İcraat uyuşmazlığı
SÜRECİN bu noktaya geleceği iki ay önce belliydi.
Bizzat Başbakan'ın açıkladığı, "terörle mücadele yeni konsepti" tüm planları hazır olmasına karşın bir türlü uygulamaya konulamıyordu.
Bir sıkıntının olduğu açıktı.
Hatta üzerine biraz gidilince de sorun tüm çıplaklığıyla ortada duruyordu.
Çünkü yöntem, uygulama üslubu ile taraflar örtüşmüyordu.
Bir tarafta, Kamu Güvenliği Müsteşarı Büyükelçi Murat Özçelik...
Öteden beri cevval, bir adımı atınca devamını getiren; Özel Kalem Müdürlüğü döneminde cesur adımlar konusunda Özal'dan önemli kazanımlar elde etmiş isim...
Yetmedi; bu göreve gelmeden bulunduğu Bağdat Büyükelçiliği döneminde de terörle mücadeleyi bir başka açıdan görmüş bir diplomat...
Yanında, demokratik açılım sürecinde Habur yanlışlığının ardından gelen tepkiler sonrası yoğurdu bile üfleyerek yiyen; temkinliliğin temkininde bakanlık...
Diğer tarafta ise her bir yöntemi reddetmiş; kendisinin geçmişte ortaya koyduğu çözüm modellerini bile yine kendisi tüketmiş BDP...
Bu üçlü yapıyla, İmralı, Kandil ve Oslo'nun terk edilerek terörle mücadele, siyasi uzantısıyla müzakere çerçevesinde BDP'nin muhatap alınacağını öngören yeni konsept ne kadar uygulanabilirdi?
Veya kılı kırk yararak, her bir adıma tekrar dönerek, bu işlere yıllarını vermiş kamu görevlilerinin bilgisi yerine, çevreden gelen kaygılarla atılan adımlarla ne kadar yol alınırdı?
AKDOĞAN İLE MESAJ
Sonunda gerilim su yüzüne çıktı.
Ankara dün gün boyu Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay ile Kamu Güvenliği Müsteşarı Büyükelçi Özçelik arasındaki soğukluğu ve istifa olayını konuştu.
Hemen belirteyim; evet Özçelik birçok kişi gibi Başbakan'ın en yakınındaki isimler arasında bulunan, terörle mücadele konusunda da kafa yormuş bir akademisyen olan Milletvekili Yalçın Akdoğan ile görüştü.
Bu görüşmede bazı sıkıntılar da açıkça dile getirildi; Başbakan tarafından ortaya konulan konseptin uygulanmasında karşılaşılan sıkıntılar müzakere edildi.
Özçelik, bu pozisyonda fazla gidemeyeceğini Akdoğan'a iletti.
Ancak şurası bir gerçek ki, "Akdoğan ne Özçelik'in ita amiri, ne de istifa mektubunu taşıyacak postacısı"...
Ancak, şu kadarını belirtmem gerekir ki, aralarında bulunduğum bir grup yazar yeni konsepti yazdıktan sonra Başbakanlık binasında Özçelik'e karşı kaşların çatıldığı bir gerçek.
Hatta, Kore ve Çin gezisi sırasında Başbakan'a sorulduğunda "Kim söylemiş bunları?" tepkisini koyduğu da bilinen bir gerçek.
YOLA ZARAR
Bundan sonra ne olacağına gelirsek...
Ortaya çıkan gelişme, sorunun çözümüne yine katkı vermeyecek.
Oysa yeni konsept önemli bir kazanım olarak ortaya çıkmış, terörün belirli oranda frenlenmesine de katkı yapmıştı.
Şimdi ortaya çıkan yeni durum ise mücadelede ortaya konulan yol haritasının sil baştan kat edilmesine veya bir daha üzerinden geçilmesine neden olacak.
İkinci bir zaman kaybıyla yüz yüze kalınacak.
Habur sonrası olduğu gibi, her bir konsept değişikliğiyle sadece patinaj yapılacak.
O da bulunduğu zemini oymaktan başka işe yaramayacak.
- Gençleşemiyoruz...4 gün önce
- Mr. Fico…6 gün önce
- Elektrikli otomobil savaşı...1 hafta önce
- Anneler günü…1 hafta önce
- Güç savurması…1 hafta önce
- Nüfus kalmayınca2 hafta önce
- Columbia'nın "dış aktörleri…"2 hafta önce
- Mirasın geleceği…2 hafta önce
- Metal yakalılar, mavi yakalıları yakalayamaz...3 hafta önce
- Evrenin Antarktika'da kaybolan büyük sırları3 hafta önce