Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Agatha Christie’nin dahi romanına yazmaya cesaret edemeyeceği inanılmaz bir cinayetle karşı karşıyayız…

        Ve işe bakınız ki bu cinayetin bir numaralı zanlısı Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosu olan Muhammed Uteybi dün akşam saat 17.00’de Suudi Arabistan Havayolları’na ait tarifeli uçakla elini kolunu sallayarak ülkesine gitti.

        Bilmem haberiniz oldu mu ama dün bu bilgiyi kamuoyuyla son dakika olarak paylaşan ilk gazeteci bendim.

        Size bunun hikayesini anlatmak istiyorum biraz…

        Bildiğiniz gibi Cemal Kaşıkçı olayını ilk günden beri pürdikkat takip etmekteyim.

        Dün de bu takip için yine kaynaklarımı aradım. Bir gün evvel arama yapılan Konsolosluk binasında neler olduğunu, cinayete dair bir ipucu olup olmadığını öğrenmeye çalışıyordum.

        İşte tam o arada saat 16.20 gibi Whatsapp üzerinden bir mesaj geldi telefonuma…

        Mesajda, “Suudi Arabistan Başkonsolosu Muhammed Uteybi bugün Suudi Havayolları’na ait 17.00’deki tarifeli uçakla ülkesine dönüyor. Bilgine…” yazıyordu.

        Açıkçası önce bir afalladım. Son derece güvendiğim bir isim olmasına rağmen kaynağımın bu yazdığına inanamadım. Çünkü Konsolosun Türkiye’den ayrılacağı söylenen saatlerde polis ve MİT istihbarat, ailesiyle yaşadığı rezidansta yani konutunda arama yapacaktı.

        “Ortada bu kadar ciddi bir olay varken ve bu olayın bir numaralı sorumlusu Başkonsolos Uteybi iken ve bu sorumlunun evinde arama yapılacakken nasıl çıkıp gider Türkiye’den? Kim izin verir ki gitmesine?” diye düşündüm…

        Tabii haliyle hemen atlamadım haberin üzerine ve epeyce bir süre verilen bilginin doğru olup olmadığının teyidi ile uğraştım.

        Ve kesin olarak uçacağına ancak saat 16.43 gibi Başkonsolos Uteybi’nin Atatürk Havalimanı’ndaki VİP’ten uçağa binmek üzere çıkış yaptığı bilgisini alınca emin oldum.

        Sonra da bilgiyi haberturk.com’daki arkadaşlarımla paylaştım.

        Ve haberi yazıp 16.56’da; “Suudi Konsolos ülkesine uçtu” son dakika KJ’si ile kamuoyuna duyurduk.

        O vakitten sonra da telefonum hiç susmadı.

        Benim gibi ilk duyduğu anda bilginin doğru olduğuna inanamayan hem diğer medya gruplarında çalışan gazeteci arkadaşlarım hem eş, dost hem de siyasi bazı isimler neler olduğunu bizzat benden duymak istiyorlardı.

        Tabii ben onlarla konuşurken bu arada da Cemal Kaşıkçı’nın kayboluş hikayesinin en büyük sorumlusu olan Suudi Konsolosu taşıyan uçak havalanmıştı bile.

        Arayanların ve sosyal medyada haberi okuyanların çoğunun merak ettiği şey Türkiye’nin bu çıkışa neden izin verdiğiydi?

        Bildiğim kadarıyla diplomatik dokunulmazlığı olduğundandı. Ancak emin olmak için işin erbabını, Prof. Dr. Ersan Şen’i aradım ve şaşırtıcı yanıtlar aldım.

        Hocam Şen’in dün saat 17.00’de Atatürk Havalimanı’ndan Suudi Arabistan Havayolları’yla ülkesine dönen Başkonsolos Muhammed Uteybi’nin durumu ile ilgili yorumunu sizlerle aynen paylaşıyorum değerli okurlarım:

        “Öncelikle şunun bilinmesi gerekir: Konsolosluklar ve elçilikler birbirinden farklı yetki ve görevlerle donatılmış olup, farklı kurallara tabidirler.

        Konsolosluklar, 24 Nisan 1963 tarihli konsolosluk ilişkileri hakkında Viyana Sözleşmesi’ne tabidir.

        Konvansiyonun 41. maddesine göre hakkında ağır suç iddiaları bulunan başkonsolos veya konsolosluk memurlarının dokunulmazlık hakkı yoktur ve bundan dolayı da bulunduğu ülke izin vermediği sürece ülkeden çıkış yapamaz!

        Bu sözleşme gereği yangın veya girilmesini zorunlu kılacak bir felaket olmadığı sürece sadece konsolosluk binaları dokunulmazdırlar. Ancak konsolos ve konsolosluk çalışanları dokunulmaz değildir. Eğer bir konsolos hakkında ağır bir suç iddiası varsa bulunduğu ülkeden çıkamaz.

        Dolayısıyla bütün dünyanın dikkatini çeken kayıp ya da ölü gazeteci Cemal Kaşıkçı olayında önemli bir aktör olan Suudi Başkonsolosunun çıkışı hukuki değildir.

        Eğer Konsolos Muhammed Uteybi’nin Türkiye’den çıkışına ‘Dokunulmazlığı var’ diye sessiz kalındı ise yanlış bir işe imza atılmıştır!”

        Not: Bu arada Uteybi’nin ülkesine dönüş haberini ilk haber veren kaynağımla tekrar görüştüğümde ayın 18’inde yani yarın bir dönüş biletinin de olduğunu öğrendim.

        ***

        Kocadon Bodrum sayfasını yarın kapatıyor!

        Kaşıkçı meselesine o kadar yoğunlaştım ki bu arada uzmanlık alanlarımdan biri olan CHP kulislerini ihmal ettim.

        Üst üste o kadar çok bilgi geliyor ki Suudi Gazeteci Kaşıkçı ile ilgili, CHP’den gelenleri hep öteliyorum.

        Ancak bu defa bunu yapamayacağım. Çünkü bu kulis değil, net bir bilgi.

        Dün bizzat kendisinden duydum. O yüzden paylaşayım istedim.

        Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon yarın Bodrum sayfasını kapatıyor.

        Zaten kulislerde konuşuluyordu ama olup olmayacağı kesin değildi.

        Artık kesin!

        Kocadon yarın CHP Genel Merkez’e Bodrum Belediye başkan adaylığı için değil, Muğla Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığı başvurusunu yapacak.

        Siz de merak ettiniz benim gibi biliyorum… “Ya Muğla olmazsa? Kocadon ne yapacak peki?” diyorsunuz…

        Onu da sordum…

        Cevabı şu oldu; “A, B, C planlarım elbette var ama bunların içinde kesinlikle Bodrum yok! Ben artık bir memur olmak istemiyorum. Belediye başkanlığı yapmak istiyorum! Son Büyükşehir yasası maalesef ilçe belediye başkanlarının elini kolunu bağlıyor, iş yapamaz hale getiriyor. Benim amacım bir unvan taşıyor olmak değil, halka, bulunduğum şehre hizmet etmektir! O nedenle artık Muğla diyorum!”

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar