Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

BDP'nin etkin iki ismi, Eşbaşkan Gültan Kışanak ile Grup Başkanvekili İdris Baluken'e dün aynı soruyu yönelttim:

"PKK bu aşamadan sonra, 'Geri çekilmekten vazgeçtim. Silahlı mücadeleye döndüm' diyebilir mi?"

Her ikisinin de yanıtı "Zor" oldu.

Ben de aynı düşüncedeyim.

Bu aşamadan sonra silahlı mücadeleye devam edeceğini söylerse en çok Diyarbakır'dan, Hakkâri'den tepki görür.

Çünkü çözüm sürecinin bugün geldiği noktada toplumsal baskı ve beklenti oldukça yüksek.

Aylardır bir tek kurşunun bile patlamamış olmasının yarattığı huzur ortamının bozulmasını kimse istemiyor.

Aynen Anayasa Uzlaşı Komisyonu'ndaki gibi kimse süreci bozan olmayı arzu etmiyor.

Bundan dolayı da BDP, ilk başta koyduğu katı koşulları ciddi anlamda yumuşatmış bulunuyor.

Nitekim Kışanak da dün odasındaki sohbetimizde benzer bir yaklaşım sergiledi.

Sürecin sağlıklı işleyeceğine olan kanaatini belirtip, "Kısmi bazı tartışmalara rağmen geri çekilme sürecinde bir sıkıntı yok" dedi.

İKİNCİ AŞAMA

Varılan mutabakat kapsamında geri çekilme sürecinin ardından beklenen, demokratikleşme için yasal düzenlemeler konusunda da tarih vermekten kaçınıp ekledi:

"Birinci aşama şu tarihte bitti, bundan sonra ikinci aşamaya geçtik gibi bir durum yok; iki süreç zaten iç içe yürüyor."

"PKK içindeki Alevi solcuların süreci kesintiye uğratma gayreti içinde olduğu" yolundaki yaklaşımlara da sert çıktı:

"Bunları tehlikeli, ırkçı, PKK'yı bölme gayreti içindeki söylem olarak görüyorum. Oysa bu tür durumlarda müzakerenin tek elden yürümesi için karşıdakinin de tek parça olması tercih edilir. Bu söylemler ise zarar verir... "

Kışanak ve Baluken, geri çekilme sonrası Meclis'ten geçmesini istedikleri yasalarla ilgili beklentilerini söyledi.

Arasından bazılarının olmaması halinde nasıl bir tavır takınacakları konusunda ise Baluken, "Toplumsal müzakereden kimse kaçamaz, bundan sonra toplum baskısı gelir" dedi.

Bu durumda toplumsal tepkiyle karşılaşılacağını ima etti.

YEŞİLE BOYALI ALANDA

Sohbeti bitirip kuliste ilerlerken CHP'nin Anayasa Uzlaşı Komisyonu Üyesi Rıza Türmen ile karşılaştım.

Anayasa çalışmalarından memnun olduğunu vurgulayıp şu ilginç cümleyi kurdu:

"Anayasa'da 4 partiden bizim de içinde bulunduğumuz üçünün söylemleri birbirine yakın. Temel hak ve özgürlükler konusunda 3 parti ortak nokta yakaladık. Ama AKP aykırı duruyor."

Örneklemek için de piyanist Fazıl Say hakkında verilen ceza kararı ve buna AK Parti içinden gelen tepkileri gösterdi.

"Din ve vicdan özgürlüğü, inanmak kadar, inanmamayı da kapsar" deyip ekledi:

"Bazı sözler hükümet ve toplumun bir kesimini şoke edici olabilir. Bir dini eleştirmek de din ve vicdan özgürlüğüne girer. Hayyam'ın veya ona atfedilen bir söze atıf sanatçının doğasıdır, aykırılıkları, metaforları kapsar. AİHM'ye giderse dava Say lehine sonuçlanır."

Son cümlesi ise önemliydi:

"Ayrıca bu Anayasa çalışmamızda üzerinde uzlaşıp yeşile boyadığımız bir madde. Buna rağmen niye eleştiriliyor ki... "

Gerçekten niye tartışılıyor?

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar