Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        HER seçim döneminde olanlar bu kez de yineleniyor; taraflar sandık yolunda birbirini açmaza sürüklüyor.

        Çünkü seçime bu kadar zaman kalmışken ne diğer kamptaki parti yöneticileri ikna edilir, ne de yeni bir yapılanma kurulur.

        O nedenle arada kalıp, sürekli yalpalayan, kararsızlığını giderememiş seçmeni etkileyecek taktikler geliştirilir.

        Bu da ister istemez siyasette yeni açmazlara yol açar.

        Tıpkı Anayasa’nın iki maddesinde yapılacak değişiklikte veya HDP’nin Cumhurbaşkanı adayı çıkarma sürecinde olduğu gibi…

        Anayasa’nın iki maddesinin değiştirilmesi ile ilgili süreçte yaşananlardan başlarsam…

        CHP’nin başörtüsü konusundaki kanun teklifine AK Parti Anayasa değişikliği ile karşılık verince, İYİ Parti, “Tabanımın talebi karşısında ben sessiz kalamam” yaklaşımı gösterdi…

        CHP’nin de bu Anayasa değişikliğine destek vererek referandumsuz çözüme yardımcı olmasını istedi.

        CHP ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın her halükarda üç sandığı birleştirme hakkını elinde tuttuğunu anımsatarak getirilen metne destek vermek yerine yeni bir yol aramayı önerdi.

        RANDEVU MEKİĞİ

        Bununla da kalmadı, önce İYİ Parti, ardından CHP’nin hukukçu kurmayları AK Parti tarafından getirilen teklifte ciddi sorunlar olduğunu, laik giyim, kuşam tarzını benimsemiş kişilerin çalışma hayatında sorunlara yol açabileceğine yönelik görüşlerini aktardı.

        Bunun üzerine 6’lı Masa’nın son toplantısında yeni bir Anayasa metni hazırlanması konusunda uzlaşıldı; İYİ Parti’nin hukukçu kurmayları da bu görevi üstlendi.

        Ancak metnin değişmesine MHP sıcak bakmazken, dün AK Parti’den önemli bir atak daha geldi ve teklifin Anayasa Komisyonu’nda ele alınması öncesi siyasi partilere yeni bir tura başladı.

        Ancak en kilit partiden biri olan HDP dün kapatma sürecini de gerekçe göstererek hiçbir şekilde Anayasa değişikliği sürecinin içinde olmayacağını belirtti ve AK Parti’nin randevu talebini geri çevirdi.

        İKİ YÜZ İMZA GEREKİYOR

        CHP ve İYİ Parti ise AK Parti’ye anında yanıt vermedi…

        Yeni bir metin hazırlığında olduklarını gerekçe göstererek bugün aralarında görüşüp karar vereceklerini bildirdi.

        Yeni metin hazırlıyor olsalar da CHP ve İYİ Parti’nin en büyük açmazı Anayasa değişikliklerinin TBMM’nin üçte birinin imzasıyla sunulma zorunluluğu bulunuyor; iki partinin 200 milletvekili bulunmuyor…

        O nedenle hazırlayacakları metni, milletvekillerinin imzasına açarken, HDP’nin de destek vermesini bekliyor.

        Ancak bu durumda 200 imza şartını yerine getirebiliyor.

        AK Parti’nin teklifine kapıyı kapatan HDP, muhalefetin atağına karşı nasıl tutum sergileyeceği hususunda henüz karar almış değil.

        Özetle CHP ve İYİ Parti, cevval tutum sergilemek yerine Anayasal güvence sağlayan kendi metinleri konusundaki ısrarını sürdürerek AK Parti’yi sıkıştırmayı, Meclis’te değişiklik yapmaya gücünün kalmadığını göstermeye çalışıyor.

        Dolayısıyla partilerin ortaya koyduğu stratejinin tektik mücadelesine tanıklık ediliyor.

        HDP’NİN ADAY ATAĞI

        Ankara’da dün yukarıdaki sorunu yokken, sabah saatlerinde bir başka meseleyle uğraşıyordu…

        O da HDP’nin Cumhurbaşkanı adayı çıkaracağına ilişkin açıklaması…

        HDP’yi bu tutuma iten neden ise 6’lı Masa Liderler Zirvesi sonrası yayınlanan bildiride Anayasa Mahkemesi’ndeki kapatma davasına tek kelime atıf yapılmaması.

        Bir diğer ilginç yanı HDP’nin Emek ve Özgürlük İttifakı bileşenlerinin de bu ataktan haberdar olmaması…

        HDP’nin bu tutumu ister istemez aday çıkarma hazırlığını sürdüren 6’lı Masa’yı etkileyeceğine dönük endişeleri harekete geçirdi; yeni bir açmaza yol açtı.

        KİME ZARAR VERİR?

        Aslında haksız da değiller…

        Çünkü HDP’nin aday çıkarması, ilk turda 6’lı Masa adayının umduğu desteği tam sağlayamaması anlamına gelir.

        Sadece onun değil, Cumhur İttifakı adayını da etkiler.

        Bu da ilk turda hiçbir adayın %50+1 alamaması gibi bir sonuç doğurur.

        Seçimi büyük olasılık 15 gün sonrasındaki ikinci tura taşır…

        HDP’nin bu kararı ikinci tura giderken en çok da Millet İttifakı’nı etkiler…

        Çünkü HDP seçmeni kendisini ilgilendiren milletvekili seçimi sürecini bitirdiği için 15 gün sonra tekrar oy vermek için sandığa gitmekte zorlanır.

        Bu işin bir yönü…

        Bir diğeri ise HDP’nin kapatılma süreci.

        Yargıtay Başsavcısının kapatılma davası ile ilgili savunmasını sunacağı Anayasa Mahkemesi’nde Başkan değişimi ile kapatılma süreci hızlanırsa, Nisan gibi bir kararla karşılaşılabilir.

        Kararın kapatma yönünde olması partinin birçok ismine siyaset yasağının da gelmesinin kapısını açabilir.

        O nedenle hem gösterilen adayın partisiz kaldığı, hem de kendisine de siyaset yasağı gelmiş isimle yüz yüze kalabilir.

        Bu da HDP’nin açmazını oluşturur…

        Seçim takvimi belli olup da aday listeleri açıklanana kadar daha çok benzer durumla karşılaşılır…

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar