Partizan müziğinde Dabke dansı...
Ayak oyunları benzerdir, ama biri daha bireyseldir, diğeri ekipçidir.
Biri daha kıvraktır, diğeri ise zaman zaman atakları olsa da bizim Orta Anadolu halayını andırır.
Adlarından da anlaşılacağı gibi Dabke Suriye’nin, ünlü koreograf İgor Moiseyev’in düzenlediği gerilla savaşı yapan at sırtındaki insanları canlandıran Partizan ise Rusların hızlı halk dansıdır.
Son dönem Suriye’de olanlar ise tef, bendir çalınarak oynanan Dabke’yi Rusların kendi müziği eşliğinde oynamasına benziyor.
Hareketli, taktiksel ve alan korumalı bir şekilde de ilerliyor...
Nerede duracağı kestirilemiyor...
ABD ve Rus uçaklarının bombalama alanları üzerinden okunduğunda bu işin Suriye’yi Şii, Sünni ve Kürt olmak üzere üç parçalı hale getireceği görülüyor.
TÜRKİYE ÜZERİNDEN
Rus uçaklarının iki kez sınır ihlali yaptığı Türkiye’nin, oyundaki pozisyonuna gelirsek...
Ankara’nın demeçleri de gösteriyor ki, Baltık ve Kırım’da Ruslara karşı yaptırımda bulunamadığı için hıncını alamamış Batı’nın dolduruşuna gelmeyecek.
Diğer yandan da koalisyon güçleri arasında yer almak istemeyen tutumuna tavrı da bu kez takınmaktan kaçınıyor, tamamen etkisiz pozisyona düşmek istemiyor.
Ancak, Batı’nın kaçındığı taleplerinin yerine gelmesi için de Rusları manivela gibi kullanmanın yolunu arıyor.
Batı ise bir süredir yorgun düştüğü bölgede yapacaklarının bir kısmını Rusların üstlenmesinden memnun.
Ancak rakibinin daha ileri gidip Ortadoğu’da ağırlığı ele geçirmesinden korktuğu için de gerektiğinde fren koymanın yöntemini arıyor.
Uzun süredir ara verilen soğuk savaş, bölgeye tüm teknik ve takımları ile taşınmış, kıran kırana satranç oyununa hazırlanıyor.
Ruslar ise yakın geçmişte Almanlara yaptığı gibi Türkiye’ye ve üzerinden Batı’ya gönderdiği doğalgazı yarı yarıya keserek enerji silahını çekmiş bulunuyor.
Her gün oynanan bir taş, oyunun ileri hamlelerinin tekrar planlanmasını beraberinde getiriyor.
GÜVENLİ BÖLGE Mİ?
Rusya’nın son dönem körleştirdiği, uçuşa yasak alan haline getirdiği bölgeler açısından bakıldığında da ilginç bir durum söz konusu.
Şöyle ki...
ABD güçleri IŞİD’in başkent ilan ettiği Rakka’yı vurmuyor, yayılmasını engellemek için çevresini bombalıyordu.
Ruslar ise doğrudan Rakka’yı vurdu, IŞİD ailelerini Irak’a gönderip yeni saldırılara girişti.
Türkiye’nin güvenli alan ilan etmek istediği bölgede de Ruslar hâkimiyetini yaptığı uçuşlar ve sınır ihlalleriyle gösterdi.
Ruslar bölgede koalisyon güçlerinden daha etkin hale geldi.
Çünkü körleştirme yaptığı bölgede kendi uçaklarından başka güçlerin uçuşuna olanak tanımıyor; ayrıca karada da bulunuyor.
Bütün bunları da Şam yönetiminin çağrısıyla gerçekleştirdiğinden uluslararası hukuk karşısında da elini güçlü tutuyor.
Bundan sonra en tehlikeli durum ise Türkiye’nin bir zamanlar soğuk davrandığı, bugün her şeyini karşılayıp tek başına kalsa bile devam edeceğini söylediği; o gün ısrarcı olan ABD’nin ise bugün kaçındığı eğit-donat ve bunun sonucu sahaya sürülen ÖSO ile Rus askerlerinin karşı karşıya gelmesi.
Daha önemlisi de bölgeden kaçan tüm belanın Türkiye’ye taşınıyor olması...
