Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        “DEMOKRASİ tarihinin en zor kararlarından birini verdik...”

        Başbakan Davutoğlu, Güneydoğu’da başlatılan askerin de desteğindeki kapsamlı operasyonları bu sözle tanımladı.

        Kararın zorluğunu anlamak için bir örnek yeterli.

        Hem de Diyarbakır’ın göbeğinden.

        Resmi verilere göre, bugüne kadar defalarca sokağa çıkma yasağı ilan edilen Sur İlçesi’ndeki 6 mahallede, olayların başladığı eylül ayından bu yana göç eden sayısı 20 bini aştı.

        Bu 6 mahallede yaşayan sayısı da an itibarıyla 4 bin civarında.

        Yani bir büyükşehirin tam göbeğinde olan, şehrin tarihi varlığında damgası bulunan, ticaretin kalbinin altığı ilçe, 3 ay içinde boş yaşam alanına dönüştü.

        En büyük ilçelerinden Silvan’da, 6 bini geri dönmüş olsa da ilk aşamada 10 bin insan göç etti.

        Bütün bunlar da PKK’nın 12 Ağustos’ta “Kürdistan halkı için özyönetimden başka bir seçenek kalmamıştır” diyerek militanlarını harekete geçirmesiyle başladı.

        Örgüt, var olan uzlaşı zeminlerini, siyasal bileşenlerini de yok sayarak, sonucunu öngörmeyerek tek başına “özyönetim” ilanında bulundu, “özyıkıma” neden oldu.

        Şunu baştan söyleyeyim, hiçbir iç çatışmayla karşılaşmamış, demokrasinin en üst seviyede hayat bulduğu herhangi bir Batılı devlet de dahil, hiçbir devlet böyle bir durum karşısında sessiz kalmazdı.

        HALKLA BİRLİKTE

        Ancak bu noktada, İçişleri Bakanı Âlâ’nın da dün açıkladığı 862’si ağır ve uzun namlulu olmak üzere ele geçirilen 2 bin 240 silah ile 10 ton patlayıcıyı şehirlere nasıl soktuğu sorgulanabilir.

        Bunlar işin bir başka cephesi.

        Burada görülmesi gereken ise dün de bu sütunda belirttiğim gibi halkı kucaklayabilmek, onunla birlikte hareket edebilmek.

        Çünkü bölge geçmişte benzer sorunları sıklıkla yaşadı.

        Gece PKK geldi gıda alıp götürdü, sabah asker geldi “Niye verdin?” diye sorguladı, arada kalan halk canından bezdirildi.

        Sonuçta kaygılı, devletinden de evladından da kuşku duyan bir toplum ortaya çıkarıldı.

        KENTSEL DÖNÜŞÜM

        Görünen o ki, Ankara geçmişin hatalarından da yola çıkarak ortaya çıkan toplumsal yaranın sarılması için hazırlıklarını yapmış.

        Sadece Silvan’da evi ve işyeri zarar görenlere 3.5 milyon lira ödenmiş.

        Planlama ise Sur İlçesi’nde çatışmadan da büyük zarar gören bölgenin tarihi dokusunun restorasyona uğratılması ve kentsel dönüşümün başlatılması.

        Bu kapsamda öngörülen de çatışma alanında kaldığı için yurttaşın boşalttığı evi devletin satın alması.

        İkincisi ise kirasını devletin karşıladığı veya gösterdiği bir yerde kentsel dönüşüm bitene kadar ikamet edip tamamlandıktan sonra da üstüne bir miktar ödeyerek eski evine kavuşması planlanıyor.

        Böylece bölgenin tarihi olanlar dışında kalan apartman gecekondu yapısından kurtulması, tarihi dokunun ortaya çıkarılması hedefleniyor.

        Bölgedeki esnafın veya işyeri bulunanların durumu için de sigorta borçlarının ertelenmesi, zararlarının karşılanması dahil birçok planlama yapılıyor.

        Dilerim on yıllar öncesinin hatası tekrar etmez, halkın mağduriyeti öncelenerek bir an önce sonuca ulaşılır.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar