Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ÖNCEKİ gün Nagehan Alçı’nın “Türkiye’yi ve CHP’yi kilitleyen yüzde 7” başlıklı yazısında CHP içerisinde egemen olduğunu iddia ettiği ve kısaca LAST (Laik yaşam tarzına sahip Sünni Türk) şeklinde tanımladığı kesimle ilgili yazdıklarını hem çok ayrıştırıcı, hem de kışkırtıcı buldum. Bırakın bir gazeteci olmayı, her şeyden evvel doğduğu günden bu yana o LAST adını verdiği insanlarla beraber yaşayan bir Alevi olarak Nagehan’ın yazdıklarını şiddetle reddettiğimin bilinmesini istiyorum.

        Diyebilir ki bazılarınız: “Ne yazdı ki o yazıda Nagehan Alçı, seni bu konuya dahil olmaya mecbur bıraktı?”

        Çok şey yazdı, onu söyleyeyim bir kere, ama benim asıl canımı sıkan LAST dediği o kitle ile Aleviler arasında kurduğu ilişkiye dair kullandığı ifadeler.

        ALNINDA YAZMIYOR

        Diyor ki Nagehan: “Toplumun ancak yüzde 6-7’si gibi bir tabana tekabül eden ama etki gücü çok daha yüksek olan bu aşırıcı fanatik LAST kesim, ayrıcalıklarını kaybetmenin fanatizmiyle özellikle sosyal medyada habire intikamcılığın dozunu artırıyor. Seçim yaklaştıkça Tayyip Erdoğan’ı ve Erdoğancıları Adnan Menderes durumuna düşürme arzularına ket vuramayıp iç savaşı kışkırtıyorlar. Oysa bir iç savaş ortamı oluştuğunda arkasına bile bakmadan kaçacak kesim de bu.

        Gezi olaylarında aynısı olmadı mı? Ayaklanma başarıya ulaşır gibi olduğunda Taksim’i bu kesim doldurdu, ama iş ciddiye binip çatışmalar çıkınca amiyane tabirle ‘arazi oldular’ ve ortada yine Alevi yurttaşlarımız kaldı. Türkiye’nin akademisyenleri tarafından yeterince incelenmeyen olaylardan biri de Gezi olaylarında sadece Alevi gençlerinin ölmesi gerçeğidir. Bu gerçek benim içimi acıtıyor. Oysa Gezi’nin şov kısmında ön plana çıkan yine LAST kesiminin fanatikleriydi...”

        Nagehan bu tespitleri hangi donelere, hangi belge ve bilgilere dayanarak yazdı bilmiyorum. Ama LAST adını verdiği kitlenin CHP’deki oranı dahil bu hususta yazdıklarının tamamı yanlış, anlamsız ve maalesef kutuplaştırıcı! Bir kere CHP’ye gönül veren Sünni laiklerin oranı Nagehan’ın iddia ettiği gibi yüzde 7 falan değil, onun çok çok üzerindedir. Bunu nereden biliyorum; çünkü ben bir Alevi’yim ve çekirdek ailem dahil sülalemin tamamı da CHP’lidir.

        İkinci itiraz ettiğim konu ise Gezi olaylarında hayatını kaybedenlerin tamamının Alevi olması meselesidir...

        Kusura bakmasın Nagehan ama o gençlerin büyük bir kısmı polis tarafından öldürüldü. Ben o çocukları öldüren polislerin bile o çocukların Alevi olduğunu bilerek yaptıklarını düşünemezken, Nagehan’ın o ölümlerden sorumlu olarak CHP’deki Sünni laikleri işaret etmesi akıllara ziyan bir yorum olmuş. Sonuçta ölen gençler olsun ya da diğer katılanlar, hiç kimsenin alnında Alevi ya da Sünni şeklinde bir ibare ya da damga yoktu ki o olaylar sırasında!

        TOPLUMA FAYDASI YOK

        Ve bir şey daha... Ömrünün tamamını bu insanlarla yaşayarak geçirmiş, her şeyi bire bir yaşayarak görmüş kişi olarak söylüyorum: Tarih boyunca, hiçbir dönemde CHP’nin Sünni laikleri, Alevilerle ilgili Nagehan’ın dediği gibi bir tavır içerisinde olmamıştır. Ne yakın dönemde, ne de geçmişte... Buna 12 Eylül 1980 öncesini ve sonrasını da dahil ediyorum çok rahatlıkla. Çünkü biz bunu bizzat yaşadık ve gördük! O dönem sağ görüşlüler tarafından sırf “Alevi” diye şiddete maruz bırakılan ağabeylerime en fazla sahip çıkanlar, Nagehan’ın adını LAST koyduğu Sünni laik CHP’li komşularımız, ahbaplarımız olmuştur.

        Neyse... Daha çok şey yazılabilir bu konu üzerine ama uzatmak istemiyorum. Ve başta CHP içerisindeki Alevilerin, laik Sünniler tarafından kullanılarak harcandığını iddia eden yazıyı kaleme alan Nagehan olmak üzere herkesin şunu bilmesini istiyorum: Biz Alevilerin, laik Sünnilere dair asla böyle bir bakış açısı olmamıştır ve olmayacaktır da! Zannımca, fantezi ötesine dahi geçmeyecek bu tür yorumları dile getirmek çok gereksizdir. Çünkü bu tür yorumların ne memlekete, ne topluma, ne de gazeteciliğe getirisi olur! Olsa olsa sadece zararı olur!

        Haksız mıyım?

        ***********

        BAKALIM BAKLAVA NE ZAMAN GİRECEK MÖNÜYE:)

        DAHA önceleri hep mevcut siyasilerin bizleri eskisi gibi gülümsetemediğinden filan yakınırdım. “Siyaset yapsınlar ama ara sıra da bizi kahkahalara boğsunlar” derdim. Sizi bilmem ama ben yavaş yavaş eğlenmeye başladım. Mesela şu “millet kıraathaneleri” konusunda yaşanan polemikler acayip keyif vermeye başladı.

        Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kampanyasının başında dile getirdiği millet kıraathaneleri mevzusu gitgide güzelleşiyor. Bu kıraathanelerde halka bedava kek ve çay ikram edeceğini ifade eden Erdoğan’a, Muharrem İnce’nin mönüye oralet, arnavutciğeri filan katarak cevap vermesi... İki adayın, Tatar böreği hususunda “dedin-demedim” tartışmasına girmesi ve tüm bunun üzerine önceki gün katıldığı bir TV programında Devlet Bahçeli’nin, “Bir tarafa Muharrem İnce’yi, bir tarafa sütlacı koyun bakalım... Gençler sütlaç varken Muharrem İnce’yi mi tercih edecekler!” diyerek mönüye sütlacı da eklemesi hakikaten beni benden aldı.

        Samimiyetle söylüyorum, bu aralar ben ve arkadaşlarım bu videoları izleyip izleyip kahkahalarla gülüyoruz. Önceki gün mesela bayram tatili için gittiğimiz Bodrum’dan dönüş yolunda tek keyfimiz buydu inanın. Yol boyu bu polemikleri izleyip seçimin gitgide eğlenceli bir hal almaya başladığından konuştuk hep. Ve birbirimize “Bakalım baklava ne zaman dahil olacak mönüye?” diye sorup durduk.

        İnşallah hep böyle olur. İnşallah tüm liderler seçimin sonuna kadar toplumu gülümseten, güldüren, şeker tadı bırakan bu polemiklere devam ederler.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar