Ciner Grubu'ndan Hatay'da 100 kalıcı konut
Dün sabah havaalanına doğru yola çıkarken içime baktım, kafam karıştı. Gördüklerimin arasında her türlü duygu vardı: Keder, mahcubiyet, gurur, burukluk, heyecan…
Tarihimizin en büyük deprem felaketinin üzerinden üç aydan fazla zaman geçmiş, ilk günlerde gittiğim Kahramanmaraş’ın ölüm, yas, isyan üçgeninde tarif edebileceğim atmosferi haftalarca beynimden ve kalbimden çıkmamış, o çıplak yıkım ve kabus hala capcanlı orada duruyor fakat ben bu kez ölüm ve kayıplara değil, hala buram buram keder ve umutsuzluk kokan coğrafyada yeni başlangıçlara ve umuda tanıklık etmeye gidiyorum.
100 aileye yeni bir hayat
Bir süredir merakla bekliyordum aslında.
Ciner Grubu Hatay’da çok kıymetli bir iş gerçekleştirdi ve çok kısa bir zamanda bugün Hatay Büyükşehir Belediyesi’nin faaliyet gösterdiği Expo alanının yakınındaki bir arazide 100 kalıcı prefabrik konut inşa etti.
Dün teslim törenini izlemek ve yeniden bir yuvaya kavuşan ailelerin mutluluklarına ortak olmak için Ciner Yayın Holding Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Tekdağ, Ciner Holding CEO’su Gürsel Usta, Ciner Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Orhan Yüksel, bu anlamlı projenin sorumlusu Nurettin Aksoylu, Mitsubishi Electric Genel Müdürü Yenal Altaç, sevgili meslektaşlarım Kemal Öztürk, Mehmet Akif Ersoy, Fevzi Çakır, Faruk Aksoy ve Ceylan Sever ile birlikte Hatay’a uçtuk, bize orada Habertürk’ün deneyimli yazarı, sevgili arkadaşım Muharrem Sarıkaya ve bölgede depremden beri çok başarılı haberler yapan Gizem Türemen de katıldı.
Önce Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş ve değerli eşi Prof. Dr. Nazan Savaş ile bir araya gelip sohbet ettik, depremden sonraki durumu, eksikleri, gelinen noktayı konuştuk, ardından ise konutların inşa edildiği alana geçtik.
Karşılıklı iki ferah yamaca yapılmış 70’şer metrekarelik sıra sıra evler. Önlerinde küçük birer bahçe, ortak alanlara çardaklar kurulmuş, püfür püfür esiyor.
Hepsi oturulmaya hazır konutlardan birine girdim. Sol tarafta genişçe bir oturma odası, içine televizyondan, koltuklara, klimadan perdelere kadar her şey yerleştirilmiş. Sağda ise ufak bir mutfak. Buzdolabı, fırını hazır, dolabı açıp baktım, temel gıda malzemeleri bile konmuş.
Arka tarafta da iki yan yana oda ve bir büyük tuvalet-duş.
Odalardan birinde ranza, çalışma masası, dolap, diğerinde çift kişilik yatak… Yerleşilmeye hazır.
Bu pırıl pırıl evi gezerken bundan böyle burada kurulacak hayatları hayal ettim. Kim bilir hangi acılardan süzülerek gelecekler, hangi kayıplarının ardından bu yataklara gömülüp gözyaşı dökecekler, hangi çocuklar burada büyüyecek, belki birlikte büyüdüğü komşunun çocuğuna aşık olacak, aile kuracak…
Mağduriyet listesinin en tepesindekiler
Ciner Grubu’nun inşa ettiği 100 konut AFAD, Hatay Valiliği ve Hatay Büyükşehir Belediyesi’nin ortak bir şekilde belirlediği mağdur ailelere verildi. Çok ince elenip sık dokunmuş. Mağduriyet yarıştırmak olmaz ama öyle katmanlı, öyle dramatik hikayeler var ki… Çocuklarını kaybeden ailelere, tek başına kalıp çocuklarına bakan kadınlara öncelik verilmiş…
Sakine ve Saniye Yılmaz bu konutlarda yaşayacak depremzedelerden ikisi. Sakine Hanım diğer çocuğunu kaybetmiş, parkinsonlu ve engelli kızı Saniye ile birlikte aylardır kendi banyosu ve tuvaleti olan bir yerde uyumamışlar. Ailelerinin geride kalan fertleri ile birlikte artık kalıcı bir evleri var.
Sakine Hanım ben yanına yaklaşırken ağlamaya başladı, uzun uzun sarıldık. Onca acının içinde gözlerinde gördüğüm umut ışığını unutmam mümkün değil…
Törene katılan AFAD Başkan Yardımcısı Önder Bozkurt, koordinatör Vali Yardımcısı ve Defne Kaymakamı Buğra Karadağ ile Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş’a ısrarla sordum: Ciner Grubu’nun yaptığı bu konutlar doğru isimlere gitti mi? Onlar için kalıcı bir barınma adresi olabilecek mi?
Bana verdikleri bilgiler ve karşılaştığım aileler anlatılanları doğruluyordu: Başta çocuk kayıpları olanlar, tek başına kalmış ebeveynler, ihtiyaç sıralamasının en üstündekiler…
Ciner’in bu projesi tüm iş dünyasına örnek
Deprem bölgesine yoğunlukla çadır kentler ve konteynerler kuruldu ancak bunların hepsi geçici çözüm. Hele artık yaz başlamışken… Bölge yanıyor, hava sıcaklıkları yakında 40 dereceyi bulacak, çadırda kalmak, kliması olmayan konteynerda kalmak imkansız hale geliyor. Kaldı ki konteynerler işlevi bittikten sonra da dert. Hurda mı olacak, ne işe yarayacak?
Tek çözüm kalıcı konut sayısını hızla artırmak.
Devlet TOKİ evlerini inşa ediyor ancak bu uzun soluklu bir iş. Çok hızlı bir şekilde barınma ihtiyacının giderilmesi şart. Bu anlamda Ciner Grubu’nun girişimi bütün iş dünyasına örnek olmalı…
Sanki Hiroşima…
Töreni izleyip, acılı ailelerin yeni evlerine kavuşmalarının mutluluğunu gördükten sonra Hatay’da kısa bir tur yaptık. Ben buraya gelememiştim, gördüklerim ve duyduklarım aklımdan günlerce çıkmamış, Hatay uykularımdan uyandıracak kabuslar gördürmüştü…
Yerle bir olmuş güzelim kadim şehir merkezinden geçerken o rüyaların yine de hafif kaldığını düşündüm. Onca zaman geçti, enkazların bir kısmı toplandı ama yıkım öyle büyük ki… Sanki Hiroşima… Atom bombası yıkmış geçmiş…
Sevgili okurlarım yarın Türkiye için çok önemli bir gün. Ne olursa olsun hayat ve ölümün gerçekliğini, tam kalbimize düşen deprem acılarını unutmayalım…
Kaybettiğimiz binlerce canın anısına, yakınlarının kederinin hatırına sakin ve olgun bir seçim geçirelim, depremi konuşmadığımız, yine başka kavgalara daldığımız günlerden utanalım ve Türkiye’ye yakışır bir sandık sınavı verelim…
