Eryatağı...
Eryatağı mevkiindeki General Hikmet Akıncı Kışlası’nın 2 kilometre kadar ilerisindeki tarihi köprüde yol tıkanmış. Yüzlerce otomobil ve minibüsün arasında 10’a yakın otobüs de arka arkaya sıralanmış. Otomobille ulaşamayacağımızı anlayınca yürümeye başladık. Yüksek sesle “Otobüsler niye gelmiş?” dediğimde yanıt gecikmedi. “Oğlu yemin edecek komşu 2 otobüs tuttu, mahalledeki komşuları davet etti. Biz de görelim diye geldik...” Baktım diğerlerinde de durum farklı değil. Kimi komşusunu, kimi sülalesini toplamış gelmiş. Normalde asker sayısı kadar, yani 5 bin kişinin gelebileceği öngörülmüş. Nedeni anlaşılmadık şekilde bu yıl gelen sayısı 12 bini aşmış. Tören alanının çevresini de cep telefonları havada binlerce insan sarmış.
BU KEZ KAÇIRMADIM...
Alana doğru yürürken eşimin yüzüne bakıp gülümsedim, cesaret edemediğim için içimden “Bak bu kez bunu kaçırmadım” dedim. Bu kez kaçırmadığım, acemi er eğitimini tamamlayan oğlum Can’ın yemin töreni. Çünkü ANAP MKYK’da Özal’ın Cumhurbaşkanlığı adaylık tartışmasını izlemek için doğumunu kaçırmıştım. Demirel’in Cumhurbaşkanı seçilmesi dolayısıyla yapılan DYP Kongresi’nden lider çıkan Çiller’in hükümet kurma çalışması dolayısıyla da sünnetinde yoktum. İlk, orta ve liseden mezun olurken de haber peşinde bir yerlerdeydim. Zaten kaydında yer almadığım üniversiteden mezun olduğunda da yanında değildim; diploma törenine de son anda yetişmiştim. İşe başladığında ise o İstanbul’da, ben Ankara’daydım. Bu kez de “CHP Kurultayı, hükümet güvenoylaması varken gidilir mi?” çelişkisini yaşadım. Ancak bir büyüğümü dinledim, yemin törenine yetiştim.
ALAY TARİHİ
Gözlemlerime gelince... Tören alanına bando eşliğinde marş söyleyerek intizam içinde girenleri önce usta er zannettim. Kısa sürede yemin etmeye gelen bizimkiler olduğunu anladım. 15. Er Eğitim Tugayı’na bağlı 12 ve 22’nci Alay tarihinden etkilendim. Atatürk’ün Samsun’a çıktıktan sonra geldiği 12 Haziran ve Amasya Tamimi’ni yayınladığı 22 Haziran tarihleri dolayısıyla bu iki alay bu tugaya verilmiş. Kuruluş tarihi 1880’lere dayanan her ikisinin de geçmişi, bastırdıkları isyanlar ve kahramanlıkla dolu. Bizimkiler yemin etti, önümüzden çakı gibi geçti. Tören her yönüyle etkileyiciydi. Sonra “Aileler çocuklarıyla kucaklaşabilirler” anonsu geldi. Birçok kişi burnunun dibinde asker elbisesi içindeki oğlunu tanımadı, bazıları da yanlış çocuğa sarıldı. Tören sonrası verilen kokteyle aileler davetliydi. Tuğgeneral Ufuk Uras ev sahibi olarak her masaya uğradı, ailelerle tokalaşıp sohbet etti; yarattığı etki görülmeye değerdi. Ardından “İsterseniz çocuklarınız sizi eğitim alanlarına götürsün, dilerseniz piknik de yapabilirsiniz” dendi. Kelebek çarpan etkisini işte o an kendini gösterdi. Ortalık bayram yerine döndü. Bir de bugüne kadar çok kışla gezdim, çöplük olan bir alandan muhteşem çamlarla donatılmış bu kadar temiz bir vahayla ilk kez karşılaştım. İyi ki gelmişim... Not: Perşembe buluşmak üzere yazılara kısa bir ara.
- Gençleşemiyoruz...4 gün önce
- Mr. Fico…6 gün önce
- Elektrikli otomobil savaşı...1 hafta önce
- Anneler günü…1 hafta önce
- Güç savurması…1 hafta önce
- Nüfus kalmayınca2 hafta önce
- Columbia'nın "dış aktörleri…"2 hafta önce
- Mirasın geleceği…2 hafta önce
- Metal yakalılar, mavi yakalıları yakalayamaz...3 hafta önce
- Evrenin Antarktika'da kaybolan büyük sırları3 hafta önce