Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        CUMHURBAŞKANLARININ Meclis’in açılışında yaptıkları konuşmalar, gelecek dönemde yapacaklarının çerçevesini çizer.

        Siyaset kurumu da yasama faaliyetlerinde bulunurken bu konuşmayı aklının bir kenarında tutar.

        Çıkaracağı yasaların veto edilmemesi için Cumhurbaşkanı’nın 1 Ekim konuşmasında ortaya koyduğu duruşunu esas alır.

        Veya alırdı...

        Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın dünkü Meclis konuşmasını da bu çerçevede okumak gerekir.

        Öncelikle belirtmeliyim ki Erdoğan, “Cumhurbaşkanlığı sistemini işleteceğini” dünkü konuşmasıyla net ortaya koydu.

        Konuşma kitapçığının hemen her sayfasına, duruşunun ne olacağını açık bir dille yerleştirdi.

        Daha önce de dile getirdiği gibi “Anayasa’nın çizdiği yetkiler dairesinde” hareket edeceğini açıkça vurguladı.

        Hatta AK Parti Grubu’nda kullandığı prompteri de Meclis Genel Kurulu’na kadar taşıyarak tavrını netleştirdi.

        Erdoğan’ın bu politikasını sürdürmesinin tek şartı ise Meclis’te kendisine destek verecek sayıda milletvekilinin bulunmasıdır.

        Burada meydana gelecek eksiklik, Erdoğan açısından da Çankaya’da sıkıntılı bir dönemin başlangıcı olur.

        Nitekim dün Meclis Genel Kurulu’na girişinde gönülsüz ayağa kalkarak kendisini karşılayan muhalefetin, konuşması sonrasında uğurlamak için ayağa kalkmaması da bunun göstergesi.

        HACCA GİDENLER

        Erdoğan’ın Meclis’te bugün görüşülecek “Irak-Suriye Tezkeresi” için istediği destek de bunun ilk sınavı olacak.

        İşin ilginç tarafı, Meclis’te 1 Mart tezkeresine benzer bir durumla her an karşılaşma riski.

        Nedeni de AK Parti Grubu’ndan çok sayıda milletvekilinin hacca gitmiş olması.

        Akşam saatlerine kadar kesin bir rakam verememekle birlikte AK Parti grup yönetimine göre 45 ile 50 arası milletvekili hacda bulunuyor.

        Bunun yanı sıra bazı Doğu ve Güneydoğu kökenli milletvekilleri de tezkereye sınır ötesi harekât içerdiği gerekçesiyle sıcak bakmıyor.

        Yapılan hesaplar, en çok 70 kadar firenin olacağı yönünde.

        AK Parti’nin 312 milletvekili var; firenin öngörüldüğü gibi olması durumunda 242’ye iniyor.

        1 Mart’ta 250 redde karşın 264 kabul, 19 da çekimser oy çıktığı için 533 milletvekilinin yarısı olan 267 salt çoğunluğuna ulaşılmadığından dolayı tezkere geçmemişti.

        Başbakan Davutoğlu da benzer bir sıkıntıyla karşılaşmamak için dün sabah Doğu ve Güneydoğu kökenli milletvekilleriyle toplantı yaptı, tezkerenin hedefini anlattı ve destek istedi.

        MHP TAMAMLAR

        Her ne kadar kritik bir rakamda bulunsa da tezkerenin 1 Mart’takine benzer bir akıbete uğraması bu aşamada zor görülüyor.

        Çünkü MHP, dün tezkereye destek kararı aldı. Her ne kadar MHP’nin bazı milletvekilleri hacca gitmiş olsa da yine var olan sayısı AK Parti açısından önem kazanıyor.

        MHP’nin geçmişte Cumhurbaşkanlığı seçiminde gösterdiği katkı, bu kez de tezkerede ortaya çıkıyor.

        Muhalefet tam güç halinde genel kurul salonuna gelip “Hayır” oyu verecek olsa bile sayısı yetmiyor.

        Çünkü firesiz katılması halinde bile CHP’nin 130, HDP’nin 27, DBP’nin 1 milletvekili ile 14 de bağımsız bulunuyor; toplamı da 172 ediyor.

        Bırakın MHP desteğini, AK Parti’nin fireli çoğunluğuna bile ulaşamıyor...

        NOT: “Türkiye’de de AB’deki gibi Göçmen Bakanlığı lazım” diyen Prof. Dr. Edibe Sözen’in görev yeri olarak dünkü yazımda yanlışlıkla Gaziantep Belediye Başkan Danışmanı demiştim, kendisi Gaziantep Hasan Kalyoncu Üniversitesi Rektör Danışmanı’dır. Düzeltir, özür dilerim.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar