Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ANADOLU’ya çıkınca daha berrak görünüyor...

        Hatta birkaç partinin esnaf gezmesi veya kaldırım üstü seçmen çalışmasını uzaktan izlediğinizde her şey gün gibi açıktan yapılıyor.

        İttifaklar sanıldığı gibi ittifak içinde gözükmüyor.

        Her biri farklı nedenlerle birbiriyle iç mücadele yaşıyor.

        En berrak olanı da Cumhur İttifakı’nda yaşanıyor.

        Nitekim MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin Kayseri’deki konuşmasında AK Parti adaylarına uyarısı da bunun yansımasıydı.

        Neden de geçmişte MHP’de olan ve son dönem teveccühünü AK Parti’den yana kullanan ülkücü kesimin, ittifak içinde olan partisine gönül bağını göstermek istemesi.

        Nasıl olsa her ikisi de ittifak içinde hareket ediyor, bundan böyle de devam edeceğini varsayıp oyunu “Üç Hilal”den yana kullanmak istemesi.

        Seçim sathında bunu söyleyenlerin sayısının arttığını gören AK Parti adayları ister istemez karşı tedbiri almaya başladı.

        Seçmen ziyaretlerinde, “Meclis’te güçlü olmazsa Reis iş yapmakta zorlanır; MHP’nin zaten baraj sorunu kalmadı, AK Parti’ye vermemezlik etmeyin” söylemini tekrar etmeye başladı.

        Hatta doğrudan gidip, “MHP’ye vermeyip Cumhurbaşkanı’mızı yalnız bırakmayın” diyen aday sayısı da arttı.

        AK Partili adayların “Cumhur İttifakı”na hiçbir şekilde atıf yapmayıp, “Onlar sahada çalışmıyor, bizden geçiniyor” söylemi de MHP’de tepkiyle karşılanıyor.

        BİR ONA BİR BİZE

        MHP tarafı da buna karşı boş durmamış...

        Cumhurbaşkanlığı seçiminde Tayyip Erdoğan’a oy vereceklerini belirten MHP teşkilatı, seçmene şu propagandayla yaklaşıyor:

        “Bir onlara, bir bize... Her şey eşit olsun, mühür hakkını versin... Cumhurbaşkanlığında Erdoğan’a, milletvekilliğinde MHP’ye...”

        Hatta AK Parti teşkilatından seçmene yapılan “Oyunuzu farklılaştırmayın” söylemlerine karşı da Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tura kalması halinde MHP’ye ihtiyaçları olacağını anımsatıyor.

        Bu da AK Parti teşkilatının daha fazla tepkisine neden oluyor.

        Sahada birlikte çalıştıklarına neredeyse rastlanmıyor...

        ‘KİMİ İSTER?..’

        Millet İttifakı’ndaki durum ise daha farklı.

        Oradaki çekişme ise milletvekilliğinden çok cumhurbaşkanlığı seçimi üzerine kurulu.

        CHP adayı Muharrem İnce’nin çıkışıyla CHP seçmeninden İYİ Parti lideri ve adayı Meral Akşener’e kayışın azaldığı sahada da görülüyor.

        “Daha önce Akşener’e oy vermeyi düşünüyordum, İnce’den sonra CHP’de kaldım” diyen sayısı oldukça fazla.

        Özellikle de kıyı kesiminde bu söyleme çok daha fazla rastlanıyor.

        CHP teşkilatı da özel bir gayret sarf etmiyor; CHP’nin parlamentoda güçlü olması gerektiğinin altını çiziyor.

        “Erdoğan’ı ikinci tura bırakmanın önde olan İnce’ye oy vererek sağlanabileceğini” söylüyor.

        İYİ Parti ise buna karşılık tam tersi bir söylemle sahada dolaşıyor.

        “Erdoğan ikinci tura kimin kalmasını ister?” sorusuyla başlıyor, ardından şu söylemi getiriyor:

        “Erdoğan ikinci tura İnce’nin mi Akşener’in mi kalmasını ister? Tabii ki ikinci turda kolay yeneceği İnce’yi ister... Eğer Erdoğan’ın gitmesini istiyorsan Akşener’e oy ver ki ikinci turda bu iş bitsin...”

        İYİ Parti özellikle sahil bandında bu veriyi oldukça yüksek işliyor.

        İttifakların seçimden sonra devam edeceğini söyleyene de tabanda rastlanmıyor...

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar