Baykal farkı
Rusya, Beşar Esad’dan aldığı çağrıyla Suriye üzerinden bölgeyi adım adım işgal ediyor. PYD-PKK, Azez İlçesi’nin güneybatısındaki Maranas’tan Akçabağlar üs bölgesine ateş açtı. Rusya’dan aldıkları destekle artık sınırlarımızı daha büyük bir “sinerji” ile tehdit ediyor, amaç Azez- Halep hattını kapatmak. İran tümüyle mezhepçiliğe endekslenmiş bir politikayla artık “iç sorun” haline getirdiği Suriye üzerinden Halep dahil pek çok İslam şehrini Şiileştirmeyi hedefliyor.
CHP ise kalkıp “AKP mezhepçi dış politika yapıyor!” diye yaygara yapabiliyor. O derece kör.
Eren Erdem adlı bir vekili açık açık, “Türkiye ile İran karşı karşıya gelirse İran’ın yanında yer alırım” diyebiliyor. İpe sapa gelmez iddialarını Rus devlet televizyonunda dile getirip Türkiye’yi şikâyet ettiği de bilinmekte.
Ama bunlar CHP için problem değil. Varsa yoksa “Atatürk posterini kim indirdi?” Ya da “Bu hafta Erdoğan’a kim hakaret edecek?” yarışı. “Yeni CHP” bu.
Başka bir vekili “Vay efendim, Suudi Arabistan ve Katar’la beraber hareket eden Türkiye milletin bekası ve vatanın bütünlüğüyle adeta kumar oynamaktadır” demiş. Mevlüt Dudu’ya sormak lazım: Size kalsa ülkenin tapusu çoktan Esad’ın emanetçilerine düşmüş olmaz mıydı? CHP finansıyla dönen TV’lerde Beşar Esad’ın ağzına düşerek yapılan röportajları unuttuk mu?
2014’te 49 kişiyle beraber IŞİD’e rehin düşen, kurtarıldıktan sonra da CHP vekili olan eski Musul Başkonsolosu Öztürk Yılmaz’a da bakın: “Türkiye adım adım Suriye’deki iç savaş bataklığına sürüklenmektedir. Türkiye’yi Suriye’de savaşa sokacak bir oldubittiye kesinlikle karşıyız.”
Yahu arkadaş adama demezler mi, “Başkonsolosluk binasını hemen terk edin” talimatını dinlemedin. Kendinle beraber 49 insanın 101 gün rehin kalmasına neden oldun. Sayende bir anda IŞİD gibi korkunç bir örgüt Türkiye aleyhine sigorta elde etti. Ve bunlar hep senin Polat Alemdarcılık oynama hevesiyle Türkiye’yi “oldubittiye getirmen” yüzünden oldu. Sen kim, tedbirden, temkinden bahsetmek kim?
TSK, angajman kuralları çerçevesinde saldırılara karşılık veriyor. Olan bu.
Ve CHP’de bir tek Deniz Baykal olayı anlıyor ve hakkı teslim ediyor gibi görünüyor.
Ne diyor Baykal?
“Türkiye’nin Azez-Halep hattını açık tutması gerekiyor, bombalamayı doğru buluyorum.”
Çünkü “Türkiye, Azez-Halep bağlantısının açık olmasını istiyor; çünkü Halep’e bir saldırı demek, katliam demek. Türkiye büyük bir göç dalgasını engellemeye çalışıyor”.
Baykal, bu meselenin tarih, medeniyet, “şirretlikle Şiileştirme” projesine direnme bağlamına da değinmiş ki, söyledikleri aylardır bu köşede yazdıklarımızdan farklı değil.
“Halep İslam medeniyetinin her yerine damgasını vurduğu bir kenttir. Sünnidir. Bu kenti Rusya’ya, Esad’a, Şii güçlere teslim etmeyi öneren politikaları ciddi sorgulamak lazım. Bunlar kendi haline bırakılacak konular değil. Tarihi kimliği değiştirecek bir süreç yaşanırken ‘Buna karışmayın’ demek doğru değil.”
Deniz Baykal “Radikal İslamcı” mı ya da AK Parti’nin Dışişleri Bakanı mı? Aaa, yoksa IŞİD’le -yalancıktan- savaşıyor diye PYD’ye karşı mı? Yoksa IŞİD’li mi? Soruyorum, çünkü Türkiye’nin bölgesinde olanlara bigâne kalamayacağını söyleyen herkes bu suçlamalara maruz kaldı.
Ve bakın, Baykal hiçbiri değil.
Bilakis bu ülkenin dindarlarının hayatını cehenneme çeviren bir zihniyetin partisinin başkanıydı yıllarca. Ama Baykal gibi adamlarda, “yeni CHP’de olmayan bir şey var: Laboratuvar mahsulü olmayan, tecrübe ve tutarlılığı mündemiç bir devlet aklı.”
Belli ki bunları söylerken “yeni CHP”ye şunu anlatmaya çalışıyor: “Ülken yanı başında kopabilecek bir 3. dünya savaşı olasılığıyla sınanırken milli reflekslerle alay edemezsin. ‘Toprak bütünlüğünü koruma’ mecburiyetini yadsıyamazsın. Muhalefet et, ama coğrafyanın kader olduğunu unutmadan muhalefet et.”
Farkında mısınız?
Bu fikirler 2014’te, sadece Baykal tarafından değil tüm anamuhalefet partisi tarafından savunuluyor olsaydı Türkiye’nin iç kamuoyundan alacağı destekle atacağı bazı adımlar bugünkü tehditleri bertaraf edebilirdi.
Ama o günlerde yeni CHP, casusluk şebekeleriyle ortak hareket ederek Türkiye’yi yönetilemez hale getirme peşindeydi.
Ne diyelim, görünen o ki “yeni CHP” epeyce “oldubittiye getirilmiş”!..