Masa başındaki kararlar pratiğe uymuyor
Bu haftaki Ege Penceresi’ne Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Meclis Başkanı ve Esen Plastik Yönetim Kurulu Başkanı Salih Esen’i konuk ettik. Esen, oldukça tanınmış bir sanayicidir. 40 yılı aşkın süredir plastik sektöründe üretim yapar, her zaman da Türkiye’nin sayılı sanayicileri arasına girer. Ancak Salih Bey'in daha pek çok şapkası bulunuyor. Kendi şirketinin sorumluluğu ve EBSO Meclis Başkanlığı dışında, Menemen Plastik İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nin yönetim kurulu başkanlığı ile Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kurulu’nda (OSBÜK) yönetim kurulu üyeliği görevlerini de üstleniyor. Ve bütün bu zorlu görevlere de keyifle ve azimle yetişiyor, hiç aksatma yaşatmıyor. Salih Esen ile sanayicilerin sorunları, beklentileri, EBSO, Menemen Plastik İhtisas Organize Sanayi Bölgesi ve OSBÜK hakkında konuştuk, ben sordum, o yanıtladı.
-SALİH BEY, BÜTÜN BU YÜKÜ AĞIR GÖREVLERE NASIL YETİŞİYORSUNUZ?
Tabii ki bir çalışma azmimiz, bir çalışma disiplinimiz var. Ülkemize yararlı olma arzumuz var. Benimkisi bir misyon. Sanayimizin kalkınması ve bölgemizin öne geçmesi hepimizin ortak hedefi. Yorulmuyorum, çünkü yapılacak çok iş var, o yüzden büyük gayretle çalışıyorum.
-TÜRKİYE EKONOMİ AÇISINDAN BELLİ SIKINTILAR YAŞIYOR ŞU ARALAR, SANAYİCİMİZ DE DOĞAL OLARAK BUNLARDAN ETKİLENİYOR, SANAYİCİNİN SON DURUMU NEDİR, SIKINTILARI VE BEKLENTİLERİ NASILDIR?
En büyük sıkıntı üretememek. Bütün rakamlar bunu gösteriyor zaten. 2019’da bir daralmayı yaşıyoruz. Bu daralma işletmeler üzerinde büyük sorunlara sebep oluyor. Özellikle bu yıl ekonomi istediği atılımı yapamadı, sanayici de bundan olumsuz etkilendi. İşletmelerin yüzde 95’i küçük ve orta boy işletmeler niteliğinde. Küçük işletmeler, bu sıkıntılardan daha fazla etkileniyor, yaralanıyor. Dolayısıyla bunların ayakta kalmaları için büyük gayretler gerekiyor.
-İŞLETMELER EN ÇOK NEDEN ETKİLENİYOR, SON DÖNEMLERDEKİ EN TEMEL SORUNLARI NEDİR?
Tabii ki girdi maliyetlerinin artması çok büyük etken. Ama esas sorun talebin olmayışı. Talebin olmayışı ve katlanarak gelmiş olan girdi maliyetleri sanayicimizi daha fazla zora sokuyor.
-İHRACAT YA DA YURTDIŞI TALEBİNDE DE AYNI PROBLEM SÖZ KONUSU MU?
Gayet tabii ki.. Herkes çareyi ihracatta arıyor ama, ihracat da bir günden ertesi güne olabilecek bir hamle değil. Bu konuda odamızın şirketleri ihracata yöneltmek için özel bir gayreti var. Ancak ne yaparsak yapalım, işletmelerin altyapısının da buna hazır olması gerekiyor. Ayrıca, ihracat yapabilecek olan ülkelerin de buna hazır olmaları lazım. Buraya baktığımız vakit, özellikle Türkiye’nin ikili ticaret anlaşmalarını istenilen boyutta yapmayışı, yapamayışı, Avrupa Birliği’nin dışında kalıyor oluşumuz önümüze bir engel olarak çakıyor. Ama, sanayicimizin en büyük sorunu nedir diye baktığımızda, finansmana erişim noktası olduğunu görüyoruz. Ekonomik durgunluk da, sanayicinin yatırım yapmasına ve yatırımlarını durdurması gibi kararlar almasına neden oluyor. Umarım en kısa zamanda üzerimizdeki atalet kalkar ve geçmişten gelen üretme heyecanımızı yeniden üst noktalara taşırız.
Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Meclis Başkanı ve Esen Plastik Yönetim Kurulu Başkanı Salih Esen-BİZİM 50 YILLIK BİR ORGANİZE SANAYİ GEÇMİŞİMİZ, TECRÜBEMİZ VE BİRİKİMİMİZ VAR. BU TABLOMUZLA ÇEVRE ÜLKELERE ROL MODEL OLABİLDİK Mİ ACABA?
-Tam model olduk diyemem. Ancak, bu ciddi tecrübe kazandığımızı ifade edebilirim. Bu bölgeler, Türkiye’nin üretim gücüne katkıda başı çekiyorlar. Yapılan tüm araştırmalar, bölgelerde yer alan kuruluşların bulunmuş oldukları yerlerden çok mutlu olduklarını gösteriyor. Tabii bölgelerin geliştirilmeye ihtiyacı da var. Şu anda Türkiye’de 331 sanayi bölgesi bulunuyor. Bunların büyüklükleri değişken olmakla birlikte, üretime istihdama ciddi katkıları var.
-ONLARI NASIL GELİŞTİRECEĞİZ PEKİ?
Organize sanayi bölgelerinin şu anda yapısına baktığımızda, sadece üretimle yetindiklerini görüyoruz. Kendi işlerine bakıyorlar. Ama katkı bu kadar. Bu kadarla mı kalması gerekiyor? Bana göre kalmaması lazım. İşte, yeni nesil OSB’ler kavramı da buradan çıkıyor. Artık sadece ve sadece üretim yeri tahsisi, bu bölgelerde sanayiciye yetmemeye başlıyor. Bunun yanında teknoloji geliştirme merkezleri, kümeleşmenin teşviki, meslek okulları, üniversiteleri de kapsaması lazım. 24 saat yaşamalılar. Üniversite-sanayi işbirliği en üst noktaya ulaşmalı. Yeni bir vizyon ortaya konulması gerek. Daha katma değerli ürün yaratmak ve dünya piyasalarında daha fazla yer bulabilmek için çalışmalıyız. OSB’lerin sadece bölgesel teşviklerle desteklenmemesi, bunun yanı sıra sektörel bazda, özellikle ithalatı azaltacak şekilde bir takım üretimlere olanak sağlayacak bir yapıya kavuşturulması gerekiyor. OSB’ler için yönetmelikler, yasalar var. Ama geçmişten gelen OSB yapıları sıkıntılı. Hepsinin yasaya, yönetmeliklere, yönergelere yüzde yüz uygunlukta gitmediğini, bu yasaya uyumlarını sağlamak için bir takım ara modeller oluşturulduğunu da görüyoruz. Bizler söz konusu bu uyumsuzlukları ve güncel problemleri çözmek için uğraşıyoruz.
-BU AŞAMADA DA ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ ÜST KURULU OSBÜK DEVREYE GİRİYOR GALİBA DEĞİL Mİ? SİZ OSBÜK’E BİRAZ DA BU AMAÇLA MI DAHİL OLDUNUZ?
Sizin de en başta ifade ettiğiniz gibi, ben Türkiye’nin ilk ihtisas organize sanayi bölgesi olan Menemen Plastik İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nin kurucularındanım, en baştan beri işin içinde ve başındayım. Plastik sektörüne yatırım İzmir ve Ege’de teşvik edilmiyor. Ancak ihtisas organize sanayi bölgesinde yatırım yapıldığı vakit plastik sektörü bu konuda bir adım öteye çıkıyor ve ilave bir takım teşviklerden de yararlanıyor. Biz Menemen’i bu yüzden kurduk. Şu anda 41 parselden oluşan bu bölgenin 39 parseli sahiplerini bulmuş durumda. Bunların yarısı da fabrikalarını yapmış vaziyette. Bölgemize burayı kazandırdığımız için çok mutluluk duyuyorum. Daha önce de belirtmiştim. OSB’lerin mevzuattan kaynaklanan bir takım sorunları var. Buralarda fedakarca görev yapan kişilerin ayaklarını çok sağlam yasal zeminlere basmaları gerekiyor ki, bir takım soruşturmaların ve denetimlerin üstesinden gelebilsinler. Bugün baktığımız vakit bunun böyle olmadığını ne yazık ki görüyoruz. Dolayısıyla masa başında alınmış kararların pratiğe uymadığını, ama işlerin bir şekilde yürümesi için bölgeleri yönetenlerin aldıkları bazı kararlar nedeniyle haksız şekilde rencide olduklarını görüyorum. Bakıyorsunuz bir müfettiş gelmiş sizi denetliyor, 15 yıl öncesinde alınmış kararları bugünün yasalarıyla yorumluyor. Teftiş ve denetim mekanizmasına baktığımız zaman, bunun yönergesinin olmadığını da görüyoruz. Sonuç itibarıyla, tabii ki bizlerin bu sorunlarını halledecek olan kurum, geçtiğimiz yıllarda özel ve tüzel kişiliğini kazanmış olan OSBÜK’tür. Bu üst kuruldan teklif gelince, az önce saymış olduğun aksaklıkların giderilmesi için çalışmalar yapabileceğim düşüncesiyle yönetime girdim. Ege Bölgesi Sanayi Odası öncülüğünde kurulmuş olan 12 sanayi bölgemiz var. Hepsi benim yönetim kurulunda görev almam için desteklerini açıkladılar. Kendilerine buradan da teşekkür ediyorum. Onlara bu sıkıntıları söylediğim vakit, hepsi bunların halledilmesi konusunda bana destek olacaklarını ifade ettiler. Eksiklikleri yasal zeminlere kavuşturabilmek istiyoruz.