Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        KENDİNDEN büyüklere göre dünyayı ve gelişmeleri daha yakından takip eden bilinçli bir kitle olarak görürdüm.

        Sağlık Bakanlığı’nın etkin ve yetkin ismi ile sohbet ederken verdiği rakamlar 25 yaş altı gençlere dönük algılarımı alaşağı etti…

        Üniversitede zamanımızı geçirdiğimiz, toplumsal duyarlılığı bu denli yüksek olan gençlerin aşı konusunda böyle bir davranış sergileyebileceğini hiç düşünmediğimi söyleyince etkin ve yetkin isim bir düzeltme yapma gereği duydu.

        “İyi bir üniversitede okuyan gençler dışında kalan kesimden söz ediyorum; rakamlar ve araştırmalar bize bunu veriyor” diye bir düzeltme yaptı.

        Aktardığına göre, 25-30 yaş altındaki eğitimsiz gençlerde aşı tereddüdü %50’nin üzerine çıkıyor.

        Eğitim düzeyi ve kalitesi arttıkça aşı karşıtlığı da o oranda azalıyor.

        Ancak yine de gençlerdeki aşı karşıtlığı oranı %50’ye yakın…

        Nedenini sorguladım…

        Üç önemli neden saydılar:

        1- Sosyal medya üzerinden yapılan olumsuz propagandalara bu yaştaki gençler hemen inanıyor.

        2- Yaşları genç olduğu için kendilerine bir şey olmayacağını düşünüyor.

        3- Kısır kalacaklarına yönelik bir düşünce hakim olmuş, aşının cinselliği tüketeceği görüşü çok yaygın...

        REKLAM

        50 YAŞ ÜZERİNDE AZ

        Konunun uzmanı üç bilim insanını aradım…

        Bilim Kurulu Üyesi, Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Levent Akın, “Sadece bizde değil ABD’de de 30 yaş altında aşı karşıtlığı yüksek” diye söze girdi.

        Komplo haberlerine karşı daha duyarlı bir kesimle karşı karşıya olduklarını belirtti.

        İlginç bir tespitte bulundu:

        “Ankara Şehir Hastanesi’nde yapılan bir araştırma var, yakında sonuçlarını alırız. Aşı tereddüdü 50 yaş üstünde çok az. 60 yaş üzerinde ise daha da düşük. Nedeni bu kesimlerin aşının önemini bilmeleri. Çünkü hepsi kendi başına aşı oldu. Sonraki nesil ise aileleriyle birlikte gidip küçük yaşta aşı yaptırdı.”

        Prof. Dr. Akın, 2022 itibarıyla aşıların ruhsat alma sürecinin başlayacağını ve grip aşısı gibi insanların kendi başına gidip eczanelerden almak zorunda kalacağını da anımsattı.

        Beta, Gama, Delta, Lambda gibi sıralı gelen mutant virüslere karşı bundan sonra da aşıya ihtiyaç duyulacağına vurgu yaptı.

        Son dönem görülen virüsler de dikkate alındığında hastalıktan ve ölümden kurtulmanın tek çıkar yolunun aşı olduğunu bir daha anımsattı.

        CEHALETİN BOYUTU

        Çocuk psikolojisi ve toplum travması üzerine çalışan Prof. Dr. Ferhunde Öktem ve Prof. Dr. Nebi Sümer’i aradım.

        Onların da meseleye yaklaşımı benzer oldu.

        Gençlerde sosyal medya etkisinin yüksek olduğunu, cahil kesimde ise bu oranın zirve yaptığını belirtti.

        Özellikle aşı olanın sperm oranının düştüğü gibi gerçekten uzak dedikodulara inanan erkekler arasındaki oranın daha fazla olduğunu da anımsattı.

        REKLAM

        Prof. Dr. Nebi Sümer, kutuplaşmanın yarattığı etkinin de buna katkısı olduğunu belirtirken, Prof. Dr. Öktem, Okuduğunu anlamayan cehaleti gittikçe artan gençlerin yarattığı sorun” tespitini yaptı.

        Bu kesimin “söylenene hemen inanmakla kalmayıp, düşünme becerisinin de gittikçe zorlaştığına” da vurgu yaptı.

        Aşı sürecinde karşımıza çıkan bu veriler önemli bir durumu ortaya koyuyor.

        Kaliteli eğitim alan ile almayan arasındaki uçurum gittikçe açılıyor.

        Eğer gelecek nesillerin elinde bir şeylerin yükseleceğini sanırsanız, bilin ki bu cehalet olacak…

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        "Kişisel bağımsızlık hakkı…"

        "Kişisel bağımsızlık hakkı…"
        0:00 / 0:00

        SON dönem özel hayatın gizliliğinin sağlanması için en çok ne değiştiriliyor derseniz size vereceğim yanıt, sosyal medya platformları derim…

        En çok değiştirenlerin kamu görevlileri olduğunu da bu arada eklemek isterim.

        Cep telefonu iletişiminde yeni çıkan platformların neredeyse tamamını bürokratlardan, siyasilerden ve milletvekillerinden duydum, onların önerisi ile cep telefonuma uygulamasını indirdim.

        HER BİRİNDE BİR PLATFORM

        Bu da gösteriyor ki parti ayrımı göstermeden insanlar özel hayatlarının izlendiğinden şüphe ediyor; bundan kurtulmak veya en azından bu konuda içi rahat etmesi için bu yola başvurduğu açık.

        O nedenle, sadece Whatsapp, Instagram, Twitter veya Facetime ile kalmıyor.

        Son dönem en çok Line kullanılıyor, bunu Telegram ve Signal takip ediyor… Kontalk, CryptoCat, Ricochet, Wire ve adını yeni duyduğum yığınla uygulama takip ediyor.

        Bütün bunları da dün “Mesleki Hayat Bağlamında Özel Hayata Saygı Hakkı…” sempozyumunun açış konuşmasını salonda dinlerken Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan’ın şu cümlesi üzerine anımsadım:

        Devlet bir yönetim tekniği olarak baştan beri özel hayatını gözetim altında tutma eğiliminde olmuştur. Başka bir ifadeyle devletin gözü daima bireylerin üzerindedir…”

        REKLAM

        Bunu söyleyen Anayasa Mahkemesi Başkanı olunca başka bir anlam ifade ediyor.

        KİŞİYE AİT ALAN

        Başkan Arslan bununla da kalmadı, Anayasa Mahkemesi’nin özel hayatın gizliliğine verdiği önemi anımsattı.

        Aldığı kararlara dikkat çekip ekledi:

        “Anayasa koyucu, ‘özel hayatın gizliliğine dokunulamaz’ şeklinde kesin bir dille özel hayatın mahremiyetinin önemine işaret etmiştir. Anayasa Mahkemesi gerek norm denetiminde gerekse bireysel başvuruda, eksiksiz bir tanımı bulunmayan özel hayat kavramının kişiye ait oldukça geniş bir alanı kapsadığını belirtmiştir.”

        Kişilerin şeref ve itibarının korunmasından, kişisel verilerinin işlenmesine, başkalarıyla mahrem ilişkilerinden mesleki hayatına müdahalelere kadar bir dizi konunun özel hayata saygı kapsamına girdiğini de anımsattı.

        ÖZEL HAYATA SAYGI HAKKI

        Bunun başında da “kişisel bağımsızlığın” geldiğine vurgu yapıp devam etti:

        “Bu hak bireyin kişiliğini gerçekleştirmesi ve geliştirmesi bakımından hayati derecede önemlidir. Özel hayata saygı hakkı, bir yandan kişinin istenmeyen tüm müdahalelerden uzak, kendine ait mahrem alanda yaşama hakkına işaret etmekte, diğer yandan da kişiliğini serbestçe geliştirmesine yönelik birçok hukuki menfaate dikkat çekmektedir.”

        Bu denli çok olan sosyal medya iletişim platformlarına bakıp tekrar kendime sordum.

        Anayasa böyle bir koruma sağlıyor ve yasalar da bu konuda katı tutumunu sürdürüyorsa o zaman bu kadar çok platformu insanlar cep telefonlarına neden indirir?

        Daha önemlisi eğer bunu yükleme zorunluluğu duyuyorsa, devletinden şüphe eden bir toplumun yarattığı sorun çok daha büyük değil midir?

        GÜVENLİK ÖZGÜRLÜK DENGESİ

        REKLAM

        Başkan Arslan ile sempozyuma ara verildiğinde sohbet ederken bu denli çok kamera ve gözetim altında bulunan insanoğlunun bundan çıkış yolunu sordum…

        Gülümsedi…

        Özgürlük ve güvenlik ikileminin yarattığı olumsuz etkiye işaret etti, bunun dünyadaki en önemli sorunların başında geldiğini hatırlattı.

        Haksız da değil, çünkü bu iletişim platformları sadece Türkiye için üretilmedi…

        Dünyada büyük abilerin göz ve kulaklarından uzak yaşam sürmek isteyen o denli çok toplum var ki…

        Şunu biliyorum ki hangisine giderseniz gidin, sonuç değişmiyor, bir gün o da çözülüyor ya da bir başkası tarafından kullanılıyor.

        Kişisel bağımsızlık hakkı mı?

        Kişisel Verileri Koruma ve Tüketici yasaları çıkmasına karşın, pazarlama faaliyeti için cep telefonumuzu arayanların sayısındaki artış bunun ne durumda olduğunu göstermeye yeter.

        Diğer Yazılar