"Hodriye hodri…"
TÜRK siyasetindeki yarış, ananelere bağlılığından olsa gerek güreş sporu ile özdeştirilir.
“Haydi, çık karşıma” denilmez de Balkan dilinde er meydanına davet anlamına gelen, “Hodri meydan…” cümlesi kurulur.
Yakın geçmişte oldukça çok örneği vardır…
Bunların içinde en meşhuru, dün Abdülkadir Selvi telefonda açıp sorunca anımsadım; 1990 Haziran’ındaki çifte “hodri” çekilmesidir…
Dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal, meslek büyüğüm, Uğur (Dündar) ağabeyin hazırlayıp sunduğu “Hodri Meydan” programına katıldı.
Özal, Cumhurbaşkanı olmasına karşın parti lideri gibi 1989 yerel seçiminde ANAP’ı limon gibi sıkan SHP lideri İnönü ile süvariliğine tekrar Demirel’in geçtiği DYP politikalarına verip veriştirdi.
SHP lideri Erdal İnönü’yü “Paşa çocuğu”, DYP lideri Demirel’i de kendisini kıskanan kişi olarak tanımladı…
Yetmedi, 1992’deki genel seçime işaret ederek, “Millet o sandıkta hesabını soracak…” dedi.
Demirel ve İnönü ile SHP Genel Sekreteri Deniz Baykal’dan anında açıklama geldi…
Hepsi de Özal’ın yayına katıldığı Uğur ağabeyin programının adına atıf yaparak restini çekti:
“Hodriye hodri…1992’ye kadar bekleme, 92 günde erken genel seçime var mısın?”
Çok sürmedi, bir yıla kalmadı ANAP’ın başından Yıldırım Akbulut gitti, Mesut Yılmaz geldi.
Ekonomi kurmaylarının yanlışlığı sonra anlaşılan önerileri sonucu seçime gitti ve 1991’de iktidarı DYP-SHP’ye teslim etti…
Bu da tarihe “hodriye hodrinin kazancı” olarak geçti…
KARŞILIKLI REST…
Bunları yazmamın nedeni dün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, CHP lideri Kılıçdaroğlu’na Cumhurbaşkanı adaylığını ilan edip karşısına geçmesi için yaptığı, “Hodri meydan…” çağrısı.
Edoğan'ın Kılıçdaroğlu için çektiği hodri meydan yeni değil, bir süre önce de benzer şekilde hodri meydan çekmiş, karşı taraftan dün de olduğu gibi karşılığı gelmişti...
Kılıçdaroğlu dün de çağrıya televizyon karşısında 'vizyon' tartışmaya hazır olduğunu belirterek verdi.
İYİ PARTİ’NİN TWİTLERİ…
Aslında tarafların hepsi erken genel seçim olmayacağını, 6’lı masanın da seçim takvimi açıklanmadan aday çıkarmayacağını biliyor.
İki taraf da iktidar dağıtma oyunu oynuyor…
Daha önce gündeme gelmiş olmasına karşın, dün gelen hodri meydanların nedeni de bir gün önce İYİ Partililerin twitter üzerinden başlattığı atağa dayanıyor…
Gece yarısına doğru gerçekleşen bu atakta, kurmay ve önde gelen isimlerinin arasında bulunduğu İYİ Partililer, bir sosyal medya fenomeninin düzenlediği Cumhurbaşkanı adayları anketinin sonuçlarını paylaşmaya başladı.
Ankete göre Akşener, yarışa girmesi halinde Erdoğan dahil adı geçen tüm Cumhurbaşkanı adaylarını geride bırakıyordu.
İYİ Partililer de bu anketin sonuçlarını alıp, “Artık Türkiye’ye bir kadın eli değsin. Genel Başkanımız @meral_aksener’in Cumhurbaşkanımız olmasının zamanı geldi…” diye tweet yağmuru başlattı...
Aslında İYİ Parti’den yüksek katılımın gelmesinin gerisinde CHP ile bir süre önce yaşanan adaylık çekişmesi yatıyor…
Kılıçdaroğlu’nun adaylığı konusunda yükselen seslerin Anadolu’da CHP’ye az da olsa getiri sağladığını gören İYİ Partililerin benzer yoldan ilerlemek istediği görülüyor.
Tweet günün aydınlandığı saate kadar devam etti; ardından bıçak gibi kesildi.
AKŞENER’İN UYARISI
Aktarıldığına göre partinin akil isimleri devreye girip, kampanyaya dönüşen sosyal medya fırtınasına son vermiş…
Neden de Akşener’in defalarca dile getirdiği son olarak Genel İdare Kurulu toplantısında vurguladığı şu uyarısı:
“Cumhurbaşkanlığını icracı makam olmayacak; parlamenter sistemde temsili makam olacak. Ben Başbakanlığa talibim… Cumhurbaşkanlığını icra makamı haline getirmeye uğraşmayın.”
Ancak İYİ Parti’de bu konudaki beklenti sona ermiş değil.
O derece ki üç genel başkan yardımcısı ile sohbet ederken de gördüm, Akşener’in Cumhurbaşkanlığını alıp, ardından Başbakanlığa geçmesine dönük beklentiyi dile getirenler de var…
İTTİFAK ÇATLATMA OYUNU
Anlaşılan o ki, Erdoğan 6’lı masanın açık kaşını gördüğü için yükleniyor…
Yoksa ne Kasım’ın ilk hafta sonuna toplantısını erteleyen 6’lı masa hemen adayını belirler, ne de Kılıçdaroğlu kendi başına açıklar…
Siyaset iki tarafta da ittifaklardan parti koparmanın mümkün olmadığı görünce, bir süredir partilerin tabanlarına çalışılıyordu.
Ancak orada da bir hareket sağlanamadı, geçen yılsonundan bu yana bütün partilerin cam tavana dayanıp yukarı yönlü kıpırdayamadığı görüldü.
İttifak çatlatma oyununa geri dönüldü…
Seçime kadar benzerlerine çok sayıda tanıklık edeceğimiz aşikar…
