Türkiye'ye İngiltere karantinası, Terentino yasası ve İngiltere Sağlık Bakanı Sajid Javid'e üç soru
İngiltere, ülkeye girecek kişilere geldikleri ülkelere göre karantina uygulaması yapıyor.
Türkiye uzun bir süreden beri İngiltere’nin kırmızı listesinde.
Kırmızı listede olmak demek ülkeye girişte doğrudan karantinaya alınmak demek.
On gece ailenizle birlikte bir otel odasında kapatılıyorsunuz.
Yiyecek içeceğiniz odanıza geliyor ve dışarı çıkamıyorsunuz ve sürekli kontrol ediliyorsunuz.
Gelenlerden otel karantinasında kaldığı süredeki masrafları kendilerinden alınıyor. Bu ücret, 12 Ağustos itibarıyla 2 bin 285 sterlin.
Karantina kararı ve kuralları nedeniyle İngiltere’de eğitim gören binlerce öğrenci, tatile gelen çalışanlar İngiltere’ye dönemiyor.
Kısa bir süre sosyal medyada 20 binin üzerinde imza toplandı.
DUBROVNİK’İN TERENTİNO YASASI
Karantina aslında orta çağdan gelen bir uygulama.
Dünyada karantinayı ilk koyan ülke Venedikliler olarak bilinir.
Venedik'te veba salgınının olduğu limanlardan gelen gemilerin şehre girmeden açıkta 40 gün demir atması ve beklemesi gerekiyordu. Karantina kelimeside, 40 günlük demir atma anlamına gelen “quaranta giorni” sözcüğünden gelir.
Ama tarihçiler aslında ilk karantina kanunlarının 1272 yılında Ragusa’da yazıldığını bildiriyor.
Ünlü Terentino kanunlarının hikayesini, bölgedeki Osmanlı tarihini çok iyi bilen ve şehirde büyük saygı duyulan Dubrovnik Rixos’un genel müdürü Sn Ayhan Başçı’nın tanıştırdığı ve özel izinle açtırdığı, Osmanlı arşivlerin sorumlusu ve günümüzdeki Dubrovnik’in en önemli tarih ve felsefecilerinden Bn. Vesna Miovic’den dinledim.
Yıl 1377. Veba salgınının dünyayı kasıp kavurduğu dönem.
Ragusa Cumhuriyeti’nin bugünkü adı ile Dubrovnik, o zamanların önemli ticaret merkezlerinden.
Şehrin başhekimi Padualı Jacob’un önerisiyle kent konseyi salgını önlemek için ciddi önlemler alıyor, tüm gemilerin ve ticari konvoyların karantinaya alınmasını zorunlu kılan "Terentino" (Latince, otuz demek) yasasını çıkarıyor.
Şehre gelen herkese 30 günlük karantina şartı konuyor.
Limanın girişinde özel binalar inşa ediliyor. Bu binalar halen sağlam duruyor.
Karantina, Venedik gibi sadece denizden gelen insanları değil, karadan, denizden gelen insanlar ve canlıları kapsıyor.
Sonraları İskenderiye gibi daha riskli bölgelerden gelenler için karantina süresi 40 güne çıkarılıyor.
Karantina kuralları çok katı. Uymayanlar cezalandırılıyor.
O dönem hastalıkları belirtiler ortaya çıkmadan tanıyacak yöntemler yok, tedavisi yok, aşı henüz bulunmamış.
Dubrovnik’in kendini tek koruma yöntemi bu. Etkili de oluyor.
İNGİLTERE’NİN KARANTİNA KURALLARI
Terentino kanunlarından yaklaşık 700 yıl sonra İngiltere pandemide İngiltere’ye gelecekler için karantina uygulamaya başladı.
Ülkeler üç kategoride değerlendiriliyor; kırmızı, sarı, yeşil.
Halen, Türkiye ile birlikte Gürcistan, Meksika, Küba, Reunion Adası ve Mayotte Adası kırmızı listede.
Delta varyantının ilk ortaya çıktığı Hindistan’la Bahreyn, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri sarı listede.
Bulgaristan, Hırvatistan, Slovenya, Slovakya, Letonya, Romanya da yeşil listede.
Yeşil listede bulunan ülkeden giriyorsanız çift doz aşınız varsa karantina uygulanmıyor.
Sarı listedeki bir ülkeden giriş yapıyorsanız, Avrupa ilaç dairesi EMA’nın tanıdığı bir aşıdan (Sinovac aşısı tanınmıyor) yaptırmış ve üzerine 14 gün geçmişse bu ülkelerden gelenlere de karantina yok.
Kırmızı listedeki ülkelerden gelenler doğrudan 10 gece karantinaya alınıyor.
İNGİLTERE SAĞLIK BAKANI SAJID JAVID’E VE ULAŞTIRMA BAKANI GRAND SHAPS’A ÜÇ SORUM VAR
Sayın bakanlar, biliyorum, ülkenizin insanlarını pandemiden korumak istiyorsunuz ve haklısınız.
Tweetlerinizde yazdığınız gibi aşılama programını korumak istiyorsunuz, bunda da haklısınız.
Ama gerekçesi ne olursa olsun, insanların otel odalarında kilitli günlerce izole edilmesi gibi 700 yıl önceki karantina uygulamalarının, 21. yüzyılda dayatılmasını doğru bulmuyorum.
İngiltere’nin ülkemiz için aldığı kırmızı zon kararlarının gerekçeleri konusunda bilgi sahibi değilim.
Hemen belirtmek isterim ki, sarı listedeki birçok ülkenin yeni vaka rakamları bizim rakamlardan daha yüksek, yeşil listedeki birçok ülkenin aşılama oranı bizden daha düşük.
Ama Türkiye halen kırmızı listede. Bunun gerekçelerini merak ediyorum.
Bir bilim insanı ve bir hekim olarak, karantina kurallarını öneren İngiltere’deki ilgili kurullardaki uzmanların kararlarının bilimsel gerçeklerle örtüşmediğini belirtmek isterim.
Pandemi, artık 2019’un son aylarındaki dünyayı kasıp kavuran, tanısı olmayan, tedavisi olmayan, aşısı olmayan bir hastalık pandemisi olmaktan çıktı.
Artık aşısı var.
Hastalığın belirti vermediği süreçte bile tanı konulacak hızlı testleri var.
Erken tanı ile kesin tedavisi var.
Bu durumda siz ülkenizin onayladığı aşıyı ve aşı takvimini talep edebilirsiniz.
Ülkeye gelmeden 3 günlük PCR isteyebilirsiniz, ülkeye girerken hızlı testle kontrol yapabilirsiniz, girişten üç gün sonra tekrar PCR isteyebilirsiz.
Hatta 3 gün evinizde kalın diyebilirsiniz.
Onaylı iki aşısı olan, aşının üzerinden 14 gün geçmiş olan bir kişide üç gün önceki PCR değeri negatif, ülkeye girişte hızlı test sonucu negatif olan ve üç gün sonraki PCR değeri negatif bulunan hiç kimseyi COVID-19 riski açısından bilimsel olarak atlamanız mümkün değil.
Bu konuda İngiltere’de farklı düşüncesi olan bir uzmanınız varsa ortak bir platformda tartışmaya ya da gerekçelerini bu köşede yazmaya hazırım.
Sizlere üç sorum var.
1. Karantina kararlarını bilimsel verilere göre mi yoksa ülkelerin politik konjonktürüne göre mi alıyorsuz, bilimsel kriterlere göre alıyorsanız kriterleriniz nelerdir ?
2. Yirmibirinci yüzyılda insanları karantinada, kilitli tutmak dışında İngiltere’nin elinde başka bilimsel metodolojiler yok mudur ?
3. Uygar dünyanın bir insanı olarak modern bilim ve teknolojiye göre artık bir anlamı olmayan kırmızı liste uygulamasını kaldırmayı düşünüyor musunuz ?
Farkında mısınız, sadece Türkiye’de yirmi binin üzerinde insan 700 yıl önceki Terentino yasası yüzünden mağdur durumda.