Görünmezlerin tehdidinde, belirsizliklerin geleceğinde
TBMM geçen yasama yılında, koronavirüs salgınının en yoğun olduğu dönemde çalıştı.
Salgın hafiflediğinde de elindeki bazı işleri bu döneme bırakıp, tatile girdi.
Bıraktığından daha ağır salgın tablosunun bulunduğu ortamda ise yeni yasama döneminin açılışını yapacak.
Bu konudaki dayanağım da Sağlık Bakanı Koca…
Hafta sonu Samsun gezimiz sırasında sohbet ederken, bir hafta öncesine kadar Ankara’daki vaka sayısının Türkiye’nin toplam vaka sayısının %24’üne sahip olduğunu, son bir haftada %30 düştüğünü söylemişti.
Bu oranda düşüş eğilimi seyrediyor olsa dahi bu rakam dahi Türkiye genelindeki vaka sayısının %16’sının Başkentte bulunduğu anlamına gelir.
Haydi bir haftada biraz daha düşmüş olsun, %14-15 seviyesine gerilesin.
Sonuç olarak, Türkiye genelinde enfeksiyon kapmış her 6 kişiden birinin Ankara’da bulunuyor.
Son dönem eski Başbakan, eski TBMM Başkanı, parti yöneticilerine, TBMM’deki çalışanlar arasındaki yüksek vaka sayısı da eklendiğinde nasıl bir ortamda yeni yasama dönemine girildiği anlaşılır.
VEKİLLERDEN TEST İSTENDİ
Belki bundan olsa gerek, AK Parti TBMM Grubu, dün milletvekillerinden Meclis’e gelmeden önce Covid-19 virüs testi; kısa tanımıyla PSR testi yaptırmalarını istedi.
AK Parti Grup Başkanı Prof. Dr. Naci Bostancı, PSR testi talebinin nedenini açıklarken sadece Cumhurbaşkanı’nın sağlığını düşündüklerinden değil, diğer parti milletvekillerine karşı saygıdan istediklerini bildirdi.
“Testler, Erdoğan için isteniyor” yaklaşımının doğru olmadığını söyledi.
Hemen belirteyim, test zorunluluğu MHP dahil, diğer partiler için geçerli değil…
SİYASETİN İVMESİ SALGININ ALTINDA
Salgının yükseldiği dönemde, siyasetin aynı hızda ivme kazandığından söz etmemiz ise olası değil.
CHP ve İYİ Parti’nin kurultayları sonrası yeni yapıyı oturtma çabası, Gelecek ve DEVA’nın da seçime girme hakkını kazanacak sayıda kongreyi gerçekleştirme uğraşında zaten dışa dönük siyasete fazla zamanları kalmamıştı.
Cumhur İttifakı açısından bakıldığında da durum farklı değil.
MHP il kongrelerini tamamlamak için çaba gösteriyor, AK Parti’de ise il kongreleri süreci başlatıldı.
Uzun süredir Suriye, Doğu Akdeniz, şimdi de Kafkaslara yönelik gelişmeler ve ekonomideki duruma odaklandığı için, iç siyasete odaklanacak zamanı da yok.
MECLİS’İN GÜNDEMİ
Böyle bir ortamda TBMM’nin yoğun bir gündemle başlangıç yapması beklenemez.
Zaten geçen dönemden kalan hobi bahçeleri ve bekçilerin üst araması sırasında sıvazlama yapmalarını engelleyen düzenleme vardı, onlar bu döneme bırakılmıştı.
Bunun yanı sıra Enerji Bakanlığı’nın da henüz taslak olan düzenlemesinin Meclis’e gelmesi bekleniyor.
Ekim’in 20’sinden sonra da 2021 Bütçesi üzerindeki görüşmeler Plan Bütçe Komisyonu’nda başlayacak.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un ifade ettiği gibi Siyasi Partiler, Seçim kanunları ile İçtüzük üzerinde değişen Anayasa’nın zorunlu kıldığı düzenlemelere Kasım’dan önce geçmek olası değil.
SEÇİMİN ZAMANI
Buna vurgu yapmamın nedeni, muhalefetin bir süredir “erken geleceğini”, iktidarın ise “zamanında olacağını” ileri sürdüğü seçimin tarihini de bağlıyor olmasından.
Eğer AK Parti çevrelerinde hazırlandığı gibi her seçim çevresinin 5 milletvekili ile sınırlandırılacağı daraltılmış bölge sistemine geçmeyi bu dönem hedefleniyorsa, önce ortağı MHP’yi ikna etmesi gerekiyor.
Çünkü büyük partilerin yüksek oyla ilk beşi alıp, devamında gelecek partiye şans tanımadığı sisteme MHP geçen dönem sıcak bakmamıştı.
Mevcut haliyle devam ise AK Parti açısından sıkıntılı; orta yol ise henüz üretilemedi.
2022 HAZİRAN’INA KADAR
Eğer seçim kanunlarında düzenleme yapılmazsa baskın veya erken seçime bu yine bu kanunlarla gidilecek demektir.
Zamanında yani 2023 Haziran’ında yapılacaksa 2022 Haziran’ına kadar zamanı var…
Çünkü seçim kanunlarında yapılan değişiklikler, bir yıl içinde yapılacak seçimde uygulanamaz.
Benzer durum Mahalli İdareler ve seçimi ile ilgili düzenlemeler için de geçerli.
ANAYASA DEĞİŞMEDEN ASLA
Daha önce MHP lideri Bahçeli’nin gündeme getirdiği, TBMM Başkanı’nın da dün bir kez daha destek verdiği idam konusunun olması için ise Anayasa değişikliğine gerek var.
Cumhur İttifakı’nın bunu gerçekleştirmek için yeterli sayısı yok; bulunsa da Anayasa Mahkemesi’ne tanınan Bireysel Başvuru hakkının elinden alınmasından, AİHM ve Avrupa Konseyi’nde Türkiye’nin düşeceği duruma kadar birçok sıkıntıyı baştan kabullenmek demek.
Yani idam düzenlemesi imkansız…
Şimdi bütün bunların üzerine pandemi sürecini koyun; TBMM’nin ne denli üretken olabileceğine siz karar verin.
MUHALEFETİN ORTAKLIKLARI
Muhalefet açısından ise durum biraz daha farklı...
Çünkü belediyelere sahip olduktan sonra ziyaretçisi artan muhalefet genel merkezlerinde siyaset üretmenin olanağı yok.
Parlamentoda ise buna çok daha fazla sahip olma imkanına sahip.
Son dönem, önce ilkelerde, ardından söylemde, sonra eylemde ortaklaştı.
Daha önce CHP lideri Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti lideri Akşener’in gerçekleştirdiği, bugün de DP lideri Gültekin Uysal’ın Gelecek Partisi lideri Davutoğlu’nu ziyaretiyle bir daha yaşanacak görselde bütünleşme buna eklendi…
Ayrıca üzerine, düne kadar bırakın yan yana gözükmeyi, adının birlikte anılmasından uzak duran muhalefetin HDP’ye yönelik yeni tutumunu geldi.
HDP İLE AÇIK TEMAS
Eski milletvekili ve belediye başkanlarının 6 yıl önce yaşanan Kobani soruşturması nedeniyle gözaltına alınması sonrası önce CHP lideri Kılıçdaroğlu, ardından da DEVA Partisi Genel Başkanı Babacan, HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar’ı telefonla aradı ve desteğini gösterdi, yetmedi parti açıklamasıyla da bunu duyurdu.
İktidarın, yanaşan her siyasetçinin toplumsal arenada yanacağı algısını yarattığı HDP ile teması sağlayan Babacan’ın attığı bu adım, CHP’nin elini rahatlattı.
Yeni bir sürecin de kapısını araladı.
Özetle siyaset yeni yasama dönemine, virüs gibi görünmezlerin tehdidinde, belirsizliklerin geleceğinde başlıyor…
