Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        NORMALDE Şubat ortasında gerçekleşecekti…

        İYİ Parti lideri Meral Akşener Başkanlık Divanı üyelerine de bu durumu önceden bildirmişti.

        Bu durumu 18 Şubat günü bu köşeden duyurmuş, köklü değişim olacağının mesajını vermiştim.

        Ancak beklendiği tarihte olmadı: 28 Şubat’taki liderler zirvesinin hemen öncesinde gerçekleşecek değişikliğin yanlış siyasi okumalara yol açabileceği endişesiyle ileri ötelendi.

        Sonraki hafta da Siyasi Partiler ve Seçim kanunlarındaki değişiklikler geldi…

        Ardından Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Zirvesi, akabinde 6 liderin tekrar buluşması eklenince düne kadar ötelendi…

        Sonunda dün Genel İdare Kurulu toplanabildi ve değişiklikler gerçekleştirildi…

        Ankara’da dün değişiklikler ile ilgili İYİ Partililer dahil farklı siyasi görüş ve kesimlerde bulunan isimlerle konuştuğumda şu iki cümle öne çıkıyordu:

        “1- İYİ Parti’nin bundan böyle tek lideri var; Meral Akşener… 2- Akşener merkez parti olma yolunda üçüncü ve en önemli adımını attı…”

        Bu noktada, “Düne kadar partinin başında değil miydi?” sorusu yöneltilebilir.

        Evet, partinin Genel Başkanıydı; ama liderlik damgasını dün net vurdu.

        VEHMEDİLEN ALGI

        İYİ Parti üzerinde vehmedilen bir algı vardı; MHP’den kopanların kurduğu milliyetçi kimliğin baskın olduğu imajı bir türlü kırılamıyordu.

        REKLAM

        Farklı siyasi kökenden il teşkilatlarına yapılan atamaların okuması da bu şablon temel alınarak yapılıyordu…

        Akşener, Teşkilat Başkanı Koray Aydın’ı partinin ikinci adamlığı pozisyonu olarak kabul edilen Siyasi İşler Başkanlığına kaydırmasının gerisinde de bu algının kırılması yatıyor.

        Hatta bununla da kalmadı Teşkilat Başkanlığı’nı doğrudan uhdesine aldı; oluşabilecek tüm spekülasyonların da önüne geçti.

        MERKEZDEN İKİ İSİM

        Partinin örgütlenmesinin bundan böyle Genel Başkan’ın siyasi bakışıyla oluşacağının da mesajını vermiş oldu.

        Başkanlık Divanı’na aldığı iki yeni isimle durduğu siyasi yelpazeye ilişkin de mesaj verdi…

        Doğru Yol Partisi döneminin ekonomiden sorumlu Devlet Bakanlığı görevini üstlenmiş, öncesinde Hazine Müsteşarlığı yapmış liberal ekonomik uygulamaları ile önemli işlere imza koymuş Ayfer Yılmaz’ı Genel Başkan Yardımcısı yaptı.

        Bir diğer isim Selçuk Pehlivanoğlu’nun Genel Başkanlığı’nı yürüttüğü TED’de yıllarca Genel Müdürlük görevini sürdüren, AB Genel Sekreterliği’nde uzun yıllar harcamış, Ankara’da TED Koleji denildiğinde akla gelen isimlerden biri olan Sevinç Atabay…

        Atabay da dün Tüzüğün Genel Başkana tanıdığı GİK dışından belirli sayıda isim atama yetkisi kapsamında Eğitim Politikaları Başkanlığı görevine getirdi.

        BİR DEĞİŞİM DAHA OLUR

        Akşener, Teşkilat ile birlikte Gençlik ile Doğa ve Çevre politikaları başkanlarıyla Siyaset Akademisi’ni de yeniden yapılandırmak üzere kendisine bağladı.

        Anlaşılan o ki İYİ Parti’de bir geçiş süreci daha yaşanacak ve Genel Başkan’ın uhdesine alınan bu başkanlıklara da bir süre sonra atama yapılacak.

        REKLAM

        Nitekim GİK sonrası yapılan açıklamada da bu durum bilgi notuyla kayda geçirildi.

        MERKEZE ÇEKTİ

        Başta da belirttiğim gibi Akşener lideri olarak İYİ Parti’yi adım adım merkeze doğru çekme projesinin önemli bir adımını daha dün attı.

        Daha önce bunun bir başka adımını kongrede gerçekleştirmek istemiş, ancak o dönem merkezde olan bazı liberal isimler dışlandığı gerekçesiyle tepki göstermişti…

        Akşener de Başkanlık Divanı’nı oluştururken bu durumu izale etmenin yolunu bulmaya çalışmıştı.

        Şimdi son adımını attı ve partiyi algılanan milliyetçi tekil kimliğinden, kentli muhafazakarların da temsil edildiği, liberal merkez partiye dönüştürecek yeni güzergahına oturttu.

        Ancak önünde hala en büyük handikap olarak bir engel daha var…

        O da kadrolarında yüksek oranda görülen, başka partilerin de geçmişte başından geçen “erken olgunlaşma veya ergenlik” sorunları…

        Bu da ancak sandık sürecinde sergileyeceği adımlarla aşılır…

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Seçim Kanunu teklifinden o maddenin çıkma nedeni

        Seçim Kanunu teklifinden o maddenin çıkma nedeni
        0:00 / 0:00

        SİYASİ Partiler ve Seçim kanunlarında düzenleme yapan teklifin getirdiği düzenlemeler görülüyor ki çok tartışılacak.

        Bu satırların yazıldığı saatlerde görüşmeleri devam ediyor, muhalefet ardı sıra verdiği teklifler ve konuşma talepleri ile engellemek için çaba gösteriyordu.

        Görünen o ki bu hafta sonuna kadar TBMM’den yasalaşıp çıkar…

        Ancak Anayasa Komisyonu’ndan çıktığı haliyle yasalaşmayacağı da dün belli oldu.

        Kanun teklifinin ilk halinde yer alan muhtarlar ve seçim verme yöntemine ilişkin yeni iki düzenleme yapılmasına karar verildi.

        Teklifin tümü üzerinde önceki gün yapılan görüşmelere de yansıdığı gibi muhalefet ağırlıklı olarak seçim kurulu başkanları ile muhtarlar konusu üzerinde durdu.

        BARAJ İTTİFAKLARI ETKİLEDİ

        Baraja yönelik de eleştiriler vardı.

        Ancak 6’lı liderler zirvesinde İYİ Parti lideri Akşener’in “Biz %3 derken CHP’li vekiller neden sıfır olsun diye tutum takınıyor” eleştirileri kapsamında CHP daha temkinli tutum sergiledi.

        Oysa CHP’li vekiller Anayasa Komisyonu’nda bugünkü Başkanlık sistemi içinde barajın bir öneminin kalmadığını, her partinin ittifak bünyesinde TBMM’de temsil olma fırsatını yakaladığını, dolayısıyla bu sistem içinde sıfır olması gerektiğini söylemişti.

        Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem için de barajın %3 olması gerektiğini de kayda geçirmişti.

        Baraj Cumhur İttifakı içinde de sorun üretti, BBP lideri Destici daha önce de açıkladığı gibi barajın en azından %3 olması gerektiğini belirterek kanuna destek vermedi, “evet” demedi…

        MUHTARLAR MADDESİ ÇIKIYOR

        Genel Kurul aşamasında muhtarlara ilişkin düzenleme ise ilginç bir gerekçeye dayanıyor.

        Teklifin gelen halinde yer alan muhtarlara ilişkin madde, geçmişte yaşanan sıkıntılar da göz önünde tutularak, seçilen muhtar eğer seçilme yeterliliğine sahip değilse, devamında seçilene görevin devrini öngörüyordu.

        Buna neden de Mahalli İdareler Kanunu’na göre muhtar seçiminin “adaylık usulüne” bağlı olmamasından kaynaklanıyor.

        En az 6 ay aday adaylığını koyduğu mahallede oturan, 18 yaşını doldurmuş, okuma yazma bilen her kişi muhtar seçimine girme hakkına sahip olabiliyor.

        Muhtarların seçilme yeterliliğine sahip olup olmadığına da bu aşamada bakılmıyor, ancak bir şikayet olursa incelemeye tabi tutuluyor.

        ALINIP SATILIR, SIKINTI OLUR

        Geçen seçimde şikâyet nedeniyle 700’ü aşkın muhtarın mazbatası iptal edildi ve yerlerine yenilerin gelmesi için o mahallelerde tekrar seçime gidildi…

        Bu durumun ortadan kaldırılmasını amaçlayan madde düzenlemesinden son anda vazgeçildi.

        Neden de muhtarlardan gelen yakınmalar ve tepkiler…

        Seçilen muhtarların belirlenen zaman içinde evraklarının alınmasının bürokrasi tarafından engellenebileceği, seçilen kişinin bizzat ardından gelen az oy almış kişi çıkar karşılığı muhtar olsun diye evraklarını vermeyebileceği gibi birçok neden sıralanmış.

        Hatta cinayetlere de yol açabileceğine ilişkin endişeler dile getirilince maddenin çıkarılmasına karar verilmiş.

        GÖRME ENGELLİLER YARDIMSIZ OY VERECEK

        Bir diğer düzenleme de görme engellilerle ilgili.

        Bugüne kadar görme engelli olanlar yanlarında bir refakatçi ile oy kullanıyordu.

        YSK da yapılabilirliğine onay verince görme engellilerin oy kullanmasına olanak tanıyacak Braille Alfabesi ile yazılmış oy pusulalarından belirli sayıda sandık kurullarında hazır tutulmasına yönelik maddede düzenleme yapılmasına karar verilmiş.

        YSK ÜYELERİ ÖRNEĞİ

        Teklifte en çok eleştirilen il ve ilçe seçim kurulları başkanlarının üç ay içinde birinci sınıfa ayrılmış hakimler arasından belirleneceğine ilişkin maddeyi muhalefet Anayasa Mahkemesi’ne götürmekte kararlı.

        Gerekçe de Anayasa’nın 67. maddesinin “Seçim kanunlarında yapılan değişiklikler bir yıl içinde yapılan seçimde uygulanamaz” hükmünün görmezden geliniyor olmasına.

        Düzenleme ile il ve ilçe seçim kurulu başkanları en yaşlı üye yerine, birinci sınıfa ayrılmış hakimler arasından üç ay içinde kura ile belirlenecek.

        Muhalefet üç ay içinde bunun uygulamaya konulmasını Anayasa’ya aykırı buluyor.

        AK Parti ve MHP’nin kurmayları ile dün konuşurken bu duruma dikkat çektim.

        Geçmişte Yüksek Seçim Kurulu üyelerinin görev sürelerinin uzatılmasındaki uygulamayı Anayasa Mahkemesi’nin iptal etmediğine dikkat çekti.

        MUHALEFETİN İTİRAZI

        Ancak CHP milletvekili Anayasa Profesörü İbrahim Kaboğlu böyle bakmıyor…

        Teklifin, adı üzerinde Seçimlerin Temel Hükümleri Kanunu’nun ilgili maddesinde düzenleme yaptığı, Anayasa’nın 67’nci maddesindeki “Seçim kanunlarında yapılan düzenleme uygulanamaz” hükmüne aykırılık içerdiğine vurgu yaptı.

        Görünen o ki tartışması yüksek olacak.

        Ancak üç ay içinde Anayasa Mahkemesi karar veremez ise bu durumda kurullar oluşacağından ve kararı da geriye yürümediğinden uygulamasında sorun oluşturmayacak.

        Buna karşın sandıkla ilgili tartışmanın da odağında bulunacak.

        Belki de bundandır kuliste bu duruma dikkat çekilerek, “İktidar erken genel seçime gitmenin gerekçesini bu madde ile mi arıyor?” sorusu sıklıkla dile getiriliyordu.

        İktidar kanadı ise böyle bir durumun söz konusu olmayacağını, seçimin zamanında yapılacağını kürsüye her gelişinde kayda geçirdi.

        Siyasi Partiler ve Seçim kanunlarındaki değişiklik tartışması sandık açıldıktan sonra da devam edeceğe benziyor…

        Diğer Yazılar