Blast etkisi mi, zoom-up mı?
İKİ şehit pilot ile birlikte vurulup denize düşmesinin üzerinden 17 gün geçti.
Şafak 46 uçağımızın hangi nedenle düştüğü konusundaki kargaşa ise devam ediyor.
Birkaç gündür olayın ilk anından bu tarafa yapılan açıklamalara baktığımda ise berraklaşmayıp, daha da karmaşık bir hal alıyor.
Çünkü açıklamalarda doyurucu, devamını getiren beslemelerle desteklenmiş intizam bulmak güç.
Şöyle ki...
Olayın meydana geldiği 22 Temmuz günü gerçekleşen güvenlik zirvesinin ardından yapılan açıklamada, "Uçağımızın Suriye tarafından düşürüldüğü anlaşılmıştır" denildi.
OMUZDAN FÜZE
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da iki gün sonra jetin vurulmuş olduğunu defalarca kayda geçirdi.
Bütün bu verileri de Genelkurmay ve MİT'teki radar görüntülerine bağlı olarak söylediğinin altını çizdi.
Ardından liderler zirvesi geldi.
Başbakanlık Konutu'nda yapılan zirvede de hem Başbakan Erdoğan, hem de zirveye katılan yetkililer aynı görüşü dile getirdi.
Farklı bir füze donanımı ve mobil bir rampanın jeti düşürmüş olabileceği vurgulandı.
Bir süre sonra da jetin düştüğü yer ve şehit iki pilota ulaşıldı.
İlk açıklama da Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz'dan geldi.
Yılmaz, jetin üzerinde füze veya başka bir ize rastlanmadığını söyledi.
Bununla kalmadı, bir resepsiyon sırasında şehit pilotların kokpit içinde olduğunu bildirdi.
Ancak iki gün sonra jeti bulan Nautilus'taki Türk görevli, pilotların enkazın yakınında birbirlerine yakın bölgede bulunduğunu söyledi.
Son olarak Genelkurmay İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Baki Kavun noktayı koydu:
"Bir füze görüntüsü yok. Radar izleri, diğer bulgular ve parçalar üzerindeki incelemeler devam ediyor."
Şimdi gelelim işin diğer yönlerine...
Türkiye kartal veya şahinin uçuşunu takip edebilen sistemlere sahip.
Eğer füze tespiti yapılmadıysa jeti ne düşürdü?
Uçaksavarla vurulma olasılığı 13 milde olmayacağına, jetin motoru ve diğer aksamlarında da büyük bir yanma gözükmediğine göre hangi sistem düşmesine neden oldu?
BLAST ETKİSİ
Konuyu dün bu işlerden çok iyi anlayan, yıllarca da NATO Komuta Kontrol Dairesi'nde çalışmış, benzer birçok olayla karşılaşmış bir dosta sordum.
1970'li yılların sonunda Ermenistan sınırında düşürülen Türk jeti ile Bosna savaşında bir ABD jetinin karşılaştığı durumları anımsattı.
Uçaksavar ile vurulması sonrası koltuğunu fırlatmak için denizin üzerinde pilotların havaya yükselme hareketi olan zoom-up yapmış olabileceğini belirtti.
Ancak pilotların telsizden bunu bildirmiş olmaları gerektiğinin altını çizdi.
Suriye'nin elinde bulunan, omuzdan fırlatılabilen S2-A, SA-7 ile küçük bir rampadan atılan SA-6 füzelerinin bulunduğunu anımsattı.
Bunların da uçakları vurmak yerine, yakınında patlayarak blast etkisi (basınç etkisi) yaratıp, motorlarının ters çalışmasına veya yön kaybedip düşmelerine neden olduğunu vurguladı.
Jetin deniz dibinde çekilmiş motor ve diğer parça görüntüleri, pilotların başından fırlayan kasklarına bakıldığında blast etkisine yönelik güçlü intiba bıraktığını söyledi.
Bakalım hangisi doğru çıkacak.
- Dünyanın konsültasyon raporu...1 gün önce
- Fetvasını arayan İran…3 gün önce
- Gençleşemiyoruz...1 hafta önce
- Mr. Fico…1 hafta önce
- Elektrikli otomobil savaşı...1 hafta önce
- Anneler günü…2 hafta önce
- Güç savurması…2 hafta önce
- Nüfus kalmayınca2 hafta önce
- Columbia'nın "dış aktörleri…"3 hafta önce
- Mirasın geleceği…3 hafta önce