olumsuz yorumları yapanların içerisinde ama aynı zamanda öyle tanıdık, bildik isimler de vardı ki…

        Gerçekten inanmakta güçlük çektim.

        Ve o yorumları okudukça da kendi kendime hep şu suali yönelttim; “Ne istiyor bu insanlar? Hep kavgalı olalım… Bu ülke hep huzursuz ve birbiriyle didişen insanların var olduğu bir ülke mi olsun!”

        Tabii beni hayrete düşüren sadece bu güruh değildi. Bir de bunların yanı sıra bu buluşmayı buluşma gibi görmeyip “horoz dövüşü” gibi görenler vardı.

        Ki bunlar da az sayıda değillerdi hani…

        Yazımı bitirmeden önce onlara seslenmek istiyorum…

        Hani; “Yehooo Erdoğan muhaliflerin bir kalesini daha çökertti!” ya da “Hah işte! Öyle tıpış tıpış gidersin sanatçı müsveddesi diye hakaret ettiğin insanların ayağına!” diyerek bu buluşmada illaki bir tarafın galip geldiği konusunda ısrarlı olanlara…

        Emin olun… Bu buluşmada ne Cumhurbaşkanı Erdoğan galip geldi ne de Fazıl Say!

        Bu buluşmada tek galip gelen kim ya da kimler biliyor musunuz?

        Anadolu’nun tüm farklılıklarıyla ancak gerçek Anadolu olabildiğine inandığı için her daim kutuplaşmanın karşısında olan…

        Dil, din, ırk, mezhep gibi ayrımların mutlaka zarar vereceğinin bilincinde olan…

        Hoşgörü ve değerlere saygı duyabilmenin vazgeçilmez bir ilke olduğuna inanan…

        Hayata sizler gibi siyasi birer holigan gibi bakmayan, ideolojik körlüğü olmayan BİZ galip geldik!

        Evet!

        Sayı olarak belki sizlerden üstün değiliz ama nihayetinde illaki barış, huzur, kardeşlik diyen BİZLER kazandık!

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar