Anayasa ittifakı
Yerel seçim öncesinde de vardı ama yenilenen İstanbul seçiminin sonucu süreci hızlandırdı.
AK Parti içinden yükselen, “%33 ile iktidar oluyorduk, niye %50+1’i zorladık” yakınmaları da güç kattı.
Seçim ile başlamıştı, şimdi TBMM’de Anayasa İttifakına dönüştü.
Bir yanda AK Parti ile MHP’nin “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi devam etmeli; aksayan yönleri varsa düzeltilmeli” diyen Cumhur İttifakı.
Karşısında ise CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun yeni Anayasa çağrısına, İYİ Parti lideri Meral Akşener ve HDP Eş Başkanı Sezai Temelli’nin “Sistem bu haliyle kriz yaratıyor; yeni bir Anayasa yapmalıyız” sözleriyle oluşan “parlamenter sistem” ittifakı...
KAYGIYI KALDIRAN OLDU
Burada dikkat çeken seçim döneminde CHP- İYİ Parti ve SP Millet İttifakı’nın bileşenlerini oluştururken, işbirliği içinde olan HDP'nin de bu kez ana unsur haline dönüşüyor olması.
Nitekim, CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun dünkü sohbetimizde, “AK Parti de sistemin yürümediğinin farkında. Denge, denetimin olmadığı yapıyla milletvekilleri de fazla gidilemeyeceğini görüyor. İYİ Parti ve HDP’nin de parlamenter sistem çağrısı önemli” dedi.
İYİ Parti Genel Sekreteri Cihan Paçacı da Genel Başkan Yardımcısı Şenol Bal başkanlığında bir heyetin yeni Anayasa çalışmasını sürdürdüğünü belirtip ekledi:
“Sistemin sağını solunu düzeltip devam edelim bakışı sorunu daha da ağırlaştırır, parlamenter sisteme geçilmeli…”
Görünen o ki HDP konusunda başlangıçta oluşan kaygılar da ortadan kalkmış; bunu da ilginçtir, seçimin son döneminde Öcalan mektubu ile Osman Öcalan’ın TRT’ye çıkmış olması sağlamış.
Bir seçim öncesi çekinceyi yaratan AK Parti, bu seçimle birlikte ötekindeki kaygıyı kaldıran olmuş…
Bu ittifaka bir de TBMM’de arada kalan “denge ve denetleme” sisteminin iyi kurulması halinde başkanlık sisteminin devam etmesinde sakınca bulmayan milletvekillerini de eklemek gerek.
YENİ DURUM…
Bu sistemin eskiye döndürülmesine yeter mi derseniz, orası biraz karışık.
Çünkü Parlamentodaki sandalye sayısı açısından bakıldığında AK Parti ile MHP’nin TBMM’de (291+49) 340 gibi ezici çoğunluğu sürüyor.
CHP, HDP ve İYİ Parti’nin toplamı ise (139+62+39) 240 sandalye.
Bu şekliyle bakıldığında Anayasa tartışmasının önem arz etmeyeceği savı ileri sürülebilir.
Ancak ortada yeni bir durum var.
O da AK Parti içinden çıkması için çalışmalarını sürdüren iki parti.
Dikkat edilirse, parti kurma çalışmasını yürüten hem Ali Babacan hem de Ahmet Davutoğlu da parlamenter sistemi savunuyor.
Yeni bir Anayasa ile denge denetleme sisteminin sağlam bir zemine oturması ve Türkiye’nin parlamenter sistemle yönetilmesi gerektiğini savunuyor.
Bu düşünceyi Babacan’ın parti kurma çalışmasına destek veren Abdullah Gül de referandum öncesinden başlamak üzere açık bir dille savunuyor.
Her iki hareketin AK Parti içinden kaç milletvekilinin desteğini alacağını bugünden kestirmek olanaksız.
Zaten Ali Babacan ekibi de “Bizim için TBMM’de grup oluşturmanın stratejik bir önceliği yok, milletvekillerine kapımız açık, gelmek isteyen gelir, transfer uğraşında olmayacağız” düşüncesinde.
SİSTEMDEN YAKINANLAR
Buna AK Parti’den kopmasına imkan olmayan, ancak parlamenter sisteme dönülmesini arzu eden milletvekillerini de eklemek gerek.
Son dönem iş yapamaz hale gelmeleri, seçmen baskısı altında bunalmaları nedeniyle şu yakınmalarına sıklıkla rastlanıyor:
“Sahada ter dökerek seçimi kazanıp partiyi iktidara taşıyan biziz; ama sayemizde atanmış bürokrat kendini bizden yukarıda görüyor…”
Yakınmalarının temelini seçmende var olan milletvekili ağırlığının, sistem ile birlikte hükümette yerini bulamaması oluşturuyor…
SIKIŞMIŞLIĞIN BUNALIMI
Özetle seçmen ile hükümet arasında sıkışıp kalmış olmanın yalnızlığını ve bunalımını yaşıyor.
AK Parti’de bugüne kadar böyle bir tabloyla karşılaşılmadı.
Dolayısıyla TBMM’de MHP ile birlikte sağladığı çoğunluğun 300’ün altına inmesi halinde ortaya çıkacak tabloyu AK Parti’nin nasıl yöneteceğini de öngöremiyor.
SONBAHARIN GÜNDEMİ
Anlaşılan o ki gelecek haftadan itibaren tatile girmesi öngörülen TBMM’nin sonbaharda açılmasıyla birlikte önünde yeni bir gündemi olacak.
Yeni partilerin kuruluş aşamasını da tamamladığı bir süreçte, tartışılan konu TBMM’nin aritmetiğinin yanı sıra yeni Anayasayı da kapsaması kaçınılmaz olacak.