Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        KASIM ayında seçim ihtimali ortadan kalkınca, şimdi de yeni bir tarih üzerinde tartışma başladı.

        İddia o ki AK Parti, çok partili hayata geçişin günü olan Demokrat Parti’nin iktidara geldiği 14 Mayıs’ta seçime gitmek istiyor.

        Hemen belirteyim, konu ile ilgili AK Parti’den dün önemli bazı isimlerle sohbet ettiğimde anladım ki bu yönde bir karar yok.

        Cumhur İttifakı’nın liderleri aralarındaki sohbetlerde olma ihtimali üzerinde durmuş, ancak enikonu, detaylı bir şekilde mesele ele alınmadığı için ilk aşamada vazgeçilmiş.

        Cumhurbaşkanı Erdoğan da “Muhalefet buna yanaşmaz konuyu istismar eder” diyerek uzun süredir sıcak bakmadığını daha önce de bu sütunda dile getirdim.

        Hem Erdoğan, hem de MHP lideri Bahçeli, zamanında yapılmasının doğru olacağına vurgu yapıyor.

        Son dönem Millet İttifakı bileşenleri CHP ve İYİ Parti’den 14 Mayıs’ta seçime “Bizim için harika olur…” açıklaması gelmiş olsa da bu yönde AK Parti’de bir niyet yok.

        NEDEN OLMAZ?

        Gerekçe olarak da birçok neden sıraladılar.

        Ancak içlerinde en dikkate değer olan 14 Mayıs 1950’nin tek partili hayattan çok partili hayata geçişin yıl dönümü olması.

        Ayrıca rakip Millet İttifakı’nın bileşenlerinden birinin de o gün %55 oy ile iktidara gelen Demokrat Parti’nin adını taşıyor olması da başka bir durum.

        Bir de seçim kararını kimin alacağı konusu var.

        Eğer TBMM’den çıkması isteniyorsa bu da bir başka istismar konusuna dönüşebilir, siyaset tartışmadan uzak dursa da akademik hukuk çevrelerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden seçilme yeterliliği ile ilgili yeni bir tartışmayı başlatır.

        Dolayısıyla AK Parti içinde 14 Mayıs’ı dile getirenler olmakla birlikte, ağırlıklı görüş zamanında yapılması yönünde.

        GEREKÇELERİ HAC DÖNEMİ OLMASI…

        “Bir ay önce olmuş veya olmamış fark etmez” diyenlere karşı tez getirenlerin gerekçesi ise o tarihte Hac döneminin başlayacak olması.

        Haksız da değiller, gelecek yıl 21-23 Nisan tarihleri arasında Ramazan, 29 Haziran- 2 Temmuz arasında da Kurban Bayramı kutlanacak.

        Hac dönemi de Kurban Bayramından bir ay önce başlıyor; bu da demek ki 20 Mayıs’tan sonra Hacılar yola çıkacak.

        Tahmini olarak da 70-80 bin kişinin gideceği öngörülüyor; tabii döviz fiyatları bu seviyelerden daha yukarı çıkmazsa…

        Aranan bir seçimde Somali’de çalışmaya giden işçilere YSK’nın tanıdığı hakka benzer bir uygulamanın bu kez Hacılar için olup olmayacağı.

        Ancak yurt dışı oylar ülke geneline milletvekili oranına göre dağıldığı için, 70 bin kişinin oyunun bütün illere dağılımında bir ağırlığı olmayacak; Cumhurbaşkanlığı seçimine de yüzde bir gibi etkisi olacak.

        Böyle bir etki için bu denli uğraşa gerek var mı sorusuna yanıt aranıyor.

        25 HAZİRAN’DA OLMAMA NEDENİ?

        Gelelim 25 Haziran’a…

        Başlıkta “hiç olmaz” dememin nedeni seçim kanunları…

        İster Cumhurbaşkanı, ister Milletvekili Seçim Kanunu olsun, her ikisinin hükmü de ortak:

        “Cumhurbaşkanı ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin görev sürelerinin dolmasından önceki son Pazar günü oy verme günüdür. Görev süresi, birlikte yapılan bir önceki seçim tarihi esas alınarak belirlenir. Oy verme gününden geriye doğru hesaplanacak altmış günlük sürenin ilk günü seçimin başlangıç tarihidir…”

        Önceki seçim tarihi 24 Haziran olduğuna göre, ondan ancak bir hafta önce 18 Haziran’da gerçekleşebilir…

        Geriye gider, ileri gitmez; 25 Haziran’da ise hiç olmaz…

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar