Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Rusya ile jet krizinin Moskova’da yarattığı üzerine bir süredir orada yaşayan veya gidip gelenlerle konuşuyorum.

        Türkiye’nin tutumunu hoş karşılamayanlar da dahil, hepsinin ortak bir cümlesi var:

        “Bu durumdan hiç hoşnut değiliz...”

        Rus televizyon ve radyolarının Türkiye aleyhindeki yayınlarının büyük etki yapmamasının gerekçesini de buna bağladılar.

        Başka gerekçeler de ileri sürdüler, ancak içlerinde en dikkat çekici olanlar, yaşamı doğrudan ilgilendirenlerdi.

        Örnek mi; büyük bir alışveriş mağazası sahibi atadan dededen Rus’un şu cümlesi:

        “Mandalinayı Türkiye’den 90 rubleye günlük taze almak varken, niye Çin’den 150 rubleye 20 günlük olanı alacağım? Diyelim ki aldım, bu fiyata kime satacağım? Yolu uzar ama mal yine Türkiye’den gelir; kâğıt üzerinde menşei değişir...”

        Cümle ne kadar tanıdık geliyor değil mi?

        Unutulmasın ki her iki toplum da bu coğrafyanın ürünü...

        TURİZM SORUNU

        Gelelim krizin en çok etkileyeceği alana; Rusya’nın turizm şirketlerine Türkiye destinasyonunu çıkarmaları baskısına.

        Önce bir gerçeği görmek lazım...

        Bugün Rusya turizminin üçte birini yöneten ve yönlendiren Türkler ve işlerini de çok başarılı yapıyorlar.

        Dolayısıyla Rus turisti çok iyi tanıyorlar.

        Hemen hepsinin tespiti benzer: “Ruslar geçmişte başka destinasyonları çok denedi ve Türkiye’de karar kıldı. Bundan vazgeçmesi kolay olmaz...”

        Örneğin geçmişte Mısır, Tayland, Adriyatik, Kuzey Afrika, Baltık bölgelerini denemiş; İspanya, İtalya, Güney Kıbrıs, Yunanistan’da dolaşmış, memnun kalmamış.

        Bazıları “aile destinasyonu değil”, bazıları da “Türkler gibi her şeyi önümüze bedava dökmüyorlar; bir bardak suya bile yemek parası alıyorlar” diye vazgeçmiş.

        Değer, saygı görme, itibar yani repütasyon açısından Türkiye’de karar kılmış.

        Şimdi “Gitmeyin” demenin veya Türkiye’deki üniversitelerde okuyan öğrencilerini geri çekmenin Rus halkının vicdan muhasebesindeki karşılığı da iyi hesap edilmeli.

        Ayrıca unutulmasın ki ekonomik yaptırımların sorun çözmediğini en iyi bilen Ruslardır; ambargo bir çözüm olsaydı Ukrayna, Gürcistan krizinde Moskova’yı etkilerdi.

        Daha önemlisi o dönemde Moskova da Türkiye üzerinden nefes aldı, Türkiye’de sadece enerji santral ihalesi değil, banka, büyük işletmelerin sahibi oldu.

        Halklar birbirini sevdi, akrabalıklar kurdu, torun sahibi oldu.

        Görülüyor ki Moskova da bunun farkında. Dilerim Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov ile yarın Belgrad’daki görüşmesinden olumlu bir sonuç çıkar.

        ÜSLUP...

        CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Diyarbakır’daki eylem ve söz üslubu, özlenen siyasetin yansımasıydı.

        Mesela, birçok siyasetçinin acısını hissetse de eylemselleştirmediği bir adımı attı...

        Tahir Elçi’nin de Hak yoluna yürüdüğü olay sırasında şehit olan polislere taziye için Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’nü ziyaret etti.

        Sonrasında gidip Diyarbakır Barosu’nda açıklamada bulundu.

        Hem devlete hem de PKK’ya yönelik cümleleri de iyi seçilmiş ve tonlanmıştı.

        Kılıçdaroğlu, sorunun çözümünde olması gereken üslup ve dilin siyasette var olduğunu gösterdi.

        Bu üslubu içimizi rahatlattı, hükümetin de elini rahatlattı.

        Kutlarım...

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar