Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        PARTİLERİN aday listeleri, nasıl bir seçim olacağının ve seçim sonrası parlamento kompozisyonunun habercisi. O bakımdan her seçim öncesi heyecan yaratır. Kutuplaşmanın arttığı dönemlerde insanların listeye değil partiye oy verdiği bilinmesine rağmen, yine öyle oldu. Zira her seçim önemlidir, ama bu seferki aynı zamanda radikal değişikliklere imza atma olasılığı bulunan bir Meclis olacak.

        AK Parti açısından yeterli vekil sayısına ulaşması halinde başkanlık sistemine geçişi gerçekleştirebilecek bir Meclis.

        Erdoğan neyi doğru bulursa karşısında yer almayı şiar edinenler için ise bu değişikliği engelleme Meclis’i.

        Tam da bu nedenle AK Parti aday listelerinde sadakat ve güven eksenli bir tahkimatın öne çıktığı gözlemleniyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın istekleri ile Başbakan Davutoğlu’nun beklentilerinin ortalaması alınmış gibi. 17-25 Aralık gibi bir süreçten geçen ve “Bir daha asla” şiarıyla hareket eden AK Parti, “yeni Türkiye” vizyonunu sahiplenmede ve savunmada eksiye düşme ihtimali olanlara mesafeli durmuş belli ki. Partiyle organik bağı olanlara öncelik verilmiş ve bu yapılırken teşkilatın talepleri ve yerel dengelerin gözetilmesine dikkat edilmiş ama “safları sık tutma” yönündeki temayülden ödün verilmemiş. Milli Görüş’ten gelme kıstası eski dönemlerde olduğundan daha fazla dikkate alınmış. Üç dönem yasağına takılmayan ama hayati konularda tavır almayan vekillerin adaylık talepleri çok fazla karşılık bulmamış.

        Bu arada üç dönem kuralının devre dışı bıraktığı isimlerden yoksun olan AK Parti listesine bakıp korkuya kapılmaya gerek olmadığını da belirtmek lazım. Bugünün en çok övülen isimlerinden biri olan Ali Babacan’ın göreve geldiği sırada “Ekonomiyi çocuğa teslim ettiler”den tutun da “Bebecan” gibi lakaplar üzerinden bir dizi felaket tellallığı yapıldığını hatırlamak lazım. Binali Yıldırım için yapılan onca eleştiri ve tezviratın sonunda ortaya Türkiye’yi imar eden önemli bir icracı bakan çıktığını unutmamak gerekiyor hakeza. AK Parti dün nasıl yaptıysa yarın da yeni yıldızlar çıkarmayı başaracak bir parti. Bu noktada danışman kimliğiyle bilinen Aydın Ünal, Ali İhsan Arslan, Ertan Aydın, Ali Sarıkaya, Taha Özhan gibi isimlere siyaset yolunun açılması da yeni ve güçlü aktör beklentisini tahkim etmeye yönelik gibi görünüyor. Gençlik teşkilatlanmasında başarılı işler yapan ve heyecan yaratan Bülent Turan, Erkan Kandemir ve Abdurrahim Boynukalın gibi isimlerin değerlendirilmiş olması da “dinç kalma” vaadi olan partiyi söylemiyle uyumlu hale getiren etkenlerden.

        AK Parti’nin listesi ile CHP’nin tasfiye edilenlerine baktığınızda “ilahi adalet” diyebileceğiniz bir tabloyla karşı karşıya kalıyorsunuz. Bir zamanlar başörtüsü nedeniyle okulundan atılmayı göze alan ve verdiği hukuk mücadelesiyle sembol bir isim haline gelen Leyla Şahin Meclis’e girecek. Ama Leyla Şahin’lere dünyayı dar eden başka bir sembol isim; Nur Serter, artık o Meclis’te olmayacak.

        AK Parti’nin aday gösterdiği kadın adaylar arasında Leyla Şahin kadar dikkat çeken bir başka yeni isim de Özlem Zengin. Kendisiyle ilgili beklentiler oldukça yüksek ve birçok kişi onu çalışkanlığı, prensipleri ve sorunların altından sakin bir şekilde kalkabilmesiyle tanıyor.

        CHP’nin listesine baktığımızda bir “gizli” özeleştirinin izlerini görüyoruz. Provokasyon yapan, CHP’nin savaşını karikatürize eden ya da partinin paralel yapı ile ortak çalıştığı gerçeğinin altını çizen isimlerin çoğu liste dışı kaldı. Hatta Umut Oran gibi bir isim “Sen önseçime girme, kontenjan adayı olacaksın” denilerek, onaylanması imkânsız bir ayak oyununa maruz bırakılıp tasfiye edilmiş durumda. Önseçim yapmak zaten iyi bir hamleydi. Böylece CHP üst kadrosu sorumluluğu tabanıyla paylaştı, ancak partinin yenilenmesine hizmet ettiği tartışılır. Mezhebi nitelikleri öne çıkan adaylar tarikiyle CHP, HDP’ye gidebilecek oyları tutmaya çalıştı. Ekonomi cihetinden iddialı önerilere sahip isimler de partinin imajına olumlu katkı sunacaktır. Anlaşılan o ki, CHP daha çatışmacı olacak ama bu kez, mantık daha fazla konuşacak.

        Konuya devam edeceğim ve MHP ile HDP’ye nasipse yarın değineceğim.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar