Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Ankara'da bir süredir tartışmalar da eylemler de yargı odaklı sürüyor…

        Kısa süre önce af kanunu ve tutuklamalar nedendi, dün ise savunmanın temsilcisi Baro başkanlarının Ankara’da çoklu baro sistemine karşı eylemleri öne çıktı.

        Polis barikatında Eskişehir yolunun bir kenarında 24 saat süren bekleyişleri, toplumsal eleştirilerin artması, aracıların devreye girmesi sonucu verilen izinle Anıtkabir’de sessizce son buldu.

        Yargılamanın üç unsurundan biri savunmaya itiraz hakkının kullandırılmasıyla sonuçlanacak zemin varken, 24 saat boşa gerilim yaşandı…

        Tam eylem bitti, ortalık sakinleşti dediğimiz anda, İstinaf Mahkemesi’nin CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkındaki 9 yıl 8 ay 20 günlük cezasını onaylayan kararı geldi…

        Bunun etkilerinin ne olacağını araştırırken, bu kez Anayasa Mahkemesi (AYM) SEGBİS yargılamasıyla ilgili önemli kararını açıkladı…

        KANUNLA DÜZENLENDİ

        Şunu hemen belirteyim ki AYM son dönem dikkat çeken çok önemli kararlara imza atıyor…

        Dün açıkladığı kararı da toplum diline “dijital sorgulama, yargılama” olarak giren Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile ilgili…

        Ceza Muhakemesi Kanunu başta olmak üzere bazı kanunlarda yapılan düzenleme ile ifade ve sorgu işlemleri ile duruşmaların video konferans yoluyla gerçekleşmesinin önü açılmıştı.

        REKLAM

        Cumhuriyet Başsavcılığı veya mahkemenin yargı çevresi dışında bulunan veya hazır bulunmasında sorun teşkil eden şüpheli, sanık, tanık, şikayetçi dahil yargılamanın taraflarının video konferans yoluyla dinlenmelerinin ve ifadelerinin alınmasının önü açılmıştı.

        Bazı duruşmalarda sanıklar SEGBİS’in kendilerinin başka illere gönderilmesinin bir aracı haline getirildiğini, mahkeme salonlarından uzaklaştırıp, cezaevlerinden duruşmalara katılmaları sağlanarak psikolojik baskı aracına dönüştürüldüğünü ileri sürüyordu.

        KENDİ KARARINI BOZDU

        Buna ilişkin Anayasa Mahkemesi’ne de iki başvuru yapılmıştı.

        AYM Genel Kurulu iki başvuruyu dün sonlandırdı ve SEGBİS'in “adil yargılama hakkının ihlalini” kabul etti

        AYM dünkü kararı ile daha önce SEGBİS ile ilgili “ceza muhakemesi ilkelerine uygun olduğu” yönünde geçmişte verdiği kararını da revize etti.

        AYM ceza infaz kurumunda bulunan iki kişinin mahkemeye gitmek istedikleri halde, buna imkan tanınmayıp SEGBİS üzerinden ifadelerinin alınmasına karşı açtığı davayı sonuçlandırırken bir noktanın önemine işaret etmekten de geri durmadı.

        HAK SEGBİS İLE SINIRLANAMAZ

        Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi’nin (UYAP) bir parçası olan SEGBİS’in adil yargılama hakkı bağlamında sağladığı yararları inkar etmedi, sistemin geliştirilerek uygulanmaya devam edilmesinin önemi konusundaki görüşünü kayda geçirdi…

        Ancak hemen ardından “tarafların duruşmada hazır bulunma hakkı” açısından konuyu kararında ele alıp şu hükme vardı:

        “Kişinin duruşmada bizzat hazır bulunma hakkına belirli ölçüde sınırlama getiren bir uygulama olan SEGBİS vasıtasıyla duruşmaya katılımının sağlanmaya çalışılmasının kanun tarafından öngörülme, haklı bir sebebe dayanma ve ölçülülük ilkesine aykırı olmama koşullarına uygun olup olmadığının belirlenmesi gerekir.”

        SEGBİS'in ancak zorunlu görüldüğü durumlarda uygulanması gerekli bir sistem olduğuna da işaret etti.

        REKLAM

        ZORUNLULUK DEĞİL İSTİSNA

        Özetle, SEGBİS bir standart zorunluluk değil, istisnadır tespitini yaptı.

        Bunun da ölçülülük ilkesi yani, “elverişlilik, gereklilik ve orantılılık” olmak üzere üç şartın yerine gelmesi gerektiğini belirtti.

        Bir kişi hakkında SEGBİS uygulamasının neden gerekli olduğunun mahkemelerce gerekçelendirilmesi gerektiğini de vurguladı. İleri sürülebilecek gerekçelerin, duruşma tarihi değiştirilerek giderilmesi olası ise bu yola başvurulması gerektiğine işaret etti.

        “Başvurucunun esas hakkında işlemlerin yapıldığı duruşmada hazır bulunma talebinin reddedilme gerekçesinin mahkeme tarafından somut biçimde ortaya konulmadığına” dikkat çekti ve hükmünü açıkladı:

        “AYM açıklanan gerekçelerle her iki başvuruda da Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki duruşmada hazır bulunma hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir...”

        AYM’DEKİ HABERMASÇI

        Özetle diyor ki iletişim tek başına ses ve görüntü eylemiyle sınırlı değildir; vücut dili, ortamın aurası da iletişimin parçasıdır.

        Kişi hangi ortamda kendini iyi savunacaksa onun sağlanması için gereken özen gösterilmelidir...

        Kararı detaylı okuyunca kanaat getirdim ki, “İletişimsel Eylem Kuramı”nın yaratıcısı, iletişim bilimcisi Jürgen Habermas’ın AYM’de sıkı taraftarı var…

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        "Yıldırım siyasette nokta koymadı…"

        "Yıldırım siyasette nokta koymadı…"
        0:00 / 0:00

        Eski Başbakan Binali Yıldırım, dün yayınlanan röportajımızda TBMM Başkanlığı seçimi ile ilgili söylediği “Ben noktayı koydum…” cümlesini bazıları politikaya da nokta koydu diye algılamış.

        Hatta bazı meslektaşlarım da bu bakış açısıyla yazı kaleme almış…

        Dünkü köşe yazımın bütününde de görüleceği gibi Yıldırım ne “siyaseti noktaladım” dedi ne de böyle bir algı yaratacak imada bulundu.

        Sadece TBMM Başkan adaylığı için temayül yoklamasında ortaya çıkacak yarışın, AK Parti Grubu’nu sıkıntıya sokacağını, milletvekillerini güç durumda bırakacağını gördüğünü, bundan dolayı aday olmadığını belirtti.

        Kendisi için konunun kapandığını, tekrar adaylık meselesine dönüp tartışmamak için TBMM Başkanlık seçimi sürecine noktayı koyduğunu söyledi.

        Partinin kuruluşunda yer almış, Genel Başkan ve hükümetinin Başbakanlığını üstlenmiş, TBMM Başkanlığı görevinde bulunmuş, en uzun süreli bakanlık yapmış siyasetçi olarak üstüne düşeni yaptığını belirtti.

        SONUNA KADAR DEVAM

        Politikadan da çekildiğine yönelik en küçük imada dahi bulunmadı.

        Sözün TBMM Başkanlığı seçimi üzerine söylendiği hem sorumdan hem de verdiği yanıttan ayan beyan açık olan bir cümleden nasıl politikaya da nokta koydu anlamı çıkarılabilir anlamak bazen zor oluyor…

        REKLAM

        Bu denli çıkan yorumlardan sonra dün Yıldırım ile bir daha konuştum…

        Acaba bana söylemek istediği iddia edildiği gibi politikaya da nokta koyduğuydu da ben mi anlamadım; kontrol etmek istedim...

        Hemen belirteyim ki doğru anlamışım…

        Yıldırım’ın kendi ifadesiyle aktarayım:

        “Binali Yıldırım, siyasetten çekilmedi; politika yapmaya devam ediyor; kurucusu olduğu, tabelasını astığı AK Parti’de ara dahi vermeden sonuna kadar da siyasete devam edecek…”

        Diğer Yazılar