Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Referandum ile değişen sistemin getirdiği özellikler diğer ülkelere benzemediği için örnekleme şansı yok.

        Adına “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” denilen yeni yapının yürütmeye ilişkin bölümlerinin birçoğunu deneyimleyerek öğreneceğiz.

        Ancak, sistemin yasamayla ilgili bölümü yazılı kurallara ihtiyaç duyduğu için bir an önce değişikliklerin yapılması gerekiyor ki sistem işleyebilsin...

        Meclis, Anayasa’nın değişiklikler için tanıdığı 6 aylık sürenin dörtte birini tükettikten sonra nihayet harekete geçti.

        TBMM Başkanı siyasi parti liderlerini yarın toplantıya çağırırken, Başbakan Binali Yıldırım da partisinin grup toplantısında gelecek haftadan itibaren, “TBMM İçtüzüğü başta olmak üzere uyum yasalarını çıkarmayı hedeflediklerini” belirtti.

        Meclis’in “daha verimli çalışması ve zaman kaybını önlemeyi” hedeflediklerini söyledi.

        Ancak bunun nasıl olacağı konusunda yöntem belirlenmiş değil...

        YENİ KURAL LAZIM

        Çünkü yıllardır değiştirilmesi için uğraşılan içtüzük taslaklarının hepsi anlamsız kaldı.

        Örneğin, gensoru ve güvenoyu mekanizması kaldırıldı.

        Oysa daha önce muhalefetin gensoru ve güvenoyu mekanizmalarını sürekli çalıştırarak Meclis’i tıkadığından yakınılıyor, bunun engellenmesi gerektiğinden söz ediliyordu.

        Muhalefetin en çok yakındığı kanunların yapılmasına ilişkin süreçler de farklılaştı.

        Bundan böyle hükümet tasarısı olmayacak, milletvekili teklifiyle kanun yapılacak.

        Genel Kurul’da hükümet olmayacağı için çalışmaların ağırlığı komisyonlara kayacak.

        Tekliflerin kanunlaşması halinde bütçeye yükünün de hesaplanması için TBMM’de bütçe ofisi kurulması gerekecek.

        Bir de hükümet desteği olmayacağı için ciddi hukuk bürosuna ihtiyaç duyulacak.

        ABD GİBİ Mİ?

        Komisyonların hangi sisteme göre çalışacağı da önemli...

        Çünkü gensoru ve güvenoyu mekanizması olmayacağına göre Meclis “denetim mekanizmalarının” nasıl çalıştırılacağının da şekillendirilmesi lazım.

        Burada da hükümetlerin olmadığı, devlet başkanlarının icranın başında bulunduğu başkanlık sistemlerinde olduğu gibi komisyonların dilediği kişiyi çağırıp sorgulaması söz konusu olabilecek mi?

        Örneğin, önceki gün ABD Senatosu İstihbarat Komisyonu’nda FBI Başkanı ve NSA Direktörü’nün sorguya alınmasına benzer durumla TBMM’de karşılaşılabilecek mi?

        Yani, bir süre önce raporunu tamamlayan Darbe Araştırma Komisyonu veya daha önce kurulmuş soruşturma komisyonlarına benzer yapılar nasıl oluşacak, bunların görevleri ne şekilde düzenlenecek?

        Bütün bunlar da KHK ile belirleme olanağı olmayan, TBMM’nin Anayasası olarak tanımlanan içtüzüğünde yapılacak düzenlemeyle olası hale gelecek.

        Hatta seçimin geleceği de içtüzüğe bağlı.

        Çünkü mevcut içtüzük, 550 milletvekilinin çalışma yöntemini tayin ediyor, oysa milletvekili sayısı 600’e çıktı; başbakan ortadan kalktı, bakanlar Meclis’ten çıktı.

        Yeni içtüzük belirlenmeden seçime gidilmesi halinde gelecek olanların çalışma yöntemi belli olmayacağından Meclis’in tıkanması tehlikesi de ortada duruyor.

        Ayrıca Meclis İdari Teşkilat Kanunu’nda da değişiklik gerekiyor.

        Seçim Kanunu ile Siyasi Partiler Kanunu’ndaki değişiklikler de sırada bekliyor.

        TBMM’nin önünde ağır bir yük duruyor...

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar