Sayın liderler lütfen germeyin bu milleti!
BİLİYORSUNUZ dün yine salıydı, yani mutat grup toplantılarının yapıldığı gün. Demiştim ya daha evvel de, işimin gereği elimden geldiğince kaçırmamaya çalışıyorum liderlerin haftalık konuşma periyotlarını. Dün de hayli esip gürledi liderler ve tabii çoğunlukla da birbirlerine sert göndermelerde bulundular. “Hangi lider kime ne dedi, kim kimi sözleriyle ezdi geçti”, bunlarla ilgili yorum yapmayacağım. Zira gazetecilik açısından bol malzemeli olduğu düşüncesiyle bazı meslektaşlarımın çok hoşuna gidiyor olsa da bu ateşli ve hiddetli salı konuşmaları, beni geriyor. Gazeteci olmasaydım, izler miydim bu grup konuşmalarını aynı şekilde bilmiyorum, ama şu bir gerçek ki salı günü bir sendroma dönüştü artık bu memlekette.
Siz de fark ettiniz mi bilmiyorum, ama ben aile yakınlarımda, arkadaşlarımda filan “Kim daha okkalı konuşacak, hangi lider kime hangi ifadelerle sataşacak” beklentisiyle salıya başladıklarını görüyorum.
Biliyorsunuz, sabah 11.00 gibi başlıyor liderler konuşmaya ve o ana kadar gayet sakin, dingin olan sosyal medya araçlarında bir anda patlama yaşanıyor. Liderler konuştukça onlardan yana ya da karşı olan insanlar da sanki grup toplantısının içindeymişçesine coştukça coşuyor, ağzına geleni, aklına düşeni hiç muhakeme etmeden yazıyor.
Tabii biri bir şey yazıyor, ötekisi ondan daha ağırını yazıyor, öbürü daha da ağırını yazıyor ve sonra bir bakıyorsunuz ki liderlerin konuşmalarında öne çıkan mesajların altında binlerce ağza alınmayacak küfür, hakaret almış başını gidiyor.
Şahsen ben utanıyorum o yorumlara baktıkça! Yerin dibine giriyorum ve gençler adına, çocuklarımız adına kahroluyorum. Diyorum ki kendi kendime: Bizim zamanımızda, çocukluğumuzda ya da gençliğimizde sosyal medya olmadığı için şanslıymışız. Şimdiki neslin önünde bunlar var, ama bunlardan yansıyanlar son derece düzeysiz ve seviyesiz.
Umudum yok ama eğer salı günleri o grup konuşmalarını yapan Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sayın Başbakan Yıldırım, Sayın Kılıçdaroğlu, Sayın Bahçeli’den, eğer yazdıklarımı okuyorsalar bir şey rica edeceğim. Lütfen salı günü grup konuşmalarınızı bitirdikten sonra sosyal medyaya bir girin ve yaptığınız o konuşmaların topluma yansımasının nasıl olduğunu, sizlerden aldıkları gazla insanların ne hale büründüklerini gözlerinizle görün. Siz konuşuyorsunuz, sosyal medyada insanlar sizlerin o konuşmaları üzerinden şiddete, hiddete, öfkeye, nefrete kapılıp adeta deliriyor.
Birbirinize elbette muhalefet yapacaksınız. Yapın ama ne olur sizleri dinleyen herkesin aklıselim olmadığını, sakin ya da serinkanlı olmadığını bilerek yapın!
***********
SEN DE ASLI’NIN AYAĞINA MASAJ YAP KURTUL ARDA!
İKİ günden beri futbolcu Arda Turan’ın, çiçeği burnunda eşinin sakatlanan ayağına müdahalesiyle ilgili paylaştığı fotoğrafa yapılan yorumları okuyoruz. Yorumlara baktıkça paylaştığı fotoğraftan dolayı bin pişman olan Arda’nın bunalması gayet normal. Zira gerçekten bazıları haddini aşan türdendi. Çirkindi. Buraya yazıp bir de Arda’yı ben sinirlendirmeyeceğim ama bazılarının, Arda’nın o fotoğrafın altına eşi Aslıhan için “Yeni fizyoterapistim” şeklinde yazmasına verdiği tepki anlaşılabilir. Belki Arda o niyetle paylaşmadı ama o fotoğraf ilk bakışta kadını ikinci planda gören, kadının sadece erkeğe hizmet ettiğini düşünen bir erkek modeli algısı oluşturuyor.
Dedim ya, bence Arda o niyetle paylaşmadı fotoğrafı, ama maalesef fotoğrafın verdiği imaj “maganda erkek” imajı...
Ben Arda’nın yerinde olsam, böyle biri olmadığımı göstermek için eşimin ayaklarına masaj yaparken çekilmiş bir fotoğrafı paylaşır ve hakkımda yapılmış tüm olumsuz eleştirileri tek bir kareyle çürütürüm!
Haksız mıyım?
***********
ÇÖZÜM KHK’SI İÇİN ÇALIŞMALAR BAŞLADI!
KAÇINCI defadır yazıyorum KHK mağdurları konusunu bilmiyorum. Herhalde yirminci filan oluyordur bu yazım. Temennim sorunun bir an evvel çözülmesi ve benim de bir yirminci kez bu konuyu yazmak zorunda kalmamam. Öyle de olacak gibi görünüyor. Tabii kesinleşmiş bir şey olmadığı için temkinli olmak durumundayım, ama güvenilir kaynaklarımdan edindiğim bilgilere göre yeni bir KHK’yla ilgili çalışma var.
Yani FETÖ iltisaklı/irtibatlı olduğu iddiasıyla işini kaybeden ama sonrasında başvurduğu adli makamlardan takipsizlik alan veya yargılamasının neticesinde beraat edenlerin yeniden işe döndürülmesiyle ilgili bir çalışma.
Tabii şimdi biliyorum ki verdiğim bu kulis bilgisi üzerine gerek OHAL Komisyonu’na müracaat edip komisyonun kararını bekleyenlerden, gerekse KHK dışı olan sözleşmeli çalışanlardan binlerce soru gelecek.
Şimdiden söyleyeyim... Bu çalışmayla ilgili çok fazla bir ayrıntı yok bendenizde. Bana aktarılan bilgiye göre KHK ile işinden olmuş, ihraç edilmiş ancak takipsizlik ya da beraat kararı almış devlet memurlarının sorununun çözümü için yetkili makamlar uyarılmış ve bu sorunun ivedilikle çözümü için çaba sarf edilmesi istenmiş.
Çok dua ediyorum inanın ve yüreğimden gelerek ediyorum bu duaları. İnşallah yapılan bu çalışmalar sonuç verecek ve milyona yakın insanı ilgilendiren bu sorun kısa zamanda çözülecek. Çözülecek ve ben de artık bir yirminci kez bu konuyu yazmak zorunda kalmayacağım!