Malumu ilam
El Cezire Türk muhabiri soruyor: “Ne yapılabilir hendek kazarak? Ne yapılmak isteniyor?” HDP’li İdris Baluken yanıtlıyor: “Hendek dünya siyaset, savaş tarihinde de bir savunma aracı olarak ortaya çıkmıştır. Hendek kazan insan saldırmaz. Bir yerde hendek kazılmışsa orada ciddi bir saldırı var demektir. O saldırı karşısında da kendisini savunmasız hisseden bir halk gerçekliği var demektir.”
7 Haziran’dan beri ülkede ne olup bittiğini kimsenin bilmediğini varsayıyor Baluken. Hendeklere eşlik eden “ağır silahları”, PKK’nın çatışmaları insanların salonlarına kadar soktuğu gerçeğini hokkabaz el çabukluğuyla görünmez kılmaya çalışıyor. Okulları bile silah deposuna dönüştürmenin, sınırlara Doçkalar, Kanaslar yığmanın “savunma” ifadesiyle hiçbir alakasının olmadığını 7 yaşındaki çocuklar bile biliyor oysa.
Zaten PKK ve onun YDGH’si de HDP’nin söylediği yalanları, vermeye çalıştığı pozları teyit etmek gibi bir incelik peşinde değil. Bu yazı yazılırken PKK, Diyarbakır’ın Sur İlçesi’nde sokağa yerleştirdiği patlayıcıyı yeni infilak ettirmişti. Bir uzman çavuş şehit, içinde sivillerin de bulunduğu beş yaralı var, bir askerin durumu ağır.
Bunlar olurken Selahattin Demirtaş, “Biz etkiliyiz, gücümüzü kullanmak istiyoruz. Moskova’da temsilcilik de açacağız” diyerek gittiği Rusya’dan müjdeyle döndü.
Rus uçağının düşürülmesiyle ilgili olarak Lavrov’a, “Yanlıştı, hükümetin dış politikasını yanlış buluyoruz” ifadeleriyle yağ çeken Demirtaş, istediğini almış görünüyor. Lavrov, HDP’nin Türkiye’de tüm etnik azınlıkları temsil eden bir siyasi platform olduğunu iddia edip bu çizgiyi her zaman desteklemeye devam edeceklerini söyleyerek “hendekli siyasete” olur verdi. Herhalde “HDP Moskova bürosu” işi de yakındır.
Lavrov’un PYD’ye verdikleri ve verecekleri destek muştusunu Selahattin Demirtaş’a bizzat iletmesi çok şey anlatıyor. En azından malumun ilamı olarak kayda geçirilmesi gereken bir sahne.
“DAEŞ tehdidine karşı karada savaşan Iraklı ve Suriyeli Kürtlerin olduğunu çok iyi biliyoruz” dedikten sonra, “Rusya, Suriye yönetiminin isteği üzerine Suriye’de gerçekleştirdiği terörle mücadele operasyonunda, terörle karada, sahada mücadele edenleri desteklemeye hazırdır” ifadelerini kullanıyor.
Malum: Bu ilişkiler birkaç haftada kurulup geliştirilmiş değil.
Rusya, Suriye’ye resmen girdiğinden beri de, ondan öncesinde de Esad rejimine yardakçılık yapan PYD’yi “default” olarak refiki görüyordu, uçağı düştüğünden beri de malumu ilam sürecinin gereklerini yerine getiriyor. HDP de PKK’nın yaptıklarından sorumlu sayılmamak ve Türkiye’nin batısındaki AK Parti-Erdoğan nefretini oya tahvil etmek için verdiği pozlardan çok uzakta artık.
Malum: “Türkiyelileşme” iddiası bir asır öncesinde kalmış gibi.
7 Haziran öncesinde PKK ile bağını “ortak bir sosyolojiden gelmek” ile sınırlı tutan ve “çiçek çocuk” taklidi yapan HDP, elinde silahlı gücü bulunan bir derebeyi gibi şimdi; bir siyasi partiden çok, kendi bölgesi adına diplomatik ilişkiler kuran bir “yapılanma” görüntüsü vermekte.
Demirtaş’ın Rusya’ya giderken sarf ettiği “Etkiliyiz, gücümüzü kullanmak istiyoruz” ifadesindeki “güç”ten kasıt % 11’e tekabül eden siyasi karşılık değil ve izlediğimiz de normal bir siyasi partinin sosyalleşme faaliyeti değil.
HDP Türkiyelileşmedi ama PYD’leşti, uluslararası ziyaretleri de PKK’nın Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne karşı başlattığı teritoryal egemenlik savaşına küresel ve bölgesel hami arama faaliyetlerine benziyor.
HDP MYK toplantısından çıkan “özyönetimi siyaseten sahiplenme ve konuyu Meclis gündemine taşıma” ve bu meyanda YDG-H’ye hendekleri kaldırma çağrısı yapma kararı medyada “HDP barikatları kaldırıyor” türünde başlıklarla aktarılıyor. Lakin HDP’li bir kaynağa dayanılarak aktarılan ve haberin yer aldığı her mecrada geçen cümle, konuyu özetlemeye daha müsait: “HDP kaynağı, ‘demokratik çözüm hamlesi olarak’ tanımlanan siyasi hamlelerinin siyasi iktidar tarafından karşılık bulması durumunda hendeklerin kapanacağını belirtti.”
“HDP’nin tek istediği barıştı, silahların susmasıydı, savaşan taraflardan biri değildi” argümanlarını ciddiye alanlar ölü taklidi yapadursunlar, biz şu notu kenara iliştirelim. Malum: HDP siyasi hamlelerine cevap bulma karşılığında hendekleri kapatabiliyorsa, açık kalmasından da sorumludur.
Bu arada, “özyönetim” dedikleri şey de malum: PKK’nın onca polisi, askeri ve Fırat Simpil gibi masumları öldürmek için asfalta mayın döşerken HDP’li belediyelerin iş makinelerini kullanması.