Onun normal olması imkansızdı
Babamın, 2 gün önce Ankara’da bir kafede, 20 yaşlarındaki bir kadınla flört ederken fotoğrafları geldi cep telefonuma.
"Bunda ne sakınca var" diyeceksiniz biliyorum.
Sakınca yok da çok da rutin bir gelişme olduğu söylenemez tabii ki.
Benim 63 yaşında olduğumu hatırlar ve minimum düzeyde matematik bilginiz varsa, yani sadece toplama işlemi yapabiliyorsanız, bile bunun olağandışı bir gelişme olduğunu herhalde anlarsınız.
Basit matematik hesaba göre çoktan ölü olması gereken bir adam hem yaşayıp hem de hala çapkınlık peşinde koşuyorsa bu bilimsel netlikte garip olan bir vakadır.
HAMİT TURGUT NEDEN GARİP
Hamit Turgut neden bu kadar garip bir insan diye defalarca düşündüm.
Sadece neden bu kadar garip demekle de kalmadım, "Benim babam neden zırdeli" de dedim.
Sonra onun hakkında aile içinde bana anlatılan hayat hikayesinin ana noktalarını düşündüm ve onun normal olabilmesinin imkansız olduğunu da kabul ettim her defasında.
Şöyle bir hayat düşünün sonra da kararınızı siz verin:
1-Hayatı şöyle başlamış. Babamı doğurtan doktor, babamı ilk kez görünce ağlaması için onun poposuna tokat atmamış. Bunu hem ağlamazsa nefes almaz da belki ölür diye de yapmış. Bir de eğer illa bir tokat atılması gerekiyorsa bunu dedemin atmasının gerektiğini düşünmüş. Doğum odasından çıkmış ve dışarda beklemekteolan dedeminyanına gelmiş ve okkalı bir tokat atmış ona. "Hamit adını verdiğin bu çocuk benim bugüne kadar gördüğüm en çirkin bebek. Böyle bir şeyin dünyaya gelmesine neden olduğun için attım bu tokadı sana" demiş ve doğum odasına geri dönmüş.
2-O tokadı atan doktor bilmiyor ki benim dedem vesikalı deliydi. ‘Delidir sorumsuzdur’ diyen evrak vardı cebinde. O tokat gününden sonra dedem, babam 20’li yaşlarına gelinceye kadar tek sosyal faaliyet olarak şunu yaptı; sadece boş duvara bakarak bıyığını okşayıp rakı içerdi. Bu sabah erken saatlerde başlar gece yarılarınakadar sürerdi. Babamın tüm çocukluğu bunu görerek geçti.
Dedem sokağa sadece rakı ve sigara almak için çıkardı. Bu işi babam yapmaya başlayınca bunu da bıraktı. babamı sokakta yabancı adamlar durup dururken durdurup döverlermiş.Bunu onu çirin buldukları için yaptıklarını da anlatırlarmış. Kadınlar ise çocuklarına "Dediklerimi yapmazsan bunun kadar çirkin olursun" deyip babamı gösterirlermiş.
3-Birçok defa uyarıldığı halde komşunun tavuğu bahçemize girip çiçekleri yemeyi sürdürünce dedem babamın gözlerinin önünde kalkıp tavuğun yanına gitmişve tek bir hareketle boynunu kırıp kafasını koparmış. Vücut reflekslerihemen ölmediğinden başsız tavuk bir süre bahçede o halde dolaşmış ve babam da bunu seyretmek zorunda kalmış.
4-Babamın rakıya, tütüne ve çeşitli kadınlara harcadığı paranın toplamıyla ben şimdi Suudi Arabistan'ı bile satın alabilirdim ama onun yerine şu an parasızlıktan sürünüyorum. Babama bunu söylediğimde "Şöyle düşün meseleyi; bu sayede şu anda mali durumu çok iyi olan yaşlı kadınlar da var ortada" dedi.
5-Duygusal olarak acı çekmediği gibi fizikselacı da çekmiyor. Bir defasında pipo gazı doldururken eline gaz bulaştı. Çakmağı çakınca çakmak yerine parmağı alev aldı.O gayet sakin parmağıyla piposunu yaktı ve içmeye başladı.
6-Babasından gördüklerini aynen uyguluyor. Babam tüm sosyal normların ve normalin dışında yaşıyor. Bir defasında altı gün boyunca sadece boş duvara bakarak oturdu. Pipo ve rakı hep yanındaydı. Yedinci gün, "Eve bir şişe rakı lazım" dedi ve devam etti.
7-Meksika'dan içinde deveyi bile öldürebilecek güçte bir zehir bulunan kaktüs getirtti. "Zamanı gelince onu kullanacağım ve öleceğim" diyor. Ben "Baba zamanı gelmiş olmalı" desem de, "92 yaşında adamım daha zamanı var 10 yıl sonra belki" diyor.
Eh böyle bir hayat sonunda onun hala daha çapkınlık peşindekoşması da normal değil mi.
