'İade ederiz' dedik, ettik
AB Parlamentosu (AP) Türkiye Raporu’nda geçen yılki gibi beklenen oldu.
Raporda Türkiye’nin kırmızı çizgi ilan ettiği 1915 Ermeni olayları “Soykırım” diye nitelenince, raporun geçen yıl olduğu gibi iadesine karar verildi.
Raporla ilgili geçen yıldan tek fark, oylamadaki tablonun Türkiye lehine bir nebze değişmiş olması.
Geçen yıl, 84 ret oyuna karşı 432 “Evet” ve 127 de çekimser oy kullanılırken, bu yıl “Evet” oyları 375’e indi. Ret oyları 133’e yükselirken, çekimser oy sayısı da 87’ye düştü.
Türkiye geçen yıldan farklı olarak tepkisini hükümet nezdinde sert göstermeyip iade ile sınırlı tutarken, asıl tepki bu yıl TBMM’den geldi.
AB Bakanı Volkan Bozkır, resmi ziyarette bulunduğu Viyana’da sorularımızı yanıtlarken rapor hakkındaki görüşlerini de dile getirdi.
Bozkır, Rraporun vize serbestisi ile ilgili anlaşmayı etkilemesini beklemediğini söyleyerek “vize serbestisinin etkilenmesi halinde eşzamanlı yürürlüğe giren geri kabul anlaşmasını Türkiye’nin tek yanlı olarak fesih hakkının bulunduğunu” anımsattı.
SEÇİM BOŞLUĞU
Bozkır, son 4 yılda arka arkaya yapılan seçimlerin, Avrupa Parlamentosu ile ilişkilerde boşluk ortaya çıkmasına neden olduğunu vurguladı.
“Türkiye’ye hasmane düşünceler besleyen grupların parlamentoya hâkim olduğu bir durum ortaya çıktı” dedi.
Türk parlamenterlerin AP ile ilişkileri yeniden kurduğunu, ortaya çıkan olumsuz havanın düzeleceğine inandıklarını da sözlerine ekledi.
Bozkır, AB Komisyonu’nun Türkiye raporunun AP’de yorumlanması gerekirken, asıl raporda olmayan ifadelerin yer aldığına dikkat çekti.
ÜÇ KIRMIZI ÇİZGİ
“1915’in Ermeni soykırımı olarak değerlendirilmesi, PKK’nın terör listesinden çıkarılması ve Türkiye- AB müzakere sürecine zarar getirecek düzenlemelerin” üç kırmızı çizgi olarak kayda geçirildiğini vurguladı.
Başbakan Davutoğlu’nun, AP Başkanı Martin Schulz ile görüşmesinde bunların dile getirildiğini bildirdi.
Buna karşın raporun kabul edildiğini de belirten Bozkır, “Geçen yıl olduğu gibi biz de aynen iade edeceğiz” dedi.
Raporda yer alan sert eleştirilere Bozkır’ın yanıtı da şöyle oldu:
“Tenkit yapılabilir, yapıcı tenkitler olabilir, doğru olduğuna inanmadığımız tenkitler de olabilir. Diğer ilerleme raporlarında yaptığımız gibi görüşürüz, yeni bilgiler veririz, birbirimizi ikna etmeye çalışırız. Önemli olan raporun Türkiye’ye ceza verecek şekilde yazılmamasıdır. Türkiye ve AB ilişkilerini ileriye götürmek için çıkan bir kâğıt olmasıdır.”
Türkiye’nin kendisini AB ailesi içinde görmesi halinde, göç olayında yaşandığı gibi sıkıntılara daha kolay formüller üretilebileceğine de vurgu yapan Bozkır, raporun haziranda başlayacak vize serbestisini etkilemesini beklemediğini de vurguladı. Vize konusunun, “geri kabul anlaşması”yla birlikte AB müktesebatı haline geldiğinin de altını çizip noktayı koydu:
“Vize kalkmadığı takdirde, geri kabul anlaşmasını fesih etme yetkisini saklı tutuyoruz...”
Son durum Salamon ile Mişon arasındaki borç-alacak hikâyesine benziyor: Hani demiş ya “Bundan sonrasını sen düşün”...
AB ilişkileri hassas bir sürece girmiş bulunuyor.
- Gençleşemiyoruz...3 gün önce
- Mr. Fico…5 gün önce
- Elektrikli otomobil savaşı...1 hafta önce
- Anneler günü…1 hafta önce
- Güç savurması…1 hafta önce
- Nüfus kalmayınca2 hafta önce
- Columbia'nın "dış aktörleri…"2 hafta önce
- Mirasın geleceği…2 hafta önce
- Metal yakalılar, mavi yakalıları yakalayamaz...3 hafta önce
- Evrenin Antarktika'da kaybolan büyük sırları3 hafta önce