Reductio ad Absurdum…
ADINA ister başlıktaki gibi, absürd kelimesinin de karşılığı olan Reductio ad absurdum deyin…
Son dönem modasıyla Osmanlı ruhunuzu sergilemek için “abese irca” da diyebilirsiniz.
Başlıktaki Latinceden Türkçeye çevrimiyle “saçma olana indirgeme” kavramını da kullanabilirsiniz…
Ya da bir miktar mürekkep yalayanların bildiği adıyla “olmayana ergi” de diyebilirsiniz.
CHP’nin Mersin mitinginin, başlangıcından bitimine ve sonrasına dönük bir tanımlama getirmek gerekirse en iyisi sanırım “olmayana ergidir…”
Sözlükteki tanımıyla; “bir iddiayı doğru kabul ederek saçma bir sonuca varıp, iddianın yanlış olduğu sonucuna ulaşıldığı mantık yöntemi…”
Yani, aslı yanlış kopya olanı kopyalayıp, yanlış olduğunun ileri sürülüp eleştirilmesi ve bunun üzerinden yorum yapılması ve bir başka olanağın varlığının da ortadan kaldırılması…
Buna gençler arasında çoğu zaman Aristo Mantığı adı da verilir.
Doğrusunu sorgulamaya gerek yoktur, birinin ileri sürmesi yeterlidir.
İddianın yöneltildiği kişinin yanlış olduğunu söylemesi de bir şey ifade etmez.
Son dönem parti ayrımı gözetmeksizin birçok siyasetçinin başına gelen bu durumu iki belediye başkanı bir daha yaşıyor.
DAVET ETTİ Mİ?
İddia şu ki, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP’nin Mersin mitingine çağrılmamış.
Diğer belediye başkanları giderken, bu nedenle onlar gidememiş.
Peki, doğru mu?
Daveti yapmadığı için suçlanan olması nedeniyle CHP’nin yerel yönetimlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun’u aradım.
Bu iddiayı okuduğunu ve şaşkınlık içinde tartışmayı izlediğini belirtti.
“Biz bir tek belediye başkanımızı mitinge davet etmedik ki!..” dedi.
İzmir, Adana Büyükşehir belediye başkanları giderken, Ankara ve İstanbul’un gelmemesinin nedenini sordum, her zamanki sakin üslubu içinde yanıtladı:
“Belediye başkanlarımızdan bazıları aradı ve gelmek istediklerini söyledi. Ben de Genel Başkanımızı aradım ve durumu ilettim. Sayın Genel Başkanımız, ‘Eğer o gün işleri yoksa ve gelmek istiyorlarsa burası kendi mitingleri zaten sormalarına gerek yok; ama programı ve önceden planlı etkinliği olanın da gelmesine gerek yok’ dedi. Ben de arayana bu mesajı ilettim. Dileyen geldi, kimseyi davet söz konusu değildi ki…”
GİTMEME NEDENİ?
Burada da kalmadım, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’a aynı soruyu ilettim.
Yanıtı farklı olmadı:
“Ben CHP adayı olarak seçilmiş Ankara Büyükşehir Belediye Başkanıyım, kendi mitingime davetle mi gideceğim?”
Gitmeme nedeni hakkında da bilgi aktardı.
Mitingin yapıldığı tarih Dünya Özürlüler Haftası’nın ilk günleriydi, üç ay öncesinden bu güne özgü olarak etkinlikler hazırlanmış.
Özürlü yurttaşlara da Başkan’ın bu etkinliklerde bizzat bulunacağı bildirilmiş.
Durum böyle olunca ve Genel Merkez de “eğer önceden planlı etkinlikleriniz varsa iptal etmeyin” mesajı verdiği için özürlülere yönelik etkinliğe katılmaya karar verilmiş.
Özetle, ne Genel Merkez bir grup belediye başkanını çağırıp, bir grubu çağırmamazlık yapmış…
Ne de mitinge gitmeyen başkanlar davet gelmediği için gitmeme yolunu tercih etmiş.
Durum bundan ibaret…