Kassandra'nın kehaneti
Türkiye Cumhuriyeti başkentinin merkezinde dün yaşanan, bir katliamdır.
Göz göre göre gelen insanlık kıyımıdır; barışın bombalanmasıdır.
İster “Kırmızı Pazartesi” ister “Kassandra’nın kehaneti” deyin...
Ankara’da güvenlik çalışanından, akademisyeninden siyasisine, gazetecisinden istihbaratçısına kadar böyle bir olayın olma ihtimalinin yüksekliğinden bahsetmeyen kişi, kurum yoktu.
Daha 3 ay önce Diyarbakır ve Suruç’ta benzer iki büyük olay yaşanmış olmasına karşın, başkentin göbeğinde böyle bir katliamın nasıl engellenemediğinin topluma çok iyi anlatılması, hatta hesap verilmesi gerekir.
Eğer bu olayın neden engellenemediği topluma izah edilemez ve önlemesi gereken, önceden tedbir alması lazım olanlar hakkında gereken yapılmaz ise benzerlerinin olması kaçınılmazdır.
Bundan sonra olacaklar da geçmişte görüldüğü gibi ne yayın yasağıyla önlenebilir, ne de “Aslında biz her türlü tedbiri aldık” açıklamasıyla geçiştirilebilir.
Olan ortadadır; adı, sanı, kimliği ne olursa olsun terörü yaratanlar hedefine ulaşmış, bunu engellemesi gerekenler de altında kalmıştır.
GÜVENLİKSİZLEŞTİ
Olayı tek başına emniyetin üzerine atıp çekilmek de kolaycılık olur.
Çünkü bu tür olayların engellenmesi ancak sağlam ve zamanında verilmiş istihbaratla sağlanır.
Eğer herkesin olması ihtimalinden söz ettiği olay hakkında, hem de provası 3 ay önce Mersin, Adana, Diyarbakır ve Suruç’ta, ondan önce Kilis, Reyhanlı, Niğde Ulukışla, Sultanahmet’te gerçekleşmiş katliam serisinin benzerinin Ankara’nın göbeğinde tekrar edeceğinden haberdar değilseniz, bundan sonrasında olacaklar karşısında da yapacağınız bir şey yoktur.
Sivil insanlar katledilerek devlet sistemine ağır bir saldırıda bulunulmuş ve maalesef başarı elde edilmiştir.
Siz istediğiniz kadar “güvenlik zafiyeti olduğuna inanmayın”, dilediğiniz kadar da her türlü tedbiri aldığınızı ileri sürün.
Gar meydanında yatan, bu satırların yazıldığı saatlerde sayısı 86’yı bulan katledilmiş sivil insan ve 186 yaralı, sizi toplum vicdanında tekzip eder.
Bu tür tutumlar da maalesef güvenliği güvenliksizleştirir...
GELECEĞİ GÖRMEK
Kassandra’nın kehaneti gerçekleşmiştir.
Aynen, yazar Christa Wolf’ün, 1980’li yılların başında barışın en çok konuşulduğu, ancak iki süper gücün silahlanma yarışına girdiğini görünce yeni bir dünya savaşından kaygı duyması üzerine kaleme aldığı eserindeki gibi.
Hikâye bilindiktir, Troya Kralı’nın en güzel kızı Kassandra, kendisine âşık olan Apollon ile birlikte olma karşılığı kehanet yetisini alır.
Ancak sonradan birlikte olmaktan vazgeçer, Apollon da buna öfkelenip Kassandra’yı lanetler ve halkın kehanetlerine inanmasının önüne geçer.
Kassandra olacakları görür, Troya (Truva) Atı dolayısıyla ülkesinin başına gelebilecekleri sıralar.
Ancak herkes sözlerine deli saçması diye bakar, o ise kehanetinin sonucunu çaresiz izler.
Hikâye bilimsel çalışmalara ve psikolojiye “Kassandra kompleksi” diye geçer.
Filmlere konu olur; Terminatör 2’de Linda Hemilton’un, 12 Maymun’da Bruce Willes’in karakteridir.
Ankara’da dün yaşananlar da Kassandra’nın kehanetinden başka bir şey değildir.