Kazanırken kaybedenler…
SANDIK yolunda mücadele eden bütün partiler için seçimin ne getirdiğini bir cümledeki özeti şudur:
“Türkiye’de siyaset dün itibarıyla bitti…”
Çünkü literatürdeki tanımıyla toplumda var olan çatışmaları nezaketle uzlaştırma sanatı olan siyaset, ancak kutuplar arası rekabet olursa yapılabilir.
Parlamentosunun ağırlığı tek kutuplu hale gelen siyasetin yapılabilir tarafı yoktur.
ASYA TİPİ SİYASET TARZI
Ya kendi içinden yeni bir siyaset kurumu çıkarır, ya da Divitçioğlu’ndan esinlenirsem, Asya Tipi Siyaset Tarzı üretir; tek lidere odaklı politikayı dayatır…
Bu noktadan sonra da siyasetin yapılabilir tarafı kalmaz.
Ayrıca, 10’u lideri, 5’i de lideri olmadan 15 partinin de parlamentoda yer aldığı göz önüne alındığında, uzlaşı içinde hareket de zorlaşır; bu da ister istemez siyasetin yapılmasını engeller…
Dolayısıyla ikinci turun büyük ihtimalle 28 Mayıs’ta yapılacağı bu dönem aslında bütün partiler açısından kazanırken kaybedildiği bir sonuç doğurdu.
Sadece gelecek için değil, bugünkü sonuçlar açısından da sıkıntılı bir sürecin kapısını araladı.
Bu pencereden bakıldığında AK Parti, bu sürecin en büyük kazananı olmasının yanında, bütün partiler içinde en çok kaybedeniydi.
İkisi bir arada nasıl olur demeyin; Cumhurbaşkanlığı’nda herkes %44 seviyesinde kalacağını varsayarken, tersi oldu, rakibini o seviyede bıraktı.
Diğer taraftan da oylarında, tıpkı 2018 seçimlerinde olduğu gibi yine 7 puan kaybetti.
Burada da kalmadı, milletvekili sayısı da ciddi oranda düştü; en önemli kalelerinin surlarında gedik açıldı.
Mesela, kurulduğu günden bu yana merhum Mesut Yılmaz'ın bağımsız olarak girip kazandığı hariç, diğerlerinin hepsini 3-0 ile kazanarak rakipsiz olduğu liderinin memleketi Rize’de en büyük rakibi CHP’nin bir milletvekili kazanmasının önüne geçemedi.
Erzincan ve Düzce'de de durum benzerdi, orada da birer milletvekilini yine CHP’ye bıraktı.
AK Parti 2018 seçiminde salt çoğunluğa 5 vekil yakın sandalye ile 295 vekil çıkarmışken, bu seçimde sayısı 266’ya indi; ayrıca Hüda-Par ve DSP’ye de kendi listesinden vekil verdi.
Toplamdaki kaybı 34 oldu…
KAZANAN MHP OLDU…
Seçimin en çok kazananı ise Hüda-Par, DSP’nin yanında MHP oldu.
Her ne kadar AK Parti ile aynı ittifakta olsa da son tahlilde rakipti; her ikisi de aynı tabana oynuyor olmanın rekabetini yaşadı.
Son tahlilde MHP’de örneğin Ankara 3. bölgede istediği sonuca bu nedenle ulaşamadı...
Seçmen iki partinin aynı taban üzerindeki çekişmesinden dolayı İYİ Parti'ye kaçtı; bu bölgede İYİ Parti'nin oylarında %15 civarında artış gösterirken, yine milliyetçi camianın içinden gelen parti sözcüsü Prof. Dr. Kürşat Zorlu'ya da parlamento yolunu açtı...
Bu bölgede geçen seçim MHP 2 milletvekili çıkarırken, bu kez iki vekil çıkaran da İYİ Parti oldu; hatta üçüncüyü de kıl payı kaçırdı.
Özetle AK Parti seçmeni, ötekine gitmek yerine, kendisine en yakın bulduğu MHP’ye akmayı daha kolay buldu; iki partinin rekabetinin olduğu yerlerde ise kendine en yakın ötekine gitti.
Ancak AK Parti, çoğunlukla 2019 yerel seçiminde 11 belediyesini verdiği MHP’ye bu seçimde de milletvekilini kaptırdı.
MHP’nin oylarında bir puanlık azalma olsa da milletvekili sayısını 2 arttırıp 51’e çıkardı.
Muhalefet bloku açısından bakıldığında da aynen Cumhur İttifakı’nda olduğu gibi, Millet İttifakı'nın da büyük kaybedeni, içlerindeki en büyük olan CHP oldu…
Kazanırken kaybetti; çünkü oylarını 2,5 puan yükseltirken, milletvekilini sayısını da 146’dan 168’e yükseltti.
Ancak bu sayıdan DEVA’ya 14, SP, Gelecek’e 10’ar, DP’ye 3, YTP’ye ve İYİ Parti’ye de birer vekil verince; toplamda bünyesinden 38 vekil eksildi.
Geçen seçim çıkardığı 146 milletvekilinin 16 sandalye gerisine düştü.
İşin ilginç yanı, geçen seçim HDP %11,7 oy almıştı; bu seçimde se Yeşil Sol %8,8, TİP’in oyu ise %1,5 oldu.
İkisinin toplamı 10.3 eder; bugünkü oylarından düştüğünüzde geriye kalan iki puan belli ki geçen seçim barajı geçmek için HDP’ye verilmiş CHP oylarının evine dönen hali…
Ekleyin CHP’nin 2018’deki oyuna, bugünkü sonuca ulaşırsınız.
Özetle bu denli yüksek milletvekili verdiği partilerden SP, YTP ve DP dışında verdiği kadarını alamamış…
Hatta geriye düşmesine yol açmış; Konya sandığının verileri de bunun en iyi göstergesi…
Ne Gelecek ne de listede adayı olmadığı için CHP listelerini önemsemeyen SP destek vermiş.
OĞAN’A KAYDI…
Daha ilerisi ittifak ortağı İYİ Parti tabanı da partisine oy verirken, Cumhurbaşkanlığında daha iki ay önce parti büyüklerinin demediğini bırakmadığı Kılıçdaroğlu yerine Sinan Oğan’a oy vermeyi tercih etti.
İkinci turda bu seçmenin sandığa ne derece geleceği ise tartışılır…
Aslında bu İYİ Parti’ye de fazla yaramadı; listelerindeki hatalar sonucu sadece bir milletvekili artarken, baştan bu yana koyduğu iktidar olma hedefini de kaybetti.
Milliyetçi oyları çekmesi hedeflenirken, milliyetçi oyların kaçmasına baraj oluşturamadı.
Milliyetçi yüzünü çok öne çıkarması nedeniyle merkez sağ seçmeni yeterince yanına çekemedi; seçmen de aslına MHP’ye veya Oğan’a kaçtı…
İkinci turda İYİ Parti bunu telafi edebilir mi derseniz, milliyetçi ve muhafazakar uçlardaki seçmen önce ne alacağını görmek ister…
Bu da yeni bir çatışma ortamı yaratır.
KILIÇDAROĞLU’NUN BAŞARISI
Ancak bütün bunlara karşın, alınan %45 oy Kılıçdaroğlu açısından büyük bir başarı.
Çünkü adaylık sürecinin başladığı günden bu tarafa önüne çıkarılmadık, söylenmedik söz kalmadı.
Her bir krizin çözücüsü olmak için uğraştığı sırada, içeriden salvo atışları yapanların hınç alırcasına etnik saldırısına uğradı.
O nedenle bütün bu olumsuzluklar içinde, birbirine hiç benzemeyen ve çekemeyenler ittifakında önemli bir orana imza koydu.
Bu süreç ister istemez ciddi stratejik hataları da beraberinde getirdi.
Örneğin, bu partilere listelerinde yer verirken, en ön sıraları bıraktı; çalışmalarına gerek duymayacakları seviden rahatlıkla kazanmaları yolunu açtı.
BAŞKANLARI RİSKE SOKTU
Yerel seçime 10 gibi kısa bir süre kala, iki büyükşehir belediye başkanını işin içine sokup ciddi riske attı; ancak sokmasaydı da durumun daha vahim olacağı da aşikardı.
Rakibinin 4 ana zayıf noktası olan ekonomi, kadın sorunu, afet ve göç konularını meydanlara taşımadı.
Rakibinin kendisini çekmek istediği terör ile işbirliği ve kimlik alanına hapsoldu.
CİHANGİRLEŞMENİN SONUCU
Yeşil Sol Parti her ne kadar seçime yeni girse de bünyesinde çok sayıda eski HDP’liyi barındırdığı için oylarını da oradan ölçmek gerekir.
Geçen seçimden yola çıkarak, Yeşil Sol Parti’nin alacağı oy oranının %12-14 bandında olması öngörülüyordu.
Bunu toplamda 11,3 ile bir nebze sağladı da…
Ancak ittifak ortağı TİP’in moda tabirle Cihangirleşen propaganda tarzının kurbanı oldu.
TİP Yeşil Sol üzerinden 4 vekil kazanırken, desteğini aldığı partiyi de geriye itekledi.
Bütün bunlardan yola çıkarak ikinci turda Millet İttifakı adayının kazanma şansını da zora soktu.
Her şeye rağmen sandıktan çıkma olanağı var mı derseniz, Türk seçmeninin %2 olanı bir anda %27 veya %17’ler seviyesine çıkarıp Başbakanlığı vermişliği vardır.
O nedenle rasyonel olanla ölçülmez, öngörüde bulunulması da çok zordur…