Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Genel merkezin itirazlarına rağmen 664 delegenin katılımıyla gerçekleşen MHP’nin olağanüstü kurultayı, birçok soruyu da beraberinde getirdi.

        Başında da 14 maddelik tüzük değişikliği var.

        Çünkü, genel merkez yönetimi her ne kadar “korsan” ilan etmiş olsa da olağanüstü kurultay Yargıtay hükmüyle yapıldı.

        Ayrıca konuyu Yargıtay’a taşıyan ve bu hükmün alınmasına aracılık eden de genel merkez yönetimiydi.

        O nedenle kurultayın toplanmasına ilişkin itiraz Yargıtay kararını tanımamak olur ki bir yaptırımı yoktur.

        YİRMİDE BİR İLE

        Kurultaydaki tüzük değişikliklerine gelince...

        Tüzüğün bir maddesi “olağanüstü kurultaylarda ancak toplantıya neden konuların karara bağlanacağını” şart koşuyor.

        Bir diğer maddesi ise “kurultayın gündemine hâkim olduğu, dilediği maddeleri ekleyip çıkarabileceği” kararını taşıyor.

        Belki de bundandır, olağanüstü kurultayın yapılmasını karara bağlayan Sulh Hukuk Mahkemesi, Yargıtay’ın da onadığı hükmünde, “Büyük kurultay delegesinin en az 20’de birinin teklifiyle gündemdeki sıranın değiştirilmesine veya bir konunun gündeme alınmasına karar verebileceğini” belirtti.

        Dolayısıyla hem delege listesini belirleyen, hem de mahkeme hükmünü onayan üst yargının organı olarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kurultay kararlarını yok sayması olası değil.

        Ancak tüzük değişikliği için itiraz yapılabilir, “üçte bir delegenin onayına gerek olduğu” ileri sürülür.

        Orada da Yargıtay’ın onadığı Sulh Hukuk Mahkemesi’nin “yirmide bir” kararına itiraz edilmesi gerekir.

        Nasıl ki bir kanun, Anayasa Mahkemesi’ne itirazın sonuçlanması beklemeden yürürlüğe giriyorsa, tüzük için de aynı yargısal sonuç doğar.

        Değişiklikler yürürlüğe girer, ancak itiraza ilişkin karar olumlu olursa tüzük değiştirilir.

        Ayrıca zaten yok farz ettiği, yasadışı bulduğu kurultayda alınan kararlara genel merkezin itirazının söz konusu olamayacağı da ortadadır.

        KONGRE HEYETİ

        Gelişmeler bu şekilde seyrederse genel merkez açısından bir başka risk de ortaya çıkar.

        Çünkü, tüzük değişikliğiyle “olağanüstü büyük kurultaylarda partinin merkez teşkilatı organlarının seçimini teminen olağanüstü kongre kararı alınmasına” olanak tanıyan bir madde kabul edildi.

        Madde böyle bir karar halinde parti üyesi üç kişinin “kongre heyeti” olarak atanmasını da hükme bağladı.

        Tüzük değişikliğinin ardından yapılan oylamayla “kongre heyeti” atanırken, 10 Temmuz günü Arena’da seçimli olağanüstü kurultayın yapılması da kabul edildi.

        Böylece, kurultay toplama, dolayısıyla salona hâkim olma yetkisi de genel merkezin elinden kongre heyetine geçebilir.

        Eğer ki genel merkez, daha önce MYK’da 10 Temmuz tarihini kurultay günü olarak karara bağladığına ilişkin bir belge sunmazsa, 10 Temmuz’da kongre heyeti yetkili olacak.

        MHP Lideri Bahçeli’nin 10 Temmuz’a ilişkin daha önceki açıklamaları yeterli sayılmayacak, karar aranacak.

        Yapılan tüzük değişiklikleriyle disiplin kapısı örtülürken, adaylardan Sinan Oğan’ın parti üyeliğinin dün Yargıtay tarafından tescili de önemli bir gelişmeydi.

        Özetle, yanlış hukuki mütalaalar sonucu gelen mahkeme kararları olmadan ulaşılabilecek hedefler varken, genel merkez sürekli kaybeden durumuna sokuldu.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar