Kurultaydan kurtulamadı
BİRÇOK parti bu sürede en çok 2 kongre toplamışken, 4 yıl içinde tüzük değişikliği dahil beşinci kurultaya gidiyor olması CHP’yi anlatmaya yeter.
Muharrem İnce’nin genel başkan adaylığını açıklaması sırasındaki sözlerine bakılırsa bu kurultay geçmiş dördünden farklı olacak.
Ayrıca ilk kez bir kongre merkezinde modern bir ortamda yapılması planlanan kurultay, İnce’nin dünkü sözlerine yansıdığı gibi çekişmeli ve sert geçecek.
ÇARŞAF KAYGISI
Bununla birlikte kurultaya kadar tartışılacak konu başlıkları da netleşti.
Başında da kurultayda yönetimin hangi usulle seçileceği, ikincisi ise milletvekillerinin hangi yöntemle belirleneceği konusu geliyor.
CHP Tüzüğü kurultaylarda çarşaf listeyi asıl koşuyor.
Ancak kurultay delegelerinin yarıdan bir fazlasının oyu ile bunun blok listeye dönüşmesinin de önünü açıyor.
Çarşaf listeye göre herkes aday olabiliyor, seçim delegeye bırakılıyor.
İsteyen taraf, yönetimde kiminle çalışmak istediğini belirten bir anahtar liste çıkararak delegeye bu isimleri seçmesini de önerebiliyor.
Nitekim Kılıçdaroğlu geçen kurultayda 98’lik bir anahtar liste yapıp bu isimlere oy verilmesini istemiş, ancak tulum çıkaramamıştı.
Blok listede ise genel başkan veya muhalif grup kendi listelerini koyup adaylarının kazanması için çaba gösteriyor.
Çarşaf liste daha fazla tercih hakkı tanıdığı için delege tarafından en demokratik olanı olarak görülüyor.
Kurultayda herhangi bir tarafın çıkıp “çarşaf listeden vazgeçilmesini” önererek aleyhinde bir durum yaratabileceğine de kimse ihtimal vermiyor.
BAYKAL VE SAV
Tartışılan bir diğer konu ise önseçim...
Kılıçdaroğlu, hemen her konuşmasında, “Liderin iki dudağı arasından çıkmış milletvekilleri” diyerek, adayların merkez yoklamayla belirlenmesine karşı çıktı.
Bugün bu söylemlerinden vazgeçip milletvekili adaylarının merkez yoklama ile belirlenmesi yoluna gidebileceği sanılmıyor.
Bu yöne gitmesi halinde kendisi için kurultayı zora sokacağı da bugünden görülüyor.
Zaten genel merkezin aday belirleme konusunda elinde ciddi bir güç de bulunuyor.
Tüzük gereği, seçimlerde CHP’nin % 10’un altında kaldığı yerlerde önseçim zorunluluğu yok.
Ayrıca % 10’un altında kalan yerler hariç, önseçime gideceği bölgelerdeki milletvekili sayısının % 15’i kadarını, yani 88 milletvekilini doğrudan belirleme yetkisi de elinde duruyor.
Dolayısıyla genel merkezin gösterilecek milletvekili adaylarının yarıdan fazlasını belirleme hakkına sahip olduğu görülüyor.
Önseçim yapılan bazı yerlerde belirlediği 88 ismi kontenjan hakkını kullanarak istediği sıraya yerleştirme avantajı da cabası...
Dolayısıyla her iki konuda da Kılıçdaroğlu’nun farklı bir tutumu beklenmiyor.
Buna karşın, partinin en tecrübelilerinden Deniz Baykal ile Önder Sav’ın Kılıçdaroğlu karşıtı tavrı İnce’ye verilmiş destek olarak görülebilir.
Sav dünkü sohbetimizde, “Kılıçdaroğlu’nun yanındakilerin toplam siyaset ömründen fazla siyaset yaptım. Kılıçdaroğlu’nun karşısında tek aday olursa desteğim ona olur” diyerek tarafını belirledi.
Baykal ve Sav desteği sonuç getirir mi; getirmemesi halinde durumları ne olur, onu da kurultay gösterecek.
- Dünyanın konsültasyon raporu...1 gün önce
- Fetvasını arayan İran…4 gün önce
- Gençleşemiyoruz...1 hafta önce
- Mr. Fico…1 hafta önce
- Elektrikli otomobil savaşı...1 hafta önce
- Anneler günü…2 hafta önce
- Güç savurması…2 hafta önce
- Nüfus kalmayınca2 hafta önce
- Columbia'nın "dış aktörleri…"3 hafta önce
- Mirasın geleceği…3 hafta önce