İşgüder hükümet ile mi?
CHP’nin ardından MHP ile de koalisyon ihtimali ortadan kalktı.
Bu durumda AK Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun önünde iki yol var.
Ya teamüllere göre hükümeti kurma görevini iade edecek, CHP Lideri Kılıçdaroğlu’na da birkaç gün bile olsa koalisyon arayışı imkânı tanıyacak...
Ya da Cumhurbaşkanı’na hükümet listesi sunup güvenoylamasına gidecek.
Meclis’te güvenoyu alamasa bile Anayasa hukukunda da yeri olan “işgüder” veya “gündelikçi” diye isimlendirilen azınlık hükümetiyle seçime götüren olacak.
AK Parti birkaç gündür ikinci yolun olabilirliğini tartışıyor.
Nitekim dün Bahçeli ile görüşme öncesinde de AK Parti’nin hukukçu kurmayları ve Meclis bürokratları, Genel Başkan, Başbakan Davutoğlu’na bu konuda görüş bildirdi.
Cumhurbaşkanlığı’nda da “güvenoyu alamamış olsa da kurulacak AK Parti hükümetiyle seçime gidilmesinin yolunun açık olduğu” dile getirildi.
İKİNCİ 45 Mİ?
AK Parti’nin etkin kurmaylarından biri de dün konuyla ilgili olarak görüşlerini şöyle dile getirdi:
“Anayasa, hükümet kurmayı güvenoyu şartına bağlamıyor. Hükümetin güvenoyu alamaması halinde takvim sıfırlanır, yeni bir 45 gün içinde hükümet arayışı başlar. Eğer bu ikinci 45’te kurulamaz ise o durumda 90 gün içinde hükümet kurulamadığı, kurulduğu halde güvenoyu alamadığı gerekçesiyle seçime gidilir. Seçim hükümeti zorunluluğu ortadan kalkar. Seçime Cumhurbaşkanı’nın onayından çıkmış hükümet götürür.”
Tartışma konusu da tam bu noktada başlıyor.
MHP kurmayları da AK Parti’deki bu hazırlıktan haberdar olacaklar ki konuyu hukukçularına irdeletmişler.
Vardıkları sonuç, Cumhurbaşkanı’nın onayıyla hükümetin kurulup güvenoyuna gitmesi sonucu TBMM’nin çalışmaya başlayacağı noktasında.
Ancak, kronometrenin sıfırlanması sonrası dolacak ikinci 45 günün sonunda hükümet çıkmaz ise o zaman seçim hükümetinin zorunlu hale geleceği görüşünde.
CHP ise bir an önce hükümetin teslimini, olmazsa seçim hükümetini istiyor.
CHP’de var olan ağırlıklı görüş, bir yolunun bulunup CHP azınlık hükümetinin kurulması.
Olmazsa AK Parti azınlık hükümetinin öngörülen yollarla mart ayına kadar devam edip süreçten daha da yıpranarak çıkması.
RASYONELLEŞME
Anayasa hukukçuları da bu konuda iki farklı görüşe sahip.
Bir görüş, güvenoyunun hükümetin kurulması için bir zorunluluk olmadığı inancında.
Diğer görüş ise bu sürecin güvenoyu alamadığı anda seçim hükümetinin zorunlu olarak ortaya çıkacağı noktasında.
Konunun uzmanı, Anayasa hukukçusu Doç. Dr. Ozan Ergül de bu görüşü savunanlardan. Doç. Dr. Ergül, dünkü sohbetimizde hükümet kurulsa bile aranan hükümet yönteminde güvenoyunun şart olduğunun altını çizdi ve şunları söyledi:
“TBMM Başkanlık Divanı’nın oluşumu sonrası bir Bakanlar Kurulu’nun oluşumu için çalışılan bir süreç. Dolayısıyla, Bakanlar Kurulu’nun güvenoyu alamaması da bu süreç içinde arananın bulunamadığı demektir. Seçim hükümetini zorunlu kılar. Rasyonelleştirilmiş parlamenterizm de bunu gerektirir. “
Davutoğlu’nun yan yolları deneyeceğine şu aşamada ihtimal vermiyorum.
Ancak görünen o ki, bu seçimin bitip yenisinin gelmesi o kadar kolay olmayacak.